Glasgow’daki iklim zirvesi çok konuşulan, ölçüsüz taleplerin savunulduğu, vaatlerin havada uçuştuğu ama sonuçta fazla bir şeyin olmadığı bir zirve olacak…

Zaten böyle olacağı da bekleniyordu.

Şüphesiz iyi kararlar alınacaktır ama uygulanma dereceleri düşük olacaktır.

Burada iki genel ilke önemlidir.

Birincisi; bir amaca ulaşmak istiyorsanız ama bunun için uygulanabilir bir planınız yoksa amacınız da önemli değildir.

Nasıl yapılacağı konusunda açık bir fikre sahip olmadan peşpeşe istekler sıralamak kolaydır.

Mahzuru bulunmuyor, sıralayın!

İkincisi; alınan kararları yaptıracak güç bulunmuyorsa, onların uygulanmasını beklemeyin. Biraz uygulanabilirler ama hepsi bu kadardır.

İki örnek vereceğim.

Birincisi; fosil yakıtları kullanmamak gerekir.

Bunun anlamı bütün motorlu taşıtların ya kullanılmaması ya da motorlarının değişmesi demektir, aynısı uçaklar için de geçerlidir.

Bu konuda iddia sahiplerinin bırakın dünya genelini bir ülkeye özgü bile planları bulunmuyor, sadece istiyorlar.

İkincisi; Almanya’daki koalisyon görüşmelerinde Yeşiller otoyollarda hız sınırının 100 km. ile sınırlandırılmasını istediler ama kabul ettiremediler.

Bu da “iste gitsin” türünden bir taleptir.

Almanya’da otomotiv önde gelen sanayilerden birisidir. Alman arabaları aynı zamanda hız arabalarıdır. Porsche, Mercedes, Audi, Volkswagen ile (sonuncusu Avrupa’da en çok satılan markadır) otoyolda en fazla 100 km. ile gidilebilecekse, bunun anlamı otomotiv sanayisinin büyük gerilemeye girmesi demektir.

Yeşiller’in buna karşı bir projesi de bulunmamaktadır.

Almanya kentlerinde bisiklet yolları yapılıyor. Amaç bisiklete binmeyi daha güvenli ve rahat duruma getirmek ve daha çok kişinin bisiklet kullanmasını sağlamaktır.

Sonuç tersidir.

Bulunduğum kent Frankfurt’ta üç-dört şeritli yollar gidiş-geliş bisiklet yolu yapılarak bir şerit azaltıldı. Araba sayısı aynı kaldığı için trafik tıkanıklığı arttı, hava daha çok kirlenmeye başladı.

Kentin merkezindeki bir caddeyi trafiğe kapattılar, trafik öbür tarafa yığıldı. Şikayetler üzerine vazgeçmek zorunda kaldılar.

Bu önlemler büyük bir planın parçaları olarak uygulanırlarsa anlamlı olurlar.

Başka türlü gösterişten ileriye gitmeleri zordur.