Hildesheim Alevi Kültür Merkezi'ne ait dernek salonunda 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için bir toplantı düzenlendi.

Yoğun katılımın olduğu ve dinleyicilerin dikkatle izlediği etkinlikte, sunumu Dilek Kara yaptı. Daha sonra söz alan Ekonomist ve Sosyal pedagog Zeliha Altuntaş, 8 Mart'ın günümüzdeki önemi üzerine bir konuşma yaptı. 

8 Mart'ın ilk kez 1909 yılında Amerikan Sosyalist Partisi’nin çağrısıyla şubat ayının son pazar gününde kutlandığına değinen Altuntaş, "8 Mart bir direniş simgesidir. Zorbalığa ve sömürüye karşı başkaldırının adıdır." dedi.

8 Mart'ın tarihine de değinen Altuntaş, 1910 yılında Danimarka’nın Kopenhag kentinde toplanan 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında, Almanya Sosyal Demokrat Parti önderlerinden Clara Zetkin'in 8 Mart'ın Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanmasını önerdiğini belirtti ve Clara Zetkin'in Sosyalist Enternasyonal’de kadın delege olarak uluslararası bir topluluk önünde yaptığı kadın haklarına dair konuşmasından şu bölüme yer verdi;

Sosyalistler her şeyden önce bilmelidir ki, ekonomik bağımlılık veya bağımsızlık, sosyal kölelik veya özgürlükle ilintilidir… İşçiler kapitalistler tarafından nasıl boyunduruk altına alınmışlarsa, kadın da erkek tarafından öylesine boyunduruk altına alınmıştır ve ekonomik özgürlüğüne kavuşmadığı sürece de öyle kalacaktır… Kadın işçiler kadının özgürlüğünün ayrı değil, büyük sosyal sorunun bir parçası olduğundan tamamen emindirler. Bu sorunun bugünkü toplumda hiçbir zaman çözülemeyeceğinin, ancak toplumun köklü değişiminden sonra bunun mümkün olabileceğinin de bilincindedirler… Kadının özgürlüğü, tüm insanoğlunun özgürlüğü gibi, yalnızca emeğin sermayenin boyunduruğundan kurtulmasıyla mümkün olacaktır.”

Ekonomist ve Sosyal Pedagog Zeliha Altuntaş'ın konuşmasından satır başları:

8 MART TÜRKİYE'DE İLK KEZ 1975 YILINDA SOKAKLARDA KUTLANDI

Türkiye'de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında kurulan İlerici Kadınlar Derneği, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü ilk kez yaygın olarak ve sokaklarda kutlamaya başladı. İKD, her yıl 8 Mart’ta pek çok kentte kitlesel etkinlikler düzenledi.

İnsan Hakları temelinde kadınların siyasi,sosyal ve ekonomik bilincinin geliştirilmesini tanımaktır. 8 Mart tüm dünyada kadınların eşitlik özgürlük ve daha huzurlu yaşama isteklerini dile getirdikleri çok özel bir gündür

YILDA BİR GÜN HATIRLANMAK YETMEZ

Yılın sadece bir günü kadınları hatırlamak onların aile ve toplum üzerindeki değerlerini ön plana çıkarmakla onların hak ettiği kazanımlar ödenmiş olmaz

Eşitlikten söz ederken bunu uygulamalarda göremiyoruz. Örneğin siyaset idare ve toplumun diğer alanlarında kadınlara gereken fırsatlar verilmemiştir. Kadın haklarını insan haklarından ayrı tutmak mümkün değildir. Kadın hakları ile savunulan kadınların ayrıcalıklı haklara sahip olması değil, sadece insan oldukları için her yerde ve herkes için geçerli haklara sahip olmasıdır.

Kadınların eğitim sağlık siyaset ve toplumun her alanında özgür ve aktif olarak görev almalarına fırsat verilmelidir.

Savaşlarda tecavüz, toplumdaki geri namus anlayışıyla iç içe geçerek ‘düşmanın onuruyla oynamanın’ en önemli silahı haline geliyor. Vietnam, Bosna, Çeçenistan, İran, Irak, Suriye ve daha nice savaşlarda on binlerce kadın tecavüze maruz kaldı ve kalmaya da devam ediyor.

Kadın olmak ister savaşta, isterse kaçıp sığındığı mültecilik durumunda erkek egemen anlayışın karşısında ezilmek, sömürülmek, tecavüze uğramak, şiddet görmek, fuhuşa sürüklenmek, yoksullaşmak ve öldürülmek anlamına geliyor

8 Mart, kadın hareketinin kendi renk, ruh ve özgünlüğüyle “ekmeğin ve gülün” elde edileceği bir yaşamın mücadele günüdür.

Her günün 8 Mart ruhuyla bir mücadele günü olarak görülmesi, her anın kadın mücadelesi ile anlam bulması demektir…

8 MART ÇİÇEK DEĞİL, HAKKINI ve EMEĞİNİ ALMAKTIR

Emek herkesindir, çalışmak, gülmek, eğlenmek herkesindir. İnsanca yaşamak herkesindir.

8 Mart her istediğini yapabilmek değil, istemediğin şeyleri yapmamak demektir. 8 Mart zorla evlendirilmemek demektir. 8 Mart tecavüz edilmemek, öldürülmemek demektir. 8 Mart çiçek almayı değil, hakkını emeğini almak demektir. 8 Mart sömürüsüz bir dünya da ötekileştirmeden, seks objesi olarak görülmeden insanca yaşamak demektir.

Cuma Yağmur / Hannover