Sevgili okuyucular,


Türkiye Cumhuriyeti Devleti, AKP ve ‘paralel devlet’ komşumuz Suriye konusunda izledikleri politik iflasın şokunu yaşamaktadır. 
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, AKP iktidarı, Başbakan R.T. Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, son iki yılı aşkındır izledikleri, savaş politikası iflas etmiştir.


AKP, Başbakan R.T. Erdoğan’ın ısrarla Suriye devletine karşı hasma ne tavrı, illa da savaş ta, ‘ısrar’ gelinen aşamada, Türkiye halklarının, Suriye halklarının ve demokratik uluslararası kamuoyunun tepkileri sonucu deşifre olmuştur.


Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve AKP iktidarının sağladığı lojistik desteklerle, Arap yarımadası ve Afrika ülkelerinden getirilen El kaide ve El nusra gibi adlarla organize edilen çeteler vasıtasıyla, Suriye toprakları kan gölüne çevrilmiştir. Suriye ile sınırlarımız gelip geçenlere, (çetelere) açılan kapı haline getirilmiştir.


Suriye toprakları, çetelerin cirit attığı, en vahşi katliamlara katıldığı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve AKP iktidarı için ise çetelere ‘hamilik’ yapmak uğraşından başkası olmamıştır. Bu konuda, Başbakan R.T. Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ellerinden geleni arkalarına koymamışlardır. Suriye topraklarını parçalanması, Suriye'deki, meşru iktidarın yıkılması için, her türlü hile ve hokkabazlıkları yapmışlardır. AKP iktidarı, başbakan ve Dışişleri bakanının, Suriye ye karşı savaş kışkırtıcılığında, sicilleri kabarıktır.


AKP’nin savaş politikası, Türkiye halkları tarafından tepki ile karşılanmıştır. Taksim gezi direnişi gerçekleri göstermiştir ki, AKP, Başbakan R.T. Erdoğan ve A. Davutoğlu'nun savaş kışkırtıcı politikası tepki ile karşılanmıştır.


AKP’nin savaş arzuları sadece Türkiye halkları tarafından lanetlenmekle kalmamış, yerküredeki savaş karşıtı haklarında tepkisiyle karşılanmıştır. Ortadoğu halkları, Türkiye'nin savaş politikası karşısında, Suriye halkı ile dayanışma içinde olmuştur. Arap yarımadası ve Ortadoğu’nun gerici, faşist diktatör rejimlerinin tavrını, konumun dışında tutmaktayım.


Gelinen aşamada, Türkiye'nin, ‘taşeronluk’ yaptığı batılı ülkeler dahi, El kaide ve El nursa gibi çetecilerin, Suriye deki faaliyetlerinden rahatsız olmaya başladılar. Türkiye'nin, AKP’nin izlediği savaş kışkırtıcı politikasından rahatsızlıklarını dile getirmeye başladılar.


Bugün artık AKP, Başbakan R.T. Erdoğan ve Dışişleri Bakanı A. Davutoğlunun, Suriye ye karşı hasimane tavırları, savaş çığırtkanlıkları iflas etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti, AKP iktidarı Suriye ile ilişkileri yeniden düzeltme ve Beşar Esad ile barışma peşindedir. Kamuoyuna yansıdığı kadarınca, AKP, Başbakan R.T. Erdoğan gerekirse, Dışişleri Bakanı A. Davutoğlunu ‘harcayabileceği’ siyasi kulislerin tartışma konusu haline gelmiştir. Bir gün A. Davutoğlu görevinden alınıp, savaş kışkırtıcısı olarak ‘yargılanırsa’ şaşırmayın! Başbakanın baş danışmanlarından bir ‘şahin’ gibi hareket eden, Yalçın Akdoğan'ın da, suyunun ısındığını vurgulayabiliriz.


Bu tartışmalar ve realite, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, AKP, Başbakan R.T. Erdoğan tarafından da, adı konulmamış savaş politikası iflasının kabulüdür.


Yaklaşan yerel seçimler, Türkiye halklarının, demokrasi güçlerinin anti savaş tavrı, bölgemizde değişen koşullar, AKP iktidarı ve başbakan R.T. Erdoğan’ı, politik iflasın eşiğine sürüklemektedir. Bu nedenle iç politikada giderek şahinleşmekten çekinmemektedirler. AKP iktidarı savaş politikasında ki, iflas bayrağını çekmesinin intikamını Türkiye halklarına karşı saldırganlıkla almaya ya çalışmaktadır.


AKP’nin komşularımızla savaş politikası gibi, ekonomik politikası, ülkede yönetim erkindeki etkinliğini kaybetme korkusu, giderayak ülke içerisinde faşizme doğru eğrilmeyi beraberinde getirebilir.


Sonuç ne olursa olsun, başta savaş çığırtkanlığı olmak üzere politik iflasları AKP’nin iktidarını sarsmaktadır.


Türkiye halkları yeni arayışlar içerinse girmiştir. Mutlaka yeni bir yol ve yöntem bulacaktır.


Bir sonraki yazımda buluşmak dileğiyle,


09.12.13