Bu girdaptan çıkabilmek, bu akıma karşı koyabilmek, bu çöplükte kokuşmaktan kurtulabilmek için; yılmadan-yorulmadan ve gerçekten sürekli bilinçlenmek gerekiyor. “Gerçekten” okumak gerekiyor, “gerçekten” tartışmak gerekiyor; gerçekten kafa patlatma zahmetine katlanmak gerekiyor!!!

Biz bu “zahmet”e katlanmaktan kaçındıkça; bırakalım geleceği, bugünler elimizden kayıp gidiyor!

***

Oturuluyor masa başlarına.

“İfşa” damarları patlıyor her sitede.

“Teşhir etme”; kime karşı, kimlerle, hangi gerçek mücadele içerisinde!!

Bütün bunların zerre kadar sorgulanmadığı bir “Sosyal Medya” girdabı içerisinde, canhıraş debelenilip duruluyor, neredeyse tüm sitelerde!!

Bir konuyla ilgili program mı yapılıyor? Bir kitap mı tanıtılıyor? Yeni, küçücük bir bilgi edinme zahmetine dahi katlanılmadan; kişinin kendini var etme arzusu, diğerlerini yere çalma hırsı kabarıp duruyor.

Yeri geldiğinde; en politik sitelerde dahi, yeni “aboneler”, “beğendiler”, “yorumlar” kazanılmak üzere ipin ucu kaçırılıyor. Site başlarındakiler bu ilgi karşısında coşarken, siteleri gözetleyenler “yine galeyana geldiler” diyerek, ağzı kulaklarında kahkahalar atıyor!!!

***

“Politik tartışmalar yürütmek”, “düşüncelerini ifade etmek”, “düşünce özgürlüğünü kullanmak” gibi kavramlar; masa başına oturulan anın ve günlük yaşam stresinin getirileri içerisinde, bireyi gerçek “kendisi”nden dışarıya fırlatıyor.

Olmadığı “kendisi”nde koşan birey, yanılgılı bir aktivitede boğulup, başkalarını da yanıltmaya harcıyor bütün enerjsini. Kendisini manipüle ederken, manipüle olmanın dışında bir “bilinci” bırakılmayan tuşlayıcılar da bu girdaba atlayıveriyor büyük bir mutlulukla. Bu mutluluğun ardındansa, kala kala sadece yankısız mutsuzluklar, artan paylaşımsızlıklar ve koca bir yabancılaşma kalıyor gerçek hayata.

***

Çok küçük bir yazar azınlığı dışında, neredeyse bütün yazarlar da bu girdapta dönüp durmakta.

Devrimci-politik hareketler dahi; düşmediler mi bu girdabın sarsıntılarına?

“Polemik” adı altında bu girdaptan kurtulamayan sayısız yazar ve okur da sürünmüyor mu bu çöplükte? Farkındasızlığın kayboluşu içerisinde, çürünmüyor mu içten içe?

Bu çürüme; kendisini ve birbirini “aktüel” kılma yanılgıları içerisinde, yazılanların-yorumlananların gerçek hayatta ve mücadeledeki yankısının, SIFIR olsa iyi, EKSİ hanelere düşüşünü de beraberinde getirmiyor mu?

***

“İfşa”!!!!

“İfşa kültürü” iyi midir, bir sonuç getirir mi? Bir ilerleme kaydettirir mi?

Yeni değil bu kültür. Muhatapların birbirleriyle direk konuşmadan, sorunların çözümünü ya da çözülemeyeceğini birbirleriyle kararlaştırmadan hemen bir suç duyurusuna geçişi; ya da zaten çok yoğun paylaşımların ardından, konuşamayacak denli bir çıkmaz sokağa dalışın hemen ertesi, eteklerdeki taşların etrafa dökülmesi, yeni değil. Elbette bu taşların dökülmesinden umulan bir “kazanç” var ortada. Ve sorulmalıdır: Kimin için bu kazanç, kime ne kazandıracak bu “ifşa”!

Ve şu “Sosyal Medya” denilen, kendimizi de başkalarını da manipüle etmenin bir aracı haline gelen bu girdap içerisinde; “bilinç”, “bilincine varma”, “bilincine vardığımız şeylerle davranma-üretme-mücadele etme” yetilerimizi yavaş yavaş yitiriyoruz galiba!!!

Biz bu yetileri yitirirken; siteleri denetleyenler de, bu mecralar üzerinden para kazananlar da, ağzı kulaklarında dalga geçmekte bizlerle.

Sayısız site cezalandırılıp, açılıp-kapanmakta. Haksızlıkları asıl “ifşa” eden insanlar; sorgusuz-sualsiz, gece-gündüz, küçücük bir mola dahi verilmeden tutuklanmakta.

Her sabah uyandığımızda; doktorların, avukatların, gazetecilerin ve gerçek bir sistem “teşhir”i faaliyetinde bulunanların tutuklanmaları, kanıksandıkça kanıksanmakta...

***

Kendini “politik-devrimci” olarak tanımlayan azımsanmayacak bir kesim (ki buna yazarlar da dahil); “aktüel” insanların “aktiviteleri” peşinde koşarak; “aktüel olma” eyleminde, büyük bir yozlaşma içerisinde eriyip gitmekte.

Yazık! Çok yazık!

“Cinsel istismar, taciz, tecavüz”e karşı; pratikte, sokaklarda, jop-gaz bombaları yiye yiye ve bedel ödeye ödeye mücadele veren, sadece bir avuç insan var gerçekte.

***

Yani kısaca; “Sosyal Medya” girdabında dönen, “aktüel” insanların, “aktüel ifşaları”nın arkasında dönen bu binlerce-yüzbinlerce “yorum”dan, “beğendi”den hiçbir şey kalmayacak geriye.

Onların sürdüreceği “hukuki” mücadeleler de, medyanın baş köşelerinde, asparagas haberler olarak yerini alacak uzun bir süre (ki bu hukuki yolu, şimdiden, kaşarlanmışlığın cesaretiyle, tehditlerle ‘ifşa’ etmeye başladı ‘fail’). Yığınla insan, yani bir insan yığını; bunları takibedip duracak...

Gerçekten açlıktan kendisini satan kızçocuklarının sesini kimse duymayacak.

“Aile içi şiddet patlaması”na kulaklar kapatılacak.

İşkencelerdeki aktif tecavüzcüleri, sadece bir avuç insan “teşhir” etmeye devam edecek.

Failleri cezalandırmayı bile istisnai bir davranış olarak sergileyen “devletler” ve onların “hukuk”unu “teşhir” eden; sadece bir avuç insan yoluna devam edip duracak.(Ki bu dünyanın her yerinde böyle). Ta ki, gerçek bir “insanlık yolu”na girilinceye dek!

***

Sitelere ve sitelerde yapılan yayınlara getirilen yasaklarla birlikte; “aktüel-yasaksız” olanların peşinde sürüklenerek “beyinsiz” hale getirilen insanların sayısı arttıkça artacak...

Ve nihayetinde; sadece Sosyal Medya’da bir kusma olarak gerçekleşen, ancak gerçek yaşam içerisinde bizi birbirimize-kendimize yabancılaştıran, gerçek hiçbir “mücadele” nüvesi taşımayan bu tarz bir “İFŞA” kültürüne dur demezsek; HALİMİZ GERÇEKTEN DE ÇOK ACI OLACAK.

Bırakın başkaları neyin peşinde koşarlarsa koşsunlar; bizim tencerelerimizin nasıl kaynadığını izleyen gözlemciler, bize kahkahalarla gülmeye devam edecek!!!

YAZIK! ÇOK YAZIK!

KENDİMİZE-DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKABİLMEK, ÖNCE KENDİMİZİ-BİLİNCİMİZİ KAYBETMEMEYİ BAŞARABİLMEK UMUDUYLA!