Hamburg eyalet seçimleri için milletvekili adayları sorularımızı yanıtlamaya devam ediyor 
 

Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Yeşiller parti koalisyon hükümetinin idaresindeki eyalette son kamuoyu yoklamalarına göre her iki partinin de yeterli çoğunluğu alacağı yönünde. 

2015 seçimlerinde seçime katılma oranı yüzde 56,5 civarında idi. Hamburg Seçim Kurulu'nun verdiği bilgiye göre 15 siyasi parti seçimlere katılıyor. 

Almanya'da yaşayan Türkiye kökenli vatandaşların sayısı 2 milyonun üzerinde, Hamburg'da ise bu sayı Alman vatandaşı ve aileleri dahil edildiğinde, Hamburg nüfusunun yüzde 5 oranını oluşturdukları anlaşılıyor.

Seçimlerde yer alan Türkiye kökenli milletvekili adayları ve partileri ise şu şekilde: 

Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD): Kazım Abacı, Güngör Yılmaz, Ali Şimşek, Barış Öneş

Alman Hristiyan Demokrat Birliği (CDU): Ali Ertan Toprak, Bedo (Bülent Kayaturan)

Yeşiller: Filiz Demirel, Yusuf Uzundağ, Sina Demirhan

Sol Parti: Cansu Özdemir, Deniz Çelik, Mehmet Yıldız, Metin Kaya.

Milletvekili adayları seçim çalışmaları boyunca ağırlık alanlarını ve Türkiye ile ilgili güncel gelişmelere ilişkin görüşlerini şu şekilde değerlendirdi:

Yeşiller Partisi milletvekili adayı Filiz Demirel:

1996 yılından beri Yeşiller Partisi üyesi. 2011 yılından beri Hamburg Eyalet Parlamentosu, Yeşiller fraksiyonunda uyum, çalışma, anti-ayrımcılık ve dinler arası diyalog konularında çalışmalarda bulunuyor. Üçüncü kez seçim bölgesi olan

Altona ilçesi ve eyalet listesinde de 11. sıradan milletvekili adayı. 

„Yeşiller partisinde aktif olmamın nedeni, partimin iklim ve doğa politikaları yönünde tutarlı tek parti olması ve yenilenebilir enerji politikalarının yanında, özellikle göç ve mülteciler konusuna pozitif yaklaşımıdır. Benim idealim demokrasi, tüm canlı haklarının ve doğanın korunduğu, cinsiyet ayrımı olmayan eşit bir toplum düzeni. Bu yüzden en büyük hedeflerimden biri, Hamburg eyaleti için „Ayrımcılığa karşı Koruma Yasası“ çıkarılması. Bu konuda kararlıyım ve yasa tasarısının parti programına konulmasını başardım. Yasaya paralel olarak ayrımcılığa karşı danışmanlık ve destek hizmetlerinin genişletilmesini planlıyoruz.

Eşitlik seçim sandığında da kendini göstermeli. Oy hakkı Alman vatandaşlığından bağımsız olmalı. Yıllardır Almanya`da yaşayan bir çok göçmenin oy kullanma hakkı yok. Bu yasal değişikliğin federal düzeyde yapılması gerekiyor. Özellikle eğitim konusu benim için çok önemli. Eğitime harcanan her kuruş, geleceğe yönelik en karlı yatırımdır. Bu yüzden her çocuk ve genç insanın eğitimde eşit şans ve şartlara sahip olması için Hamburg'da eğitim sistemine milyonlarca Euro ek yatırım yaptık. Diğer büyük yatırımlardan biri ise konut projeleri: Gelecek dönemde sosyal konut payının ve alternatif konutsal yaşam alanlarının artırılmasını parti programına aldık. Konutlaşmada alt yapı ve ulaşım çok önemli. Toplu taşımacılığın ücretsiz hale getirilmesi için öncelikle raylı sistemin ve bisiklet yollarının genişletilmesi gerekiyor. Bu zaman sürecinde toplu taşımacılığın herkesin faydalanabileceği fiyatlarda olması programımız içinde.

Son yıllarda yoğunlaşan aşırı sağ, demokrasimizin en büyük düşmanı. Özellikle sosyal medya ve internet üzerinden geliştirdiği çeşitli propaganda yöntemleri ile maalesef halka inmeyi başaran aşırı sağın palazlanmasında, ırkçı bir parti olan AfD`nin büyük bir payı var. Toplumda mülteci ve göçmenleri tüm sorunları  kaynağı gibi gösteren, yabancı düşmanlığını ve bireysel korkuları körükleyen AfD, demokrasimiz için bir tehlike teşkil ediyor. Bu yüzden seçime gidin, oylarınızı kullanın. Kullanılmayan her oy, AfD gibi partilerin meclislere girmesine sebep oluyor. Anayasayı Koruma Dairelerinin aşırı sağa karşı önlem paket ve stratejiler geliştirmesi gerekiyor. Bu konu ile ilgili yaptığımız çalışmaları devam ettireceğim. Özellikle son yıllarda yoğunlaşan Anti-semitizm yani Yahudi düşmanlığı konusunda verdiğim önerge ve projeleri geliştirerek, İkinci Dünya savaşında yok edilen Yahudi kültürünün tekrar Hamburg'un bir parçası haline gelmesi için çalışacağım.

Almanya çapında bir ilk olan, okullarda verilen ortak din dersleri çerçevesinde üniversite düzeyinde pozitif çalışmalar yaptık. Ortak din dersleri için eğitim veren Alevilik kürsüsüne ikinci bir kürsü eklenecek. Dinler arası dialog çercevesinde Hamburg`da yaptığımız etkinliklere katılım çok yüksek.

Aleviler ve İslami çatı kuruluşları ile yapılan devlet anlaşmalari 2022-23 yılında mercek altına alınacak. O zamana kadar anlaşmaların feshedilmesi mümkün değil. Anlaşmalarin devam etmesi, bizim antisemitist veya islamist hareketleri tolere ettiğimiz anlamına gelmiyor. Devlet anlaşmaları çerçevesinde bir çok proje gerçekleştirdik. Örneğin, ortak din dersleri, dinler arası diyalog, imamlara verilen ek eğitim ve öğretmenlerin eğitimi gibi.

Amaçlarımdan biri de, ülke dışından ithal edilen din görevlilerinin yerine, Almanya'da eğitim görmüş imamların camilerde görev alması. Dini kurumların finansal ve siyasal olarak dış ülkelerden bağımsız hale gelmeleri gerekiyor.

Bizler Almanya parlamentolarında milletvekili olsak da, geldiğimiz ülkelerdeki gelişmeleri takip ediyoruz. Bu bağlamda Türkiye`deki gelişmelere de kayıtsız kalamıyoruz. Son yıllarda Avrupa`da Türkiye kökenli insanların fişleme ve baskı yöntemleri ile susturulmaya çalışıldığını, Türkiye`nin talepleri doğrultusunda gözaltına alınmalar, tutuklanmalar olduğunu gözlemliyoruz. Bu tür baskılar, havaalanlarında gözaltılar kabul edilemez.

Bu konuda Federal hükümet duyarlı ve kararlı bir politika uygulamalıdır. Türkiye ve Avrupa arasında bir pazarlık malzemesi haline dönüşen mülteciler konusunda Avrupa`nın ortak bir politika geliştirmesi gerekli. Göç ve sürgünün önlenmesi için, barış politikalarının desteklenmesi, bu ülkelere ekolojik ve ekonomik açıdan destek verilmesi gerekmektedir. 

Son yıllarda Türkiye`de olağanüstü doğa ihlalleri yapılıyor. Doğaya ve canlılara yapılan bu saldırılar son bulmalı. İnsan haklarının hiçe sayıldığı, enflasyonun tavan yaptığı, rant için kentlerin ve insan yaşamının tehlikeye atıldığı bir Türkiye görmek beni sevindirmiyor. Biz bunları dile getirdiğimizde, trollerin hedefi haline geliyoruz. Ama ben inandiğim demokratik ve insani değerleri savunmaya devam edeceğim.

Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD) adayı Kazım Abacı:

Kayseri doğumlu. İktisat ve sosyal bilimler alanından mezun. 25 yıldan beri eğitim, istihdam ve girişimcilik alanında çalışıyor.

2011 yılından beri Hamburg Eyalet Meclisinde milletvekili. SPD- Grubu Göçmelik, Uyum Politikasi Sözcüsü ve aynı zamanda meclis grubu yönetiminde yer aliyor. Genel listeden 13. sıradan yeniden aday gösterildi.

'Hamburg 2011'den beri sosyal demokratların iktidarda olduğu bir eyalet. Şehrimizde 190 etnik ve inançtan insanlar yaşıyor. Nüfusun üçte biri ve gençlerin yarısından fazlası göçmen kökenli. Yapılan anketler, araştırmalar ve hayatın gerçekliği şunu gösteriyor: Uyum ve Toplumsal barış konusunda Hamburg örnek bir kent. Gerek Alman kökenliler, gereksede göçmen kökenliler birlikte ortak yaşamdan önemli ölçüde memnun. Bu veriler Hamburg'un iyi yönetildiğinin göstergesidir.

Okul öncesi - kreş -eğitiminden üniversite öğretimine kadar Hamburg´da eğitim parasız. Tüm devlet okulları tam gün.  Sınıflardaki öğrenci sayısı azaltıldı ve öğretmen sayısı önemli ölçüde yükseltildi. Önümüzdeki yıllarda 45 yeni okul yapılacak. Eğitime ayrılan bütçe Hamburg tarihinde en yüksek boyutlarda. Hamburg´lu öğrecilerin başarı durumu bundan 8 yıl önce en alt sıralardayken, bugün Almanya genelinde en üst sıralara yükselmiş durumda. Bu sevindirici bir durum. Bunu devam ettirmemiz gerekir. Özellikle sosyal olarak zayıf olan semtlerdeki ailelerin çocuklarına - burada önemli oranda göçmen yaşamakta - daha çok yatırım yapılması doğrultusundaki çalışmamımızı devam ettireceğiz.

Tam firsat eşitliği politikamızi sürdüreceğiz. Wilhelmsburg´da yaşayan Ayşe ile Eppendorf semtinde yaşayan Martin eşit fırsat eşitliğine şartlara sahip olabilmelidir!

Hamburg, 2013´den yaptığımız uyum politikası ve konseptini geliştirerek devam ettiriyor. Son yıllarda gelen mültecilerin barınma, sağlık, istihdam gibi konularda çok ciddi ve önemli bir çizgi izledi. Bu konuda gerek devlet kurumları gereksede sivil toplum kuruluşları üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdi.  Uyum Konseptini 2017´de daha da geliştirdik ve bütçede çok önemli meblağ bu alana ayrıldı. Uzmanlar Uyum Konseptinden övgüyle sözediyor. Bu çalışmayı devam ettireceğiz. Uyum kurulunun düzenlenmesini yeniden ele alacağız.

Federal düzeyde kararlaştirilan ve ve sosyal demokratların imzasını taşıyan 'Yeni Göç Yasası' Hamburg için de yeni imkan ve fırsatlar yaratacak.

Üzerinde önemle duracağım diğer bir konu: Özellikle göçmen kökenli kadınların istihdama kazanılması olacak. Alman asıllı kadınlara oranla göçmen kökenli kadınların istihdamdaki oranı yüzde 25 civarından daha az. Bunu yükseltmek için çalışmalarımızı daha da yoğunlaştırmalıyız.

Hamburg çoğulcu ve çeşitli dini inançlardan insanların yaşadığı bir kent. Hamburg seküler bir eyalet ve öyle kalması için tüm demokrat güçlere görev düşüyor. Irkçı, ayrımcı, aşırı dinci ve Yahudi düşmanlığına müsade edilmeyecek ve demokrasi kültürünün daha da geliştirlilmesi için çalışacağız. Yurtdışından gelen din alimlerinin Almanca ve vize uygulamalarının yeniden düzenlenmesi konusunda önemli bir adım attik. Uzun vadede din alimlerinin Almanya`da eğitilmesi için gerekli hukuksal, mali ve diğer gerekli koşulları yaratmalıyız. Hamburg‘da göçmenler müzesi yapılacak. Bu konuda önümüzdeki haftalarda Kültür Dairesi somut çalışmalarını başlatacaktır.

Hamburg'da özellikle birinci nesil ”misafir işçiler” adına bir anıt dikilmeli. Bu insanlar olmasaydı Almanya/Hamburg bu refah düzeyinde olamazdı. Bunun için de çalışacağım.

Sol Parti Milletvekili adayı Deniz Çelik:

Hamburg Üniversitesi Siyaset Bilimi mezunu olan Çelik 2015 yılından bu yana milletvekilliği görevini sürdürmektedir. Şubat ayında gerçekleştirilecek seçimler için genel listeden ikinci kez aday gösterildi. Meclis Grubunda sağlık ve sendika politikası sözcüsü. 

Sağlık: Hastanelerdeki personel eksikliği, hastaların sağlığını tehlikeye atıyor. Sağlığın odak noktası kar değil, insan sağlığı olmalı. Bakım alanında daha fazla personel alınmalı ve Hamburg hastaneleri tekrar kamulaştırılmalı. Herkes için kaliteli, yeterli ve ücretsiz sağlık hizmetleri sunulmalı.

Ayrımcılık: Hamburg kentinde yaklaşık 250.000 insan, Alman vatandaşı olmadığı için bu seçimlerde oy kullanamıyor. Bu ayrımcılık durdurulmalı ve bu insanlarımız seçimler yoluyla demokratik irade oluşumuna katılmalıdır. Yaşam merkezi Hamburg olan herkese seçme ve seçilme hakkı verilmeli.

Ayrıca ırkçı terör örgütü NSU tarafından Hamburg´da işlenen cinayet tüm ayrıntılarıyla aydınlatılmalı. Hamburg eyalet meclisinde bir an önce NSU soruşturma komisyonu kurulmalıdır. 

Yoksulluk: Almanya genelinde en fazla milyonerin ve milyarderin yaşadığı Hamburg´da her dördüncü çocuk yoksulluk içinde büyüyor. 

Zenginler ve yoksullar arasındaki sosyal bölünme giderek derinleşiyor. Yoksulluk göçmen insanlar arasında çok daha fazla yaygın.

Daha adaletli gelir dağılımı için: Yaşanabilir ücretler ve iyi calışma koşulları için toplu iş sözleşmeleri yaygınlaşmalı, en az 14 euro asgari ücret olmalı, eğitim, sağlık, ücretsiz ulaştırma ve kamu altyapısı alanında atak bir yatırım planı olmalıdır. 

Konut: Konut eksikliği ve kiraların artırılması çılgınlığı tahammül sınırlarını çoktan aştı.

Ödenebilir konut için her yıl en az 10.000 sosyal konut yapılmalı, kira üst sınırı uygulanmalı, yeni yapılan konutlarda kamu ve kooperatif konutlar baskın durumda olmalı. 

Türkiye'deki gelişmeler elbette bizleri yakından etkilemektedir. Gelişmeler karşısında kayıtsız kalmamak mümkün değil. Barışın hakim olduğu, insan ve azınlık haklarının korunduğu, işçi ve emekçilerin sömürülmediği, insanların ve halkların kardeşçe ve özgürce yaşayabildiği bir demokrasinin kurulmasını arzuluyoruz. 

Sol Parti milletvekili adayı Metin Kaya:

 Federal Almanya İşçi Dernekleri Federasyonu (FİDEF) başta olmak üzere 1977'den bu yana politik çalışmalarda bulunmaktadır. Sekiz yıldan beri Sol Parti Hamburg Eyalet Yönetim Kurulu (Landesvorstand) üyesi. Eyalet genel listesinden aday. Göçmen, mülteci politikası, kültür politikaları, dijital ve internet politikaları çalışma alanları arasında yer almaktadır. 

'Avrupa ve Almanya'da ırkçılık artmaktadır. Dünyamız yeni ve insanlığın sonu olabilecek nükleer savaşın eşiğinde. İklim değişikliği ve çevre kirliliği canlıların yaşam alanlarını yok ediyor. İşçi ve emkçilerin savaşımlarla elde edilmiş hakları birer birer geri alınıyor. Hamburg'un en başta gelen konut sorunu çözüm bekliyor. Sağlık alanında ayrıcalıklı politikalar izleniyor. Daha fazla sömürü, daha fazla baskı yaşamın her alanında bizlere dayatılıyor. Bütün bunlara dur demek için daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlükler için mücadele etmek gerekiyor. Sol Parti olarak herşeyi bir anda değiştirebilecek gücümüz elbette yok. Ancak muhalefetteyken bile iktidar partilerini adım atmaya zorladık. Asgari ücret, yıllık binlerce konutun yapılması, özelleştirmelerin geri alınması, trafik sorununa çözümler üretilmesi gibi. Parlamento içinde ve dışında toplumsal baskı oluşturulamadıkça herhangi hir şeyin değişmesi söz konusu değil. O nedenle toplumsal baskıyı artırmak ve birşeylerin değişmesini sağlamak için sadece 5 yılda bir gidip oy kullanmak yetmiyor. Bizzat iyiden, güzelden, barıştan, demokrasiden, eşit haklardan yana olan partilere destek olmak ve aktif görev almak gerekiyor. 23 Şubat'ta bu düşüncelerle sandığa gidip oyumuzu kullanalım. 10 oyumuzu elbette Sol Parti'ye oy (die Linke) verelim.' 

SÜHEYLA KAPLAN / AVRUPA POSTASI