Yuridian Herera Lainez (24), 28 Mart günü başkentin kuzeyindeki Tonacatepeque’de, kısa süre önce ayrıldığı eşi tarafından silahla katledildi. Bun cinayetten 8 gün önce ise Maria Carmen Centeno (32) ülkenin doğusundaki San Miguel’de eşi tarafından bıçaklanarak katledildi.

1 Nisan günü aynı zamanda ABD vatandaşı olan ve izin için El Salvador’da bulunan Suyapa del Carmen Vilatoro (37), muhtemelen eşi tarafından tutulmuş kiralık katiller tarafından silahla vuruldu. Vilatoro hastanede yaşam savaşı verirken, olay sırasında kurşunlanan bir diğer kadın Ana Cirstina Ramos (67) hayatını kaybetti.

Ülkede en çok tepki toplayan kadın cinayeti ise Lida Maria Huezo cinayeti oldu. 41 yaşındaki kadın, 24 Mart günü San Salvador’daki evinde soğukkanlı bir cinayete kurban gitti. Tüm izler kocası Manuel Gutierrez’i gösterirken, Gutierrez savcılığın yaptığı ‘teknik hata’ nedeniyle serbest bırakıldı.

El Salvador medyasında yer alan haberlere göre Gutierrez, ülkenin en zengin ailelerinden biri olan Poma ailesinin  ‘ısrarları’ üzerine serbest bırakıldı. Haberlerde, Gutierrez’in Poma ailesine ait otomobil dükkanında çalıştığına dikkat çekildi.

MAÇO ZİHNİYETİ

Barış için Salvadorlu Kadınlar (Ormusa) örgütünden avukat Silvia Juarez’e göre kadınlara yönelik cinayetler maço zihniyetinin ürünüdür. Juarez, “Bize karşı şiddeti meşrulaştıran, kadının birilerinin mülkiyeti olduğu, bizi ‘düzeltebilecekleri’ (terbiye etme) anlayışı hakim” dedi.

Kadın Araştırmaları Cemujer’den Ima Gurola ise, kadına yönelik cinayetlerde cezasızlığa dikkat çekti. Gurola, “Bu ve diğer davalarda cezasızlık, burada her hangi bir şey olmaksızın bir kadının öldürülebilineceği sinyalini göndermektedir. Para ve etkisi olan, ucuz kurtulabilmekte” dedi.

Merkezi İsviçre’nin Cenevre kentinde bulunan Küçük Silahlar Araştırma (Small Arms Survey) organizasyonuna göre El Salvador uluslararası alandaki ‘femicide’ (kadın cinayetleri) sıralamasında başı çeken ülke konumunda. Organizasyona göre ülkede her 100 binde 12 kadın cinayeti yaşanmaktadır.

207 DAVA’DA SADECE 3 MAHKUMIYET

Kadın cinayetlerini dizginlemesi hedefiyle geçen yılın başında yeni bir kanun devreye girdi. Ancak görüldüğü kadarıyla kanun işe yaramamış. Kanuna göre, kadın cinayetlerinde 50 yıla kadar varan hapis cezası verilebilinmekte. Diğer cinayetlerden 20 yıl daha fazla. Ancak soruşturulan 270 davadan sadece 7’si kadın cinayeti olarak tanımlandı. Bu 7 davadan ise sadece 3’ü mahkumiyetle sonuçlandı.

Guirola’ya göre devlet, ev içi şiddetin gösterge olarak kullanılabileceği bir uyarı sistemini oluşturmalı. Kötü muamele ve tehditlerin sok sık göz ardı edildiğini söyleyen Guirola, bunun yanında polis ile yargıçların çoğunun yeni kanunu fazla bilmediklerini, kadın cinayetlerine bakmaya eğilimli olmadıklarını belirtti.

Yetkililerde de ev içi şiddete sıkça rastlanmaktadır. Bunlardan en kötü ses getireni, geçtiğimiz yıl eşine kötü muamelede bulunan sağcı parlamenter Rodrigo Samayoa davasıdır. Son aylarda en az 6 polis eşlerine karşı şiddet kullanmakla suçlandılar.