Murat Arslan'ın açıklaması şu sözlerle başlıyor; “ AKP hükümeti toplumdaki tutucu ve ataerkil değerleri pekiştirerek, toplumsal değer sisteminde ve toplumun algısında kadının, kararlarını alabilen özgür birey değil, sahibi erkek olan ikinci sınıf bir insan yerine konmasına sebep olmuştur” ve yazılı yapılan açıklama şöyle devam etmekte; 

"Maalesef 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü ülkemizde ve dünyamızda kadınlara yönelik çeşitli haksızlıklardan dolayı coşkuyla ve mutlulukla kutlayamıyoruz. “Küresel Cinsiyet Eşitliği” sıralamasında 2006’da 105. sırada yer alan Türkiye, 2013’de 120. sıraya düşmüştür. Nepal, Mali, Çad, Yemen gibi en alttaki on beş ülkeden biri haline gelmiştir. AKP hükümeti sözde “demokrasi paketi” adı altında kadına göstermelik bir kılık-kıyafet özgürlüğü tanırken, gerçek özgürlüklerini elinden almaktadır. Oysa toplumda her anlamda var olan güçlü kadın, özgür kadındır.

Hükümet en az üç çocuk söyleminin ardından, çocuk sayısına göre erken emeklilik, kürtaj yasağı, yarım gün çalışma vb yasal düzenlemeleriyle aslında kadını ve erkeği eşit görmediğini, kadını “evde çocuk bakımından sorumlu” bir kişi gibi görerek kadını eve hapsetmek istediğini göstermektedir. AKP zihniyeti, toplumun aile değerlerine duyduğu saygıyı, tıpkı dini duygular gibi kullanarak kendisine meşruiyet kazandırmaya çalışmaktadır. CHP ye göre, evlat üzerinde ana ve baba eşit sorumluluktadır. Bize göre kadın yalnız ailenin değil, toplumun da yapı taşıdır.

Ülkemizde emekçi kadınlarımızın % 60’ı kayıtdışı, yani sigortasız, güvencesiz çalışmakta, emekleri sömürülmektedir. Çalışan kadınlarımızın erkeklerle “eşit işe eşit ücret” alamaması, yönetici kadrolarında kadına çok az yer verilmesi de sorunun başka bir boyutudur. Örneğin Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre ilköğretimde çalışan kadın öğretmenlerin sayısı %56.4 olmasına rağmen, yönetici görevine atanan kadınların sayısı %11.9’dur. Tüm kamuda çalışanların %34’ü kadındır, ama yöneticilerin %13.6’sı kadındır.

Türk kadını seçme ve seçilme hakkına Atatürk sayesinde 79 yıl önce kavuştu. Ancak, 1935’ten 2009’a kadar Meclis’e 8 bin erkek vekile karşılık sadece 236 kadın girebildi. Avrupa Birliği’ne üye ya da aday üye olan ülkeler arasında bu oranın en düşük olduğu ülke Türkiye’dir. Türkiye’de belediye başkanlarının sadece 0.56’sı, belediye meclis üyelerinin yüzde 2,2’si ve il genel meclisi üyelerinin yüzde 1.81’i kadındır.

Maalesef 4+4+4 sistemi, yine kız çocuklarımızın liseyi açık öğretimle tamamlamasına yol açarak, daha uygulamanın ilk yılında 100 binin üzerinde kız çocuğumuzu okulundan koparmıştır. Bu durum ayakkabı kutusu hırsızlığından bile daha vahimdir. Zira burada çalınan kızlarımızın hayatlarıdır, yaşama dair hayalleridir.

AKP hükümeti toplumdaki tutucu ve ataerkil değerleri pekiştirerek, toplumsal değer sisteminde ve toplumun algısında kadının, kararlarını alabilen özgür birey değil, sahibi erkek olan ikinci sınıf bir insan yerine konmasına sebep olmuştur. Nitekim, AKP ‘nin 10 yıllık iktidarı boyunca kadına yönelik şiddet yüzde 1400 artış göstermiştir. Dahası köyündeki çevre protestosundan, Gezi Park’a kadar kadınlara AKP polis eliyle şiddet uygulamaktadır.

Türkiye kadınları bunları hak etmiyor. Saygıyla elleri öpülesi kadınlarımız çağdaşlığa, başarıya, eşitliğe, her şeyin en güzeline layıktır. CHP iktidarında kurulacak olan “Eşitlik Bakanlığı”, eşitlik eylem planını uygulamaya sokacaktır. Bu ülkenin kadınlarımız sayesinde aydınlık ve barış dolu yarınlara ulaşacağına olan tam inancımla tüm kadınlarımızın kadınlar gününü kutlar, sevgi ve saygılarımı sunarım."

Murat Arslan

Schleswig Holstein ve Hamburg CHP Örgütlenmesi Başkanı