Sivas Katliamı'nın 27’nci yıl dönümünde Hamburg Eyalet Parlamentosu SPD Milletvekili Güngör Yılmaz, tarihe kara bir leke olarak geçen ırkçı katliama yönelik, Türkçe ve Almanca yazılı bir açıklama yaptı:

İşte o açıklama:

Sivas Katliamı kurbanlarını saygıyla anıyor, din, dil ırk ayrımı yaparak yaparak, nefret söylemleri üzerine kurulan her türlü ırkçılık ve ayrımcılığı lanetliyoruz.

2 Temmuz 1993'de Sivas'ta düzenlenen Pir Sultan Abdal Şenlikleri'ne katılan çoğunluğu Alevi sanatçı, ozan, yazar ve düşünür kaldığı Madımak Oteli'nin insan düşmanları tarafından kundaklanması sonucu hayatını yitiren 33 aydın ve 2 otel çalışanını katledilişlerinin 27. yılında saygıyla anıyoruz. 

SİVAS KATLİAMI UNUTTURULMAK İSTENİYOR

Polis ve emniyet güçlerinin gözlerinin gözü önünde cereyan eden saldırıda devletin kundaklamaya seyirci kalması, aradan 27 yıl geçmesine rağmen tüm sorumluları yargı önüne çıkaramaması, bazı faillerin yargı sürecinde firar etmesi, yine bir bazıların zaman aşımından faydalanıp aramızda dolaşmaları tarihe kara leke olarak geçti. Alevi sivil toplum örgütleri ve vahşette yakınlarını kaybedenlerin Madımak Otelinin bir “Utanç Müzesi'”ne çevrilmesi taleplerine bugüne kadar karşılık verilmemesi, korkunç katliamın unutturulmak istendiğini çağrıştırıyor. Buna kimsenin gücünün yetmeyeceği bilinmeli.

Güngör Yılmaz

"İNSANIM" DİYEN HERKES, VAHŞİCE ÖLDÜREN ZİHNİYETİ LANETLEYECEKTİR

“İnsanım” diyen herkes, Sivas'da yakılarak öldürülenlerin anısını hep yaşatacak, insanları farklı inanç ve mezheplerinden dolayı vahşice öldüren zihniyetini lanetleyecektir. Daha beş gün önce Hamburg'da, 19 yıl önce NSU terör örgütü tarafından katledilen Süleyman Taşköprü'yü andık. Irkçılık ve nefret söylemlerine dünyanın neresinde yaşanırsa yaşansın tepkimizi göstermeliyiz. Zira ırkçıların zihniyeti dünyanın her yerinde aynı. NSU cinayetleri bizi ne kadar ilgilendiriyorsa, Sivas Katliamı, ABD'de yaşanan ırkçı cinayetler en az o kadar ilgilendirmeli.  

Das Gedenken an die Opfer des Sivas-Massakers ist uns eine Mahnung

Vor vier Tagen war der 19. Jahrestag der Ermordung des Süleyman Taşköprü, einer der NSU-Opfer in Hamburg. Heute vor genau 27 Jahren, am 2. Juli 1993, wurden in der zentralanatolischen Stadt Sivas bei einem durch religiösen Fanatiker verübten Brandanschlag auf das Hotel Madımak 33 Künstler, Sänger, Schriftsteller ermordet. Sie kamen zu einem Kulturfestival zu Ehren des alevitischen Dichters und Denkers Pir Sultan Abdal. Auch Aziz Nesin, ein bekannter türkischer Schriftsteller, war unter Ihnen. Dies nahmen gläubige Fanatiker zum Anlass, nach dem Freitagsgebet vor das Hotel zu marschieren, um „den Gottlosen eine Lektion zu erteilen“. Beim Brand des Hotels kamen 33 Künstler und zwei Hotelangestellte ums Leben. Trotz der vergangenen 27 Jahre ist die Tat bis heute nicht vollständig aufgeklärt und gesühnt.

Ideologie der Rassisten ist immer die gleiche

So wie ich mich in Hamburg gegen jede Form der rassistischen Diskriminierung und ausländerfeindlichen Ressentiments einsetze, genau so entschieden verurteile ich solche menschenverachtenden Taten anderswo und in meinem Herkunftsland. Intoleranz vergiftet das Miteinander und nützt nicht mal denen, deren Handeln davon geprägt ist. Wer in Frieden miteinander leben will, muss lernen, friedlich zu leben. Vor fünf Tagen habe ich an einer Gedenkkundgebung für Süleyman Taşköprü, dem Hamburger Opfer der NSU Terrororganisation teilgenommen. Ob in Hamburg oder in Sivas oder anderswo, die Ideologie der Rassisten ist immer die gleiche. Das Massaker in Sivas geht uns genauso an, wie der Mord an Süleyman Taşköprü und die rassistischen Morde in den USA. Alle demokratischen Kräfte müssen im Kampf gegen Rassismus und Hass, ihre Stimme erheben und zugleich das Gedenken an die Opfer nicht schwinden lassen.