insan deyince iyiler ve kötüler olarak bilmeliyiz. Her yanımız bahar bahçe değil, kötülerle dolu her yanımız.
Tarihin ödevini bitirmemiş primatlar, tarihin günahını doldurmuş kötüleşmenin ve bencilleşmenin baş oyuncuları olarak karşımızda duruyorlar. Topluma reva görülen vahşet  aynı kötülüklerle  sürmektedir.
İnsan güzellikleri tüketilmektedir, bu tüketilmeye  karşı başkaldırmadığı sürece, bireyselliğini toplumsallaştırmadığı sürece, çevresindeki her şeyi biat kültürü ve  ceberru devlete boyun eğmeyi reva gördüğü sürece, kendi düşüncesini vazgeçilmez mutlak doğru olarak kabul ettiği sürece, kötülüklerin sevicileri sevgiden ve hoşgörüden uzaklaşır. Emeğe düşman olur...
Dolayısıyla insana dair iyilik ve kötülük farklı bir yaşamdır.

İnsanın zaman zaman  kendisiyle ilgili bazen bir yüzleşme  bazen de bir özeleştiri fırsatı verir  

Yaşamın içinde yitirdiklerimizin nerede başladığını nerede bittiğini bilmek iyiler ve kötüler arasında bir kavgadır. Toplumsal farklılıklar kaynaşmaya dönüştürülmezse en yakınına bile düşman olur, kin ve nefret tohumları eker...İnsani vicdani duygularını hissedemez. İnsan bir kere olsun şu  vatan millet bayrak, dil, din üzerindan yaratılan kini ve nefreti sorgulamaz mı?   
Bi düşünün: Halkın çıkarlarını düşünmeden, doğanın korunmasını bilmeden, eğitim ve bilimsel kuruluşlara idari özerklik sağlanmadan, her türlü bilimsel inceleme ve araştırma teşvikle desteklemeden, eğitimde ırkçı faşist gerici fikirleri yayan ders kitapları eleştirmeden, kadınlar üzerindeki baskılara son verilmeden, gençlerin demokratik hak ve özgürlükleri garanti altına alınmadan, örgütlenme hakkı korunmadan, sağlık hizmetleri ücretsiz olmadan, köylülerin temel ihtiyaçları giderilmeden, halkların farklılığına sevgi gösterilmeden, azınlıklar üzerinde yoğunlaştırılmış baskı, cebir ve zulme son verilmeden, asimilasyon bir insanlık suçu denilmeden ne barış içinde yaşanılır ne de insana dair hizmetler verilir. Ne doğanın korunması bilinir ne de hayvana saygı duyulur.

İyi insanların görevi; Savaşa karşı durmaktır, Silahlanma insanı yok etme makineleridir diyenlerle kucaklaşmaktır.  Irkçı/milliyetçi dinci akımların kötülüklerini teşhir etmektir, Mustafa Kemal’in askerleri diyenlerin kötüler safında olduğunu söylemektir. Çevre kirliğine karşı duyarlı olmaktır. Kadın cinayetlerine karşı duyarlı olup kadınlarla dayanışma içinde olmaktır. Çocuklara tecavüz eden kurum kuruluşları, bir kereden bir şey olmaz diyen bakanlıkları bıkmadan usanmadan kötülerin temsilcisi olduğunu söylemektir. Devletin yalanlarına ve kandırıldık laflarını sahiplenenlere kötü olduklarını söylemektir. işaretlerini göstermektir. Milli güvenliktir diyen açıklamalarını nedeni bilmektir, ve sansür koyan zihniyetin kötülüğünü yanıtlamaktır. Kötülüklere karşı olmak evrensel ve nesnel bir davranıştır. Başka ülkelerin iç işlerine karışamak, her türlü işgale ve yayılmacılığa, savaş tezkerelerine, halkın üzerine  atılan bombalara, yapılan  eziyete, çocukların savaşın ortasında etkilenmesine, seçilen belediye başkanların tutuklanmasına sesiz kalmayandır, karşı çıkandır.  

Söz konusu olan bu nedenlerin çözümün önünde ki engel kötülerin sistemi değil mi? Emeğe, alınterine, emeğin mücadelesine karşı olanlar ırkçı, milliyetçi ve dinciler değil mi? ‘’Nerede bir zalim varsa onun yanında olacağız ‘’ diyen bir başbakanı alkışlayanlar kimlerdi? Kötüler açıktan açığa zalimin yanında olan başbakanı alkışladılar. İnsan olduklarını hatırlayıp bu zalimlere hak ettiği cevabı verenler insan olduğunu hatırlayanlardır.   

Kötü insanların istediği silahlanma ve savaştır. Doğanın talanıdır. Kötü insanlar faşisttir, ırkçıdır, dini kullananlardır. Halkları milliyetçi ve dinci kindarlıkla karşı karşıya getirenlerdir. Kötüler, barış içinde birarada yaşamı isteyen iyi insanların düşmanlarıdır.
İnsana dair görevlerimiz:
İnsanca eşit ve özgür yaşamı savunanlarla omuz omuza olmalıyız, emegin mücadelesini savunanları sevmeliyiz. Herkes için hakkaniyet diyenleri korumalıyız, hak hukuk ve adalet icin dayanışma içinde olmalıyız, farklılıkları sevmeliyiz, din dil ırk ayırımına karşı çıkmalıyız...
Her şey ne mutlu insanım diyenler için;
emegin dayanışmasını saygıyla korumalıyız, dostluklarımızı sevgiyle paylaşmalıyız.

Hem ne yapmalı hem de  ne yapmamalıyız önümüzde duran bir süreçtir. İnsan yaşamı ve doğa ananın şefkatı her şeyden değerlidir. Hem insanı , hem hayvanı hem de doğayı sevmek daha da değerlidir.
Bilmek isteyen yola çıkar...