YORUM / Adil Yiğit


Hamburg Türkiye Göçmenler Birliği olarak kurulan ve amacı göç, uyum ve ırkçılk konusunda Hamburg’daki Türkiye kökenlilere hizmet etmek için bir misyon taşıyan, Hamburg Türk Toplumu / TGH, kuruluş perpektifinden günden güne ayrılmakta mıdır? Veya yeni TGH nereye doğru yol almaktadır ?


15.09.2013 Pazar günü Hamburg Türk Toplumu toplantı salonunda Yönetim Kurulu tarafından aylardır "bekleyin sonuçlarını göreceksiniz" büyük iddialı toplantı gerçekleştirilerek, 50'e yakın üye ve dinleyici huzurunda kamuoyuna beklenen açıklama yapıldı.



Basının fazla ilgi göstermediği toplantıda öne çıkan başlıklar şunlardı;

TGH Y:K.toplantılarının protokol / raporunun ya tutulmamış yada eksik yazılmış olması.
TGH'yı bağlayan bazı önemli kararların ve projelerin Y.K. kararı gereği olmadan alınması. Gelir-gider defterinin düzensizliği. 
Dernekteki elemanlara yapılacak maaş ve ödemelerin zamanında yapılamaması hatta, 3 ay süreyle birikerek, TGH'nin işlevsiz hale (iflasın eşiğine) gelmesi. TGH'nin ihtiyacı olmayan veya dah az masrafla temin edilebilecek bazı teknik malzemelerin satın alınarak gereksiz masrafa yol açılması. Bu konuyla ilgili Billstedt TGH binasına yapılan harcamanın yanlışlığı örnek verildi.

Öte yandan, eski yönetimce yapılan tüm ödemelerin fatura karşılğının olması.açıklandı.
Herhangi bir yolsuzluğa meydan verecek kuşkunun olmayışı vurgulandı. Geçmiş açıklamaların tersine, "hiçbir zaman yolsuzluk vardır suçlamasında bulunmadık" geri adımı gözlendi. Bu iddia da bulunanların da TGH Y.K.'dan olmadıkları belirtildi.
TGH Billstedt konusundaki itirazlara cevap veren Murat Gözay; Binanın olduğu yerdeki diğer yerlerin kira bedelinin metrekaresinin 12 € olmasi söz konusuyken, TGH'nın Hamburg şehir idaresinin de desteğiyle binayı 4,5 €'dan kiraya almasını buna örnek olarak verdi ve herhangi bir savurganlığın olmadığını ifade etti.


Konuşmalarda TGH defterlerinin düzensiz tutulmasından tek başına başkanın sorumlu tutlmasının yanlış olduğu belirtilerek, 25 yıldır aynı kurumda çalışan Alman yetkilinin (H. Winkels) hala görevine devam ettiği açıklandı. Birara söz alan eski Başkan Hüseyin Yilmaz, Alman finans uzmanı firma yetkilisi Lewerenz'e teşekkürle sözüne başlayarak, sakin tempoda bir konuşma yaptı. 



TGH PARTİZANLIK MI YAPIYOR İDDİALARI .....

Bugüne kadar partilerüstü ve siyasal anlamda bağımsız ilkeyle çalışan TGH’nın yeni yönetimiyle birlikte, kısa zaman dilimi içinde ideolojik bir çizgide admlar attığı iddiaları, partizanca yaklaşımları ve açıktan taraf tutma girişimleri çoğu kesimce dile getirilir oldu. Daha önce bu konularda böylesine suçlamalar gündeme gelmezken, neden kısa zaman içinde benzeri iddialar havada uçuşur olmuştu ?


Önceki yönetim tarafından dernek üyelikleri kabul edilen ( El Ele Engeliler Derneği ) bazı derneklerın üyelikleri dondurularak, yeniden başvuru yapmaları şartı getirilmesi, adeta yandaş dernek anlayışı mı oluşturuluyor sorularına yolaçtı.


Daha önceki tüzükte yer alan, yeni üye derneklerin ancak Genel Kurul karıyla alınma şartı iptal edildi. Partizan çizgiye adım atmasına örnek verilen bir başka nokta ise, TGH'nin iki temel prensibinin tersine yeni yönetimle birlikte, Türkiye ağırlıklı etkinliklere önem verilmesi durumuydu.


Hamburg'da ulusalcı çizgi ve etkinlikleriyle bilinen bir iki kurumun yönlendirmesiyle oluşan ve aralarında 24 derneğin de yer aldığı, Cumhuriyet Çalışma Grubu'na TGH'nın da dahil olması buna somut örnektti.TGH kuruluş felsefesiyle taban tabana zıt olan etkinliklere neden ev sahipliğine ön ayak olmaktaydı ?  Bu konuda da bir tuzük değişikliği mi söz konusuydu? 



TGH’nın Yönetim Kurulu'nu oluşturan bazı isimlere kısaca bakalım.

 Erkan Erçin
CHP Hamburg ve Schleswig Holstein Birliği Başkanı, Murat Kaplan, ulusalcı ve Aydınlık yanlısı TGB (Türkiye Gençlik Birliği) Hamburg Başkanı , Coşkun Coştur, Hamburg Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı (HADD)  ve Başkan Nebahat Güçlü.


Pazar günü yapılan açıklamalarla, geçen yıl TGH eski Yönetimi‘nin seçimi kaybetmesi öncesi ve sonrası kamuoyuna yansıyan ve üyeler arasındaki Türkiye versiyonlu kıran kırana süren tartışmalar, eski yönetim aleyhine yapılan ağır maddi suçlamalar ve yolsuzluk iddiaları da geride kaldı.


Türkiye de uzun seneler Başbakanlık yapmış Demirel’in bir zamanların meşhur sözü gibi „ Dün dündür, bugün bugündür“ tekerlemesi  Hamburg TGH’nin yeni Yönetimi için geçerli bir kural mı olmuştu? Değilse, neden Pazar günü yapılan kamuoyu açıklamasında eski bardaklar birden cam olmuştu?

Eski Yönetim ve Başkanı hakkında öne sürülen ağır ithamlar nasıl aniden unutulmuş ve yerini  „dostane, birlikte, elele  ve pozitif enerjiyle geleceğe bakalım„ sözleri alarak, hoşgörü içerikli konuşmalara yer verilmişti.?


 İyilik melekleri rüyası mı görülmüştü, yoksa birileri aktif siyasete adım atmak için ısınma hareketleri yaparak biz değiştik, siz hala aynı yerde misiniz mesajları mı vermekteydi ?


  Zaman her şeyin ilacıdır. Ümit edelim, ağır iddia sahiplerinin kafalarına saksı düşmüş olsun ve geçmişteki yenilir yutulur cinsinden olmayan hakaretlerine tek celsede son verenleri, bizlere de medenice kutlamak düşsün.  



15. Eylül Pazar günkü TGH salonunda yapılan ve aylar öncesinden "bekleyin sonuçları göreceksiniz" şaşalı ve iddialı toplantı esnasında  dinleyici olarak nedense geçen dönem katılanların önemli bir çoğunluğu salonda yoktu. Toplantıya tanık olanlar da, kısa süreli bir tartışma hariç ( Murat Gözay-Nebahat Güçlü arasında "Yalan söylüyorsun / Sen de bölücüsün türüden gergin tartışma hariç) gelişmeleri sakin bir ortamda takip ettiler.


Olması gereken tablo buydu bizce. 

Peki geçen yıl ve Genel Kurul öncesi Pazar günkü tablo neden yoktu?


Geçmişten ders mi çıkartılmıştı, yoksa Yeni Yönetim tarafından öne sürülen ağır itham ve iddiaların boş çıkması ve gerçek dışı olması sonrası, zorunlu olarak bir „geri adım mı “ atılmaktaydı?


NEBAHAT GÜÇLÜ'DEN GAZETECİ AKPOLAT'A SORU SORMA ENGELİ



Toplantı sonrası basınla konuşma esnasında daha önce de TGH Başkanı Nebahat Güçlü tarafından " TGH'ya giriş yasağı " tehdidine maruz kalan gazeteci arkadaşımız Mustafa Akpolat'ın soru sormasına bizzat Başkan Nebahat Güçlü tarafından engel olunduğunu ve " burada bulunduğuna şükret" sözleriyle "uyarıldığına" sonradan haberdar olduk.Bu davranışı kınadığımızı duyurur, konuya olay esnasında sessiz kalan, TGH Y.K. üyelerini esefle karşıladığımızı belirtiriz.  


Sonuç olarak ; Hamburg kamuoyu açısından uzun bir süre birçok spekülasyona yolaçan TGH içindeki maddi yolsuzluk iddiaları, dün yapılan açıklamayla kapanmış oldu.

 

Kısacası, geçen yıl TGH içindeki kısır döngülü, hakaret ağırlıklı hatta şiddet buyutuna gelmeye ramak kalmış tartışmalarla, TGH salonundaki Pazar günü çizilen tablo arasında adeta bir Çin Seddi vardı. Diyebilirz ki "TGH'da dağ fare mi doğurdu" sorusunu sormak, yanlış olmayacaktır,

Geride kalan kırıcı ve hakaret dolu tartışmaların bir daha tekerrür edilmemesi , geleceğe yönelik kalıcı dostluklar ve partizan yaklaşımlardan uzak olunması hedefiyle, yeni bir dostluk köprüsü ve hoşgörü atmosferi yaratılırsa, TGH eski çizgisine dönebilir.