Hırsızlar çaldıklarıyla her geçen gün biraz daha şaşırtmaya devam ediyor. Ev, iş yeri, arabalardan her türlü eşya, camilerden ayakkabı, yollardan logar kapağı çalan hırsızlar, bu kez de mezarlara dadandılar..

Urla Güvendik Köyü Mezarlığı’nda 2012 yılında defnedilen Mehmet Tahir İnceoğlu’nun kabrinin ayak ucunda yer alan, üst kısmında şiir ve kalp şeklinin, alt kısmında da eşi Şenay İnceoğlu, kızları Feryal Demirdönder ve Fulya Omaç’ın isimlerinin yazılı olduğu mermer kitabe kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce çalındı. Altı yıl önce aile büyüklerini kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşayan eşi ve kızları bu kez de ‘yok artık, bu kadarına da pes’ dedirtecek insanlık ayıbı mezar hırsızlığı karşısında bir üzüntü daha yaşarken, polise de suç duyurunda bulundular. Emniyet mensupları önce mezar yerini incelerken ardından da hırsızların kimliğinin belirlenmesi ve yakalanması için çalışma başlattı.

Şenay İnceolu ve Feryal Demirdönder mezara gidince gördükleri manzara karşısında şok oldular.

İNSANLIK ADINA ÇOK UTANÇ VERİCİ

Her bayramın ilk günü olduğu gibi, kızlarıyla birlikte eşinin mezarını ziyarete giden ve kitabenin yerinde olmadığını görünce şok olduklarını söyleyen Şenay İnceoğlu, “Kitabeyi kim, neden çaldı anlamadık. Maksadı bizi üzmek mi, yoksa satıp para kazanmak mı bilemedik. Gerçi etrafımızda bizi üzmek isteyecek zihniyette kimse yok. Bu insanlık dışı bir şey, kınıyorum. Kim yaptıysa yazıklar olsun. İnsanları mezarda bile rahat bırakmıyorlar. Ölüye bile saygıları çok. Mezarlıklar ebedi istirahatgahlarımız ve hepimiz için kutsal bir alan. Hırsızlık mezardaki bir mermer kitabeye kadar düştüyse, vicdansızlığın, terbiyesizliğin sınırı kalmamış demektir. Allah’ım ne günlere kaldık. Hiç mi içlerinde Allah korkusu yok bunların. Kim yaptıysa Allah'a havale ediyorum.” diye konuştu.

Çalınan mermer kitabe

BİR BAŞKA MEZARDAN DA BÜYÜ ÇIKMIŞ

‘Bugün bizim başımıza gelen yarın bir başkansının da başına gelebilir’ diye sözlerine devam eden İnceoğlu şunları söyledi:

“Geçen yıl da mezarın üzerindeki mermer vazoyu çalmışlardı. Bu yıl kitabeyi çaldılar. Birkaç ay önce de kızım Fulya’nın Rodos’tan getirdiği doğal görünümlü yapay çiçekleri çalmışlardı. Korkarım bu gidişle önümüzdeki yıl da mezar başını çalacaklar. Mezarlıkta sohbet ettiğimiz bir ziyaretçi de babasının mezarına gömülmüş büyü ve muska bulduğunu söyledi. Bir kadın ve erkek fotoğrafı ile bir kağıtta Arapça yazı yazıyormuş. Mezara çiçek dikmek için kazarlarken çapaya takılmış, öyle görmüşler ve atmışlar hemen. Duyunca hayretlere düştük. Kışın da bir tanıdığımızın ablasının Denizli Köyü Mezarlığı’ndan mezar taşı çalındı, yeniden yaptırmışlar. Neler oluyor mezarlıklarda böyle. Polise suç duyurusunda bulunduk. Biz çok üzüldük, yanlarına kalmasını ve başkalarının da üzülmesini istemiyoruz. Bunun için de bir an önce mezar hırsızı veya hırsızlarının bulunmasını istiyoruz. Belki mezarlıklara kamera sistemi konulursa bu tür utanç verici olayların yaşanması önlenebilir ve buna yeltenenler de tespit edilip, yakalanabilir.”

Mezarın eski halinin görünümü

KENDİ BAŞLARINA BÖYLE BİR ŞEY GELSE NE HİSSEDERLERDİ

Büyük kızı Feryal İnceoğlu ise mezar ziyaretine gittiklerinde babaları için yaptırdıkları kitabenin yerinde olmayışının kendilerini çok şaşırttığını belirterek, “Artık ölülerimize bile saygı kalmamış. Böyle bir hırsızlığa tenezzül edenlerin normal bir zekaya sahip olamayacağını düşünüyorum. Hangi düşünce yapısı ve zihin anlayışına sahiptirler anlamak mümkün değil. Herkesin canından çok sevdiklerini ebedi uykuları için güvenerek bıraktığı mezarlıklarda böyle şeylerin yaşanması akıl alır gibi değil. Bu hırsızlığı yapanların da mezarlarda sevdikleri vardır. Başlarına böyle bir şey gelse nasıl kendileri ne hissederlerdi. Demek ki hiç bir ahlak anlayışına sahip değiller. Ama Allah her şeyi görüyor. Bir gün hepimiz onun huzuruna çıkacağız” şeklinde duygularını aktardı.

Fulya OMAÇ - ÇEŞME