İzmir 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, sanıklar R.Ç. ve E.Ç ile tarafların avukatları katıldı. Sanık E.Ç., bir yıldır cezaevinde bulunduğunu, olayla ilgisinin olmadığını belirterek, “Oğlum suçluysa cezalandırın ancak ben suçsuzum. Ailem dağıldı, perişanız. Oğlumun duruşmasına geldim, beni aldılar. Suçlu olsaydım kaçardım. Türkçem zayıf olduğu için kendimi ifade edemiyorum. Tahliyemi ve beraatimi istiyorum” dedi. Sanık R.Ç. ise, ne diyeceğini bilemediğini, babasının ölenlerle bir ilgisinin olmadığını savunarak, “Babamın olayla ilgisi yoktur, bu benim sorunumdur. Ben kendim yaptım. Babamın ilgisi olsaydı, kendisi gelmezdi, kaçardı. Babamın beraatini istiyorum” dedi. R.Ç.’nin avukatı Altan Tunalı’nın, müvekkiline, “Çocuk ağır ceza mahkemesinde, meşru müdafaa halinde olduğunu, kendisine önce maktüllerin saldırdığını söylemiştir, bu iddiası devam ediyor mu?” diye yönelttiği soru üzerine R.Ç., “Psikolojim bozulduğu için artık onu bile unutmuşum. Önce onlar bana bıçakla saldırdılar. Tekne turunu da kendileri ayarlamıştır” yanıtını verdi. E.Ç.’nin avukatı Aydoğan Yolyapan, müvekkiline yönelik suçlamayı kabul etmediklerini belirterek, “Müvekkilimin eylemi, kanlı olarak gelen oğlunu Selçuk’a bırakmasıdır. Sadece gizli tanığın birebir tutmayan beyanlarına göre müvekkilin tutukluluk halinin devam kararı verilmemesini ve tahliyesini istiyoruz” dedi.

Ölen İrlandalıların avukatı Barış Kaşka ise, olay yerinde keşif yapılmasını istediklerini, olayın tek bir kişi tarafından işlenmesinin mümkün olmadığını, gizli tanığın bu yönde beyanlarının bulunduğunu kaydederek, “Müvekkillerde yapılan DNA incelemesinde iki DNA elde edilmiştir. Olay anında başka bir kişinin daha olduğu da buradan anlaşılmaktadır. Adli tıp raporunun DNA üzerinden yeniden aldırılmasını talep ediyoruz. Sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep ediyoruz” dedi. Mahkeme heyeti, gizli tanığın beyanında geçen iki arkadaşının tespit edilip gizli tanık olarak dinlenmesi için emniyete yazı yazılmasına, Kaynaklar Jandarma Komutanlığı’na müzekkere yazılarak olay tarihinde karakolda görevli astsubay ve rütbelilerin kimler olduğunun tespit edilerek duruşmada hazır edilmelerinin istenmesine, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

OLAYIN GEÇMİŞİ

Kuşadası’nda, 18 Ağustos 2011’de, 16 yaşındaki İrlandalı Shannon Graham, annesi 54 yaşındaki Marion Elizabeth Graham ve arkadaşı 50 yaşındaki Cathy Dinsmore’den haber alamayınca polise haber vermişti. Polis, genç kızın sevgilisi olduğu öğrenilen 17 yaşındaki R.Ç.’nin ifadesini almıştı. Çelişkili ifadeler veren R.Ç., iki kadını İzmir’de öldürdüğünü itiraf etmiş, İzmir’in Buca ilçesindeki ormanlık alanda kadınların cesetleri bulunmuştu. R.Ç., İzmir Adliyesi'nde tutuklanarak Bergama Çocuk Tutukevi’ne gönderilmişti. R.Ç.’nin, “tasarlayarak iki kişiyi kasten öldürdüğü” gerekçesiyle iki defa ömür boyu ağırlaştırılmış hapis cezasına çarptırılmasını isteyen savcı, zanlının olay tarihinde 15-18 yaş grubuna dahil olması nedeniyle bu cezanın TCK'nın 31/3. maddesi gereğince indirilmesini, iki kez 18 ile 24 yıl arasında hapis cezası verilmesini talep etmişti. İzmir Birinci Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlanan davanın ilk duruşmasında, müşteki avukatı Kaşka, olayla bağlantısı olduğu iddiasıyla sanık R.Ç.’nin babası E.Ç.’nin de tutuklanması gerektiği yönünde talepte bulunmuş, baba E.Ç. de tutuklanmış, hakkında İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmış, dosyanın birleştirilmesine karar verilmişti.