Bu yazı Merkel ile eyalet başbakanları arasında yapılan ve pandemi ile ilgili yeni önlemlerin görüşüleceği toplantı sonuçlanmadan yazıldı. En azından noele kadar sert bir kapanma bekleniyor. Buna göre yiyecek satanların dışındaki alışveriş yerleri kapanacak.

Bu önlemin de beklenen sonucu vereceğini sanmıyorum, verecek olsaydı uzun zamandır uygulandığı Fransa’da verirdi. Beklenen sonuç virüsün bulaşma sayısının ve virüsten kaynaklı ölümlerin önemli oranda düşmesidir. Kış aylarında bu amaca ulaşılabileceğini sanmıyorum.

Kış aylarında ölüm sayısı normal olarak yüksektir. Hatırlayalım, her yıl gripten özellikle bu aylarda Avrupa ülkelerinde çok sayıda kişi ölmekteydi. Kışın üşütme dahil hastalıklar artar ve hepsinden önemlisi insan bünyesinin dayanıklılığı azalır. Bu ise virüs için özellikle uygun ortam demektir.

Virüssüz mikropsuz beden yoktur, bunlar her bedende bulunur. Bedenin savuma mekanizması güçlü olduğu sürece bunlar harekete geçemez ya da geçecek olsalar bile etkili olamazlar. Üşütme dahil değişik nedenlerle bedenin savunma mekanizması zayıflayınca bunlar harekete geçer ve bu kez etkili olurlar. Bedenin kendini savunacak yeterli gücü kalmamıştır. Kışın bu ihtimal sıcak aylardan daha yüksektir.

İnsanlar sürekli maske takmaktan, aralarında mesafe bırakmaktan, bir araya gelememekten belirgin olarak sıkıldılar. Bu nedenle de sürekli olarak yeniden duyurulan önlemlere yeterince uymuyorlar. İnsanların ve özellikle de gençlerin pandemi nedeniyle alıştıkları hayat tarzını aylarca değiştirmesini beklemek gerçekçi değildir. Başka yaş gruplarının da sürekli tekrarlanan önlemlere yeterince uydukları söylenemez. Bu durumda –gerçekleşmesi durumunda bile- büyük kapanmanın ancak geçici rahatlama sağlayabileceği söylenebilir. Mart sonrasında havaların ısınmasıyla virüsün bulaşma ve ölüm sayılarında daha büyük gerileme yaşanacaktır.

Aşının uygulanması kuşkusuz virüsten korumada etkili olacaktır ama milyonlarca insana aşı yapılması zaman alacağı için ilk dönemde bulaşma ve ölüm sayılarında büyük düşüş beklemek gerçekçi olmaz.

En iyi korunma bünyenin sağlam tutulmasıdır. Bu da özellikle kış aylarında sadece iyi beslenmeyle değil uygun minerallerin –özellikle D3- düzenli kullanılmasıyla sağlanır.

Virüs çok kolay bulaşıyor, bu nedenle de en sert önlemlerle bile bulaşma riski sıfıra indirilemez. Virüsü almakla hasta olmak farklı şeylerdir. Çok sayıda insan bedeninde bu virüsle yaşıyor ama bedenin savunma gücü iyiyse hasta olmuyor. Bu insanlardan bazıları şiddetli grip geçirdiklerinde korona da kendini gösterecektir.

Virüsün özellikle yaşlı insanlarda ölüme yol açması bedenin savunma gücüyle ilgilidir. Bu insanların bedeni zayıflatan başka ve sürekli hastalıkları da varsa virüsün ağır hastalığa hatta ölüme götürmesi kolaylaşmaktadır.

Burada bir önlem daha önemlidir: boğazın temiz tutulması. Virüs akciğere inerek asıl etkisini gösterdiğine göre geçebileceği tek yol boğazdır. Boğaz düzenli gargara ve ağız hijyeni için gerekli solüsyonlar kullanılarak temiz tutulabildiği oranda, virüs alınmış bile olsa hasta olunması ihtimali zayıflar. Mideye inen virüs burada mide asidi tarafından öldürülecektir.

Kolay bulaşan ama imha edilmesi de zor olmayan bir virüstür korona.

Önlemlere uyabildiğiniz kadar uyun ama bundan da önemlisi bünyenizi sağlam tutun…