ALMANYA’nın Hamburg Eyaleti Senato ve Belediye Başkanı SPD’li Olaf Scholz, makamında Hürriyet Yurtdışı Yayınlar Genel Yayın Yönetmeni Halit Çelikbudak’ı kabul ederek uyum, göç ve neonazi cinayetleri ile ilgili soruları yanıtladı. Yaklaşık 80 bini Türk kökenli olmak üzere 1.8 milyon nüfusuyla Berlin’den sonra Almanya’nın en büyük kenti ve kent bazında en çok Türk’ün yaşadığı ikinci büyük şehir olan Hamburg’u yöneten Olaf Scholz, Çelikbudak’ın sorularını açık yüreklilikle cevapladı.

‘Vatandaşlığa geçin’ çağrısı

Almanya’nın uyum konusunda iyi yol aldığını söyleyen Scholz, “Schröder hükümetiyle başlayan Vatandaşlık Yasası reformu sonrası Almanya’da uyum konusunda büyük adımlar atıldı. Örneğin 1.8 milyon nüfusu bulunan Hamburg’da 400 bin insan göçmen kökenli. Bunlardan 200 bin kadarı nın Alman vatandaşlığı yok. Bunu çok iyi inceledik ve 137 bin göçmen kökenlinin Alman vatandaşlığına geçiş için gerekli süre burada yaşadıklarını tespit ettik ve hepsine benim adımla ‘vatandaşlığa geçin’ çağrısı yapılan bir mektup gönderdim. Bu çok olumlu tepkiler yarattı. Bir çok kişi arıyor ve sevinçlerini dile getiriyor. Bizzat bana mektup gönderen ve ‘böyle bir daveti hep bekledik’ diyen çok sayıda göçmenden kutlama yazısı aldım. Geçmişte çok şey arzu edilen gibi olmadı. Örneğin ABD’de göç eden bir aile an önce dili öğrenmek, çalışmak istiyor. Çocuklarının çok iyi okullara gitmesini ve bir an önce ABD vatandaşlığına geçişi istiyor. Biz de Almanya’da bu yolu izlememiz lazım. Her ay ortalama 4 bin mektup göndereceğiz. Hedefimiz üç yıl içinde hakkı olan herkese ulaşmak. Vatandaşlık danışmanlığı için ek personelde görevlendirdik. Bildiğim kadarıyla benzeri bir mektup aksiyonu örneği yok. Ayrıca Alman vatandaşlığını alanlara da tebrik mektubu gönderip onları vatandaşlığa geçişi kutlama törenine çağırıyoruz. İnsanlar bu kutlamalara tüm aile üyeleriyle, en güzel kıyafetlerini giyip severek geliyorlar” dedi.



Uyum için iyi eğitim

Almanya’da bir çok büyük şehirde olduğu gibi Hamburg’da da okula yeni başlayan çocukların neredeyse yarısı kadarının göçmen kökenli ailelerin çocuklarını olduğunu söyleyen SPDli Belediye Başkanı, “En önemlisi eğitimde daha fazla yol almamız. Bu nedenle tüm siyaset kökenden ve anne ve babanın durumundan bağımsız her çocuğa en iyi eğitimi alma fırsatını vermeli. Bu nedenle çok kapsamlı bir yuva ve kreş imkanı olmalı. Bu nedenle bir önceki hükümetin yuvalara yaptığı zamları geri aldık. En geç 2014 yılında yuvalarda beş saat bakım, artı öğle yemeği ücretsiz olacak. Okullarda sınıfları küçülttük. İlköğretimde hiç bir sınıfta 23’den fazla öğrenci bulunmayacak. Hatta öğrenim zorluğu çekilen bölgelerde 19’u geçmeyecek. Meslek eğitiminde hiç bir gencin meslek eğitimsiz kalmaması için okul sonrası meslek eğitim yeri bulmakta zorluk çeken her gencin yanında olacağız. Kimse meslek eğitimsiz kalmayacak. Ayrıca zamanda akademik eğitimin de herkese açık olması lazım. Bunun için bu yıl içinde üniversite harçları kaldıracağız” dedi.

Türk kökenliler uyumlu

Türk kökenlilerin göç sürecinde topluma iyi uyum sağladıklarını ve bunun en güzel göstergesinin Türk kökenlilerin toplumun her alanında sergiledikleri başarı öykülerinin olduğunu belirten Scholz, şöyle devam etti:

“Bir çoğu toplumda iyi yer edindi. Biz hükümet olarak yeni veya onlarca yıl buraya gelen ve hayatta bir şeyler başarmak isteyenler göçmenlerin bu başarı hırsını teşvik etmek istiyoruz. Ailesi için iyi bir yaşam, çocuklarını için iyi bir eğitim isteyen ve bunun için çalışan herkesin yanında oluruz. Bu konuda kendini topluma ait olma hissi çok önemli. Ben şuna çok inanıyorum; vatandaşlığa geçiş bu topluma ait olma hissinin bir ifadesidir. Bu nedenle benim başlattığım inisiyatifin bu ‘bizde buralıyız’ hissine büyük katkı sağlayacağına inanıyorum.”

Üçte ikilik çoğunluk lazım

Çelikbudak’ın yerel oy hakkı konusundaki sorusunu da yanıtlayan Scholz, “Hamburg yerel oy hakkını en az beş yıldır burada yaşayan yabancılar için 1980li yılların sonunda parlamentodan geçirdi. Ne yazık ki o dönem Anayasa Mahkemesi bu yasayı anayasaya aykırı buldu. Bu nedenle yerel oy hakkı için anayasayı değiştirmek gerekli. Bunun içinde Federal Parlamento ve Eyaletler Konseyi’nde üçte ikilik çoğunluk lazım. Bu çok zor. Ama ben de partim SPD gibi yerel oy hakkının önemli olduğunu düşünüyorum. Federal Parlamento ve Eyaletler Konseyi’nde çoğunluk için bir fırsat oluşursa, bu imkanı değerlendireceğiz. Diğer yandan Alman vatandaşlığına geçişle tüm alanlarda oy hakkı imkanı var” dedi.

Somut adımlar atılmalı

İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanya’da en kapsamlı organize ırkçı saldırı olarak tarihe geçen neonazi terör hücresinin işlediği cinayet ve saldırı dizisine de değinen Scholz, NPD yasağı konusunda somut adımlar atılması gerektiğini söyledi. Scholz, “Herkes gibi ben de bir cinayet şebekesinin yıllarca fark edilmeden göçmenleri korkunç cinayetlerle katletmesinden dolayı müthiş öfke duyuyorum. Toplum olarak bunu asla kenara itemeyiz. Her şey en ince detayına kadar araştırılıp, ortaya çıkarılmalı. Özellikle bu kadar uzun süre katillerin fark edilmemesinin nedenleri araştırılmalı. Şiddetçi aşırı sağ düşüncelerin yayılmasını engellemekte zayıf ve yetersiz kalan mekanizmalar ortaya çıkarılmalı ve değiştirilmeli. Bu doğrultuda en önemli adım NPD’nin yasaklanması yönünde somut ileriye doğru adım atılması olur. Anayasa Koruma Dairesi’nin bu konuda ne yapıp, yapmadığını tam bilmiyoruz. Şimdiye kadar öğrendiğimiz ne yazık ki insan içini rahatlatıcı şeyler değil” dedi.

Tekrar incelenecek

Neonazi terör hücresinin Hamburg’daki kurbanı Süleyman Taşköprü’nün ailesiyle kendisinin bizzat değil ama İçişleri Senatörlüğünün görüştüğünü belirten Scholz, bu konuları şunları söyledi:

“Hamburg hükümeti olarak Taşköprü Ailesi’yle temas içindeyiz. İçişleri Senatörümüz Neumann derhal inisiyatifi aldı. Senatörlük aile temas kurdu. Senatör Neumann ayrıca söz konusu zaman birimi içinde göçmenlerin uğradığı, ancak faillerinin bilinmediği saldırıları tekrar inceleme altına aldırdı. Bunlar şimdi neonazi şiddet bağlantısı üzerine araştırılıyor. Bu muğlak dosyaların hepsi yeniden inceleniyor. Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu aileyi ziyaret etti. Bu vesileyle ben de Sayın Davutoğlu ile konuyu görüştüm.” Aralık 1985’de ırkçı dazlaklar tarafından öldürülen Ramazan Avcı adına kurulan Hamburg’daki inisiyatifin tüm ırkçı şiddet kurbanları anısına kentteki bir caddeye veya meydana Ramazan Avcı adının verilmesi talebinin kendisine Davutoğlu tarafından da iletildiğini belirten Scholz, “Bir caddeye ve meydana ırkçı şiddetle hayatını kaybeden Ramazan Avcı’nın adı verilmesi önerisi çok akıllı bir öneri. Biz bunun için gerekli çalışmalara başladık. Caddelere yeni isim verme olayı uzun bir prosedür, ama dediğim gibi bu yönde adımlar attık” dedi.

Üzerinde çalışıyorum

Türkiye’ye şimdiye kadar sadece bir kez gittiğini belirten Scholz, “Arkadaşım Vural Öger ile yıllar önce İstanbul’a gittim. Alman-Türk Vakfı’nı kurmak için gittik. Aynı zamanda o kurulan vakfın üyesiyim” dedi. Göç ve uyum konularının siyasete atıldığı gençlik günlerinden beri ısrarla üzerinde durduğu ve çalıştığı bir konu olduğunu ifade eden Scholz şöyle devam etti:

“Toplumumuzun bir göç toplumu olduğunun çok uzun süreden beri bilincindeyim. 1980li yıllarda daha çok genç bir siyasetçiyken bu konu ile ilgilendim. SPD’nin gençlik kolu Juso’lar için o dönemlerde ‘Göç ülkesi Federal Almanya’ başlıklı bir gençlik kongresi tertipledim. Hamburg’da yaşayan Türkler benim bu yönümü çok iyi biliyorlar. Göç olgusu uzun yıllardan beri sürekli çalışma gündemimde olan bir konu. Göçün pozitif sinyallerini tüm toplumun faydasına sunmayı, her zaman var olan bazı eksiklikleri ön plana çıkarmaya tercih ettim. Yıllardan beri Türk kökenli arkadaşım var. Bunun tabii sadece siyasetle alakası yok. İnsan olarak birbirimize verdiğimiz değer ve sempati üzerine kurulmuş dostluklar bunlar.”

Bakıcı aileler mercek altında

Hamburg’ta kaldığı bakıcı ailenin yanında bulduğu uyuşturucu tedavisinde kullanılan ilacı içtiğini için hayatını kaybeden 11 yaşındaki Chantal’ın ölümünün herkesi olduğu gibi kendisini de derin üzüntüye soktuğunu söyleyen Senato ve Belediye Başkanı, kentteki bin 300 kadar bakıcı ailenin mercek altına alınacağını söyledi. Scholz, “Yaşanan Hamburg gibi bir kentte asla yaşanmaması gereken olaydı. Tüm Hamburglular gibi ben de çok öfkeliyim. Bir an önce onlarca yıl süregelen duruma dur dememiz lazım. Bunun için her türlü önlemi alacağız. Sosyal Senatör Scheele, ilk adım olarak bakıcı aile seçiminde artık sabıkalı veya uyuşturucu müptelası çiftlerin dikkate alınmaması için gerekli talimatları verdi. Hamburg’daki bin 300 bakıcı ailenin dosyaları tekrar incelenecek. Yeni ve sert yasal uygulamalar gelecek. Çok sıkı temel kurallar olacak. Polis, savcılık ve eyaletin farklı birimleri olayı inceleme altına aldılar. Sonuçlar belli olunca gereken adımları atacağız. Bu çok korkunç ve acı olay karşısında hiç bir şey olmamış gibi hareket edemeyiz” dedi.

Haber değeri yoksa uyum tamam

GÖÇMEN kökenlilerin toplumun her alanında olduğunu gibi siyasette de yer almalarının çok normal olduğunu ifade eden Scholz, bu konuda Hamburg’daki sosyal demokratların öncü olduğunu sözlerine ekleyerek şöyle devam etti:

“Hamburg SPD’de çok üstün yetenekli siyasetçilerimiz var. Aydan Özoğuz onlardan biri. Federal Parlamento milletvekili ve SPD’nin genel bakan yardımcısı. Özoğuz’u uzun yıllardan beri tanıyorum ve yıllar önce SPD adına siyasete girme, eyalet milletvekili olma teklifini bizzat ben kendisine götürdüm. Kendisindeki yeteneği ve çalışma azmini görünce, o zaman verdiğim karardan memnuniyet duyuyorum. Hamburg Eyalet Parlamentosu’nda Kazım Abacı, Ali Rıza Şimşek ve Metin Hakverdi ile üç Türk kökenli SPD milletvekili var. İlçe Belediye Meclisleri’nde de çok sayıda Türk kökenli var. Hepsi parti içinde uzun zamandan beri çalışan arkadaşlarımız. Ben yıllarca göçmen kökenlilerin siyasette yer alması için çalıştım. Amacım bunun istisnai bir durum değil normal bir durum olduğunu göstermekti. Göçmen kökenli birinin kabine üyesi olmasının haber değeri bile taşımadığı zaman uyum tamamlanmış demektir.” Hürriyet gazetesinden alınmıştır