Almanya'da NSU cinayetleri olarak kamuoyuna yansıyan, ırkçı-faşist Nazi katliamlari geçtiğimiz sene "bir tesadüf" sonucu açığa çıkmıştı. 1990'lardan günümüze kadar işlenmiş tüm ırkçı cinayetler kamuoyuna isimleri yansıyan, (biri hariç diğer ikisi yaşamda olmayan ) NSU adlı terör hücresinin "üçlü çetenin" hanesine yazılmaktadır. Sanki geride kalan ırkçı katil ve katillerin bağlantılariyla suç ortaklarının rolleri bilinçli olarak görmezden gelinmektedir. Kamuoyuna hergün yansıyan yeni skandallar, Nazi katilleri ve haklarında tutulduğu iddia edilen istihbarat dosyalarının "tesadüfen imha edilmesi" olayı artık Almanya'da olağan hale geldi.



SPD BİNASINDA NSU CİNAYETLERİ TARTIŞILDI


Hamburg SPD merkez binası toplantı salonunu tamamen doldurmuş Hamburg'un çeşitli semtlerinden gelmiş heyecanlı bir kitleyle hitap eden NSU cinayetlerini araştırma komisyonu üyesi iki federal milletvekili, sorulara verdikleri cevaplar öncesi  yer yer sıkıntılı anlar yaşadılar. Özellikle polis ve istihbarat örgütünün neden senelerdir Almanya genelinde yaşanan cinayetlere seyirci kaldıkları sorusuyla, çeşitli partilerdeki politikacıların ve içişleri bakanlarınin  tüm bu gelişmeler yaşanırken neden senelerce susukunluk içinde konuyu görmezden gelmelerine verilen cevaplar tatmin edici bulunmadı.

Moderatörlüğünü Aydan Özoğuz'un yaptığı akşamda, NSU araştırma komisyonu üyesi Berlin milletvekili Eva Högl'in verdiği bir örnekle polis ve istihbarat örgütlerinin başından beri taraflı çalıştıkları resmi belgelerde dahi yer almış. Nürnberg'deki Enver Şimşek cinayeti sonrası 900 Türkiye kökenli cinayet süphelisi olarak soruşturmalara maruz kalırken, sadece 7 ırkçı hakkında cinayet sonrası soruşturma yapıldığını açıklayan Eva Högl,salonu dolduran izleyicilerin "istihbarat örgütü feshedilmelidir" çıkışlarına, SPD olarak hükümet olursak bu konuda köklü reformlar yapacağız cevabını verdi. 

SPD MİLLETVEKiLi EVA HÖGL, ALMANYA'NIN DERiN DEVLETiNi TARIF ETTi

NSU cinayetlerini çözmek icin "Bosporos" adıyla oluşturulan 160 kişilik polis ekibinde, aşırı sağ ve ırkçılk konusunda görevli sadece 6 polisin bulunduğunu, diğerlerinin örgütlü suçlara bakanlar olduğunu açıklaması kamuoyunda sık sık dile getirilen "Alman yargısının sağ gözü kör" nitelendirmesinin gerçekliğini gözler önüne serdi. Köln Keupstr'deki bombalı saldırı olayına da değinen Eva Högl, anlattıklarıyla sanki Türkiye'deki Susurluk araştırma komisyonu üyeleri gibi, Almanya'daki derin devleti tarif etti.

NSU araştırma komisyonu üyesi Eva Högl, cinayetleri araştıran savcıların kendi aralarındaki merkezi bir iletişimin olmayışından, Yargının ve Federal Başsavcılığın olayı araştırmayarak birnevi "suç ortağı" olduklarını sessizce salonda gündeme taşıdı.

ALMAN BASINI DA ELEŞTİRİLDİ

Alman basınının da sert bir şekilde eleştirildiği toplantıda bir izleyicinin sorduğu "öldürülenlerden bir veya ikisi yahudi kökenli olsaydı basın olaya nasıl yaklaşırdı" sorusuna suskunlukla "cevap" verildi.
Polis teşkilatı ile Alman ordusu arasındaki ilişkiye de değinilen toplantıda, dinleyicilerden Avukat Yaşar Aydın, bu konunun ciddi olarak ele alınmasının önemini vurguladı.

Bir kadın dinleyicinin "tüm bunlara rağmen neden komünistler seneler önce yasaklanırken, NPD ve ırkçı-faşist örgüt ve partiler yasaklanmıyor" soruna, Eva Högl,"Ben NPD'nin yasaklanmasından yanayım derken, ırkçı örgüt ve grupların yasak tartışmasından dolayı şimdiden yeni parti kurma girişimlerine bile başladıklarnın da bilgisini verdi. "Vergilerimizle ayakta duran istihbarat örgütünün "işbirliği" adı altında ırkçı, aşırı sağcı Nazi örgüt mensuplarına maddi destek sağlaması skandal değil midir" ? sorusuyla devam eden heyecanlı toplantıda eski içişleri bakanlarından Otto Schily'de sert bir tonda eleştirildi.
SPD'Lİ ESKİ İÇİŞLERİ BAKANI OTTO SCHILY DE ELEŞTİRİLDİ

Eski Bavyera Eyalet başbakanı Günter Beckstein'ın bizzat tanıdığı, Nürnberg'deki çiçekçi Enver Şimşek'in öldürülmesi sonrası olayı araştırması aydınlığa kavuşturması için görevlendirilen SPD'li eski içişleri bakanlarından Otto Schily'in cinayetten 4 hafta sonra "olayda ırkçılk ve aşırı sağ bağlantısı yoktur" içerikli cevap vermesinin ciddi hata olduğu açıklanan akşamda, cinayet olaylarının soruşturmaları yıllar boyu sürebilirken, 4 haftada "sonuca ulaşan" Otto Schily'in amacı nedir ? sorusu salonda Türkiye'deki Susurluk devleti sorularını akla getirdi. 2006 yılından 2011 yılına kadar cinayetlerle ilgili, "PKK, mafya ve karanlık işler" bağlantısı arandığı dile getirilerek, ırkçılk ve Nazilerin devlet içindeki örgütlülüğü ve cinayetlerdeki rolleri senelerce sanki bilinçlice görmezden gelinmiştir denildi.

Bizler neler yapmalıyız, sorumluluklarımız nelerdir? soru ve cevaplarıyla devam eden akşamdan geriye, cevaplanmamış yeni sorular kaldı.