AKP devleti ve Saray 15 Temmuz darbe girişimi sonrası, Olağanüstü Hal yasası ve bu yasadan kaynaklanan yetkilere dayanarak, Kanun Hükmünde Kararnamelerle ülkeyi yönetmeye ve istikrarsızlık kaynağı olmaya devam etmektedir.

AKP devleti ve Saray, geleneksel devlet aklı ile elde edemediği kamu kurumlarını, 'kayyum atayarak' talan etme çabası içindedir. AKP çevresinde organize olmuş sermaye çevreleri, kendi kârlarını katlamak için, kamu mallarını bir anlamda gasp edebilmek için, KHK'ler yayınlayarak birçok kamu kurumu ve Belediyeler el koymaya devam etmektedir.

Peki, kayyum nedir? ''Kayyum hukuki anlamda belli bir malın yönetilmesi veya belli bir işin yapılması için görevlendirilmesi amacıyla atanan kişi anlamına gelmektedir. Kayyum Arapça kökenli bir kelimedir ve Türkçeye ise Arapçadaki aynı anlamıyla geçmiştir. Bu tür atamalar günümüzde de yapılmaktadır. Mahkeme kararıyla alınan bu karar herhangi bir spor kulübü ya da holding hakkında verilebilmektedir. Genellikle kayyum atmaları pek yapılmamaktadır.''

Görüldüğü gibi Kayyum atanabilmesi için, mahkeme kararı olması gerekmektedir. Kayyum AKP devleti ve Saray'ın kendisi gibi düşünmeyen ve inanmayanların denetiminde bulunan, kamu kurumu veya sermaye çevrelerinin elinde bulunan mülklere yönelik AKP'lilerden oluşan ekiplerin yönetim kademelerine atanmasını sağlamak için, silah olarak kullanılmaktadır.

AKP devleti, Saray tüm çabalarına ve manipülasyonlarına rağmen, Kürt coğrafyasında hizmet veren, DBP Demokratik Bölgeler Partisi'nin yönettiği Belediyelere, 'el koyarak' 'kayyum atayarak' bir anlamda gasp etmiştir.

Eğer gerçekten, kayyum atanacak bir belediye, belediyeler, kamu kurumları varsa o da AKP belediyeleri ile hatta Saray'ın kendisine, 'kayyum atanmalıdır'. AKP devletinin, Saray'ın Belediyelere yönelik gasp faaliyetlerine gerekçe olarak, ''belediyelerin teröristlerle ortak hareket ettiği'' iddiası yer almaktadır.

AKP devleti, kurmayları, Saray, Belediyelere, 'kayyum atanmasına' ilişkin üst-üste açıklamalar yaparak, sanki vatanı, 'işgalden' kurtarmış pozisyonuna girmektedirler. Eğer gerçekten, kayyum atanacak bir belediye, belediyeler, kamu kurumları varsa, AKP belediyeleri ve AKP'nin bizzat kendisi ve hatta Saray'ın kendisine, 'kayyum atanmalıdır'.

Ama AKP'nin, Saray'ın tüm olumsuzluklarına rağmen, terör faaliyetlerine destek vermiş olmalarına rağmen, seçilmiş olmaları dolayısı ile kayyum atamak yerine, hukuki olarak yasalar önünde hesap vermelerinin daha şık olacağının, altını çizmede yarar var.

Söz konusu olan Terör örgütlerine, 'destek vermek' çetelere yataklık yapmaksa, AKP devleti, AKP Belediyelerinin sicilleri yeterince kalabalıktır. Yasal olmayan yönlerden Belediyeleri gasp etmekse, AKP bu konuda yeterince pimlidir.

Ankara Belediyesinde, 2014 Mart seçimlerinde, dönemim İçişleri Bakanı'nın müdahalesi, oynanan tezgâhlarla Belediye seçimlerine müdahale edilmesi, hafızalardan silinmemiştir. Eğer, 'kayyum atanacak' bu vb. örnekleri çoğaltabiliriz. AKP devletinin MİT Tırlarıyla, komşumuz Suriye topraklarındaki, tecavüzcü, cani terör çetelerine gönderilen silahlar, bombalar, savaş mühimmatları bırakın ulusal kamuoyunu, uluslar arası kamuoyunun uzun süredir gündemi meşgul etmektedir. Bu faaliyetler terör faaliyeti olarak görülmüyor mu, yoksa?

15 Temmuz darbe girişiminde bulunan, 242 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının katliamında sorumlu, cunta hayalleri kuran Fethullah Gülen Terör çetelerine yaptığınız yardımlar, ortaklıklarınız devlet içinde kurduğunuz paralel yapılanma hala sıcaklığını korumaktadır. Fethullah'cı çetelerle, birlikte yürümediniz mi, ''yağan yağmurlarda'' ''ne istediler de, vermediniz?''yargı, emniyet TSK Türk Silahlı Kuvvetleri, Ankara da, ''parsel parsel verilen arsalar'' kulaklarımızı tırmalamaktadır. Hala bir açıklama dahi yapmadınız (!)

Peki, hangi yüzle başkalarının, ''teröre destek'' sunuyorlar diyerekten, 'suçluyorsunuz'? En büyük terör organizasyonu AKP devletinin kendisidir. Buyurun, kayyum, 'atayacaksanız' fazla uzaklara gitmeyin. Kürt coğrafyasında yöre halklarının, ortalama 70 % üzerinde oylarını alarak Belediyeleri yöneten demokrasi güçlerini, 'hiçe sayarak' yönetimleri gasp eden, 'kayyum atayan' AKP devleti, Saray, geleneksel devlet aklı, bir anlamda ateşle oynamaktadır.

Kürt coğrafyasındaki yöre halklarının iradesini hiçe sayan, başkalarının iradesine saygı göstermeyenlerin, bir gerçeği bilmeleri gerekmektedir. Coğrafyada yaşayan halklarımızın iradesini teslim alamayacaksınız. AKP ve Sarayın, her fırsat ta, ''milli iradeye saygı'' gündeme geldiğinde, 'mangalda kül bırakmaması' neyle izah edilecektir.

Kendilerine gelince, 'milli irade' başkalarına geline, 'kayyum atamak' herhalde AKP'nin, 'ileri demokrasisi' bu olması gerek (!) Açık net diyecek olursak, AKP devleti, Saray, geleneksel devlet provokasyon ortamını hazırlayarak, çatışmalı ortamın, gerginlik ortamının sürekliliğini sağlamak için çaba harcamaktadır. Çünkü AKP devlet, Saray, geleneksel devlet aklı, çatışmalı ortamdan beslenmektedir.

Türkiye halkları, Kürt coğrafyasında yaşayan halklarımız, demokrasi güçleri, AKP devletinin bu provokasyonunu boşa çıkaracaktır.

Kendi Belediyelerine sahip çıkarak, AKP'nin gaspçı zihniyetini boşa çıkaracaklardır.
 
Bir sonraki yazımda buluşmak üzere,

12 Eylül 2016