Konuşmacılar arasında SPD Eyalet milletvekili Kazım Abacı, Hamburg DGB başkanı Uwe Grund, Sol partiden Christiana Schneider,

ve TGH başkanı Hüseyin Yılmaz'ın da bulunduğuHamburg ırkçılığa karşı ayağa kalkıyor“ etkinliğinde Türkiyeli demokratik kitle dernekleri nedense sanki başkalarının düzenlediği etkinliğe gelmemeye „yemin etmişlercesine“ yoklardı.

Destekleyicileri arasında FC.St.Pauli takımının da olduğu gösteriye Alman siyasilerinden Yeşiller Partisinden eski Parlamento fraksiyonu başkanı


Krista Sager,Cony Littman ve Antje Vollmer, Filiz Demirel, Sol Partiden Christiana Scnhneider,Almanya Komunist Partisi gençlik örgütü SDAJ 'den gençler,Alman anti-faşist çevreleri,St.Pauli takımı taraftarları ve SPD'nin yanında Türkiyeli derneklerden sadece TGH ve HADD vardı.Tek tek bireylerin sayısı ise fazla sayılmazdı.


Gösteride konuşmacılardan Kazım Abacı kitlenin nabzını tutar tarzda siyasi içerikli etkileyici bir konuşma yaptı."Irkçılığın önce kafalardan arındırılması gerekir" diyen Kazım Abacı kitlenin çoşkulu alkışını aldı.

Gösteride Türkiyeli'lerden çok Almanlar vardı.TGH ve HADD kortejine katılanların sayıları 20'yi geçmemesine rağmen en azından gösterinin sonuna kadar kadınlı-erkekli eylem alanında yer aldılar.Daha sonraki yapılan yürüyüşten Fabrik'teki yapılan müzikli etkinlik akşamına kadar desteklerini sundular.

Gösteri alanında organizedeki bozukluk gözlerden kaçmadı.Var olan organizenin de sadece sahne düzeniyle ilgilenmesi gösteriye ve böylesi anlamlı içerikte yapılan bir etkinliğe gölge düşürdü diyoruz.

„Internationale Woche Gegen Rassismus“ belgisiyle başlatılan kampanya esas olarak basına bildirilmişti. Acaba Demokratik Kitle Dernekleriyle ilişki mi kurulamamıştı ?

Basın ve kamuoyunun desteğini arkasına almış bir organizeyle, son yıllardaki Nazi terör örgütlerinin „dönerci cinayeti“ adı altında yaptıkları faşist ırkçı katliamların teşhir edilmesi hedeflenmekteydi.


Fischmarkt'ta başlayan etkinlik Fabrik'te yapılan ve katılımın az sağlandığı müzikle bir akşamla sona erdi.


Halaylar eşliğinde çoşkulu geçmesine rağmen bir gün sonraki gün aynı salonda yapılmış olan ikinci etkinlikte oturacak yerin dahi kalmaması nasıl açıklanabilir ki ? Güzel bahar havasının da katılımda rol oyanadığı dikkate alınsa da esas olarak organizedeki eksikliğin öneminin altı çizilmelidir.Herşey basının desteğini almak değildir.

Kitlelere ulaşmak ve Türkiyeli Demokratik kitle örgütlerindeki önyargıları ve duyarsızlıkları gidermeye çalışmak da dikkatle değerlendirilmelidir.


YORUM:

Mehmet ATAK

HÜSRAN… YİNE HÜSRAN !
Hamburg’da geçtiğimiz hafta boyunca  ırkçılığı protesto amacıyla ve „Hamburg ayağa kalkıyor“ sloganıyla Alman Sendikalar Birliği DGB,  Laut gegen Nazis adlı kuruluş  ve Sınırsız Girişimciler Derneği tarafından düzenlenen  değişik etkinliklerle ırkçılık hareketleri protesto edildi. Bunların tafsilatını ilgili haberlerimizde okuyorsunuz.

İŞTE  FISCHMARKT TOPLANTISI

Günlerden Cumartesi.. Toplantı saatinde  güneşli bir hava var..  Altona’dan kalkan 112 numaralı otobüste tesadüfen politikacı Nebahat Güçlü ile karşılaşıyor  ve  günlerce öncesinden DIN A 6 formatındaki el ilanlarıyla, radyo ve gazetelerle duyuruları yapılan toplantı yeri Fischmarkt  pazaryeri meydanına yürüyoruz.

Ama o da ne ? Koca meydanda 4-5 polisten başka kimsecikler yok.. Acaba yol gösteren görevliler var mı diye bakınıyoruz; öyle birileri de yok..  Belki erken toplanıp St. Paluli’ye doğru yürümüşlerdir diye düşünerek ilgili olabilecek kişilere telefon ediyoruz  ama kimseye ulaşamıyoruz.. Sonunda, Nebahat Güçlü’nün telefonla ulaşabildiği  TGH Başkan Yardımcısı Ali Kurtuldu’dan öğreniyoruz ki, toplanma noktası Fischmarkt ile Landesbrücke arasında  bir yerde imiş.. Buyrun, burdan yakın !.. Tabii ki  o tarafa doğru yürürken aklımızdan nelerin geçtiğini çok iyi tahmin edebilirsiniz..

Toplantı meydanında koskocaman bir sahne.. Ama çevresinde, maddi manevi yönden etkili 3 kuruluş tarafından düzenlenmiş olmasına rağmen , güzel havada gezintiye çıkıp da konuşmalara kulak kabartanlarla birlikte yüzde doksanı Alman olmak üzere taş patlasın 500 kişi.. işin garibi de, Türkiyeli kesimden de sadece   ellerinde birer   "Nazimorde Aufklären" ve "Faschistische Organisationen Verbieten" pankartıyla TGH imzalı ve HADD üyelerinin sayıları iki elin parmağını geçmezdi.. Ve de bir kaç politikaci ve Türkiyeli basın mensupları..

Ya diğerleri ?  Anlaşılan onlar meşhur bir deyimle „Arazi“  olmuşlardı, ortalıkta görünmüyorlardı.

Geçtiğimiz sonbaharda Großebergstr’de başlayıp Schützenstr’de biten yürüyüşe 700 kişinin katılması üzerine „ 25 yıl önce 25 yıl sonra“ başlığıyla bir yazı kaleme almış ve 15.000 katılımlı 1986 yılındaki Ramazan Avcı yürüyüşüyle  bir mukayese yapmıştık. Şimdi de konu aynı, amaç aynı ama katılım yalnızca 500 kişi.. Ve mukayese (!)  yapmaya da gerek yok !..

AMA YİNE DE SORMAK GEREK

DGB ve "Laut gegen Nazis"  adlı Alman kuruluşlarını bir tarafa bırakalım.. Çünkü onlar binlerce olmasa da 500’e yakın  Alman’ı oraya çekebilmişlerdi. Sözümüz ;  Unternehmer Ohne Grenzen Derneği’nin kurucu başkanı , şimdilerde Genel Müdürü  ve aynı zamanda Hamburg Eyalet Parlamentosu milletvekili (SPD)  olan Kazım Abacı ve yönetici arkadaşlarına !

Sizler bugüne kadar yüzlerce Türkiye kökenli  işadamına iş kurma seminerleri verdiniz, onlara yol göstererek banka veya devlet kredileri  kullanıp  işyerlerini açmaya vesile oldunuz. Bugün onlar belki binlerce işçi çalıştırıyorlar.. Bu işadamları, bu esnafların kendileri, çoluk çocukları, işçileri veya bazılarının komşuları bile gelse o gün o meydan dolmaz mıydı ?

Öte yandan, kendilerine çağrı yapılıp yapılmadığını tam olarak bilmemekle birlikte, başta Cami ve Alevi dernekleri olmak üzere spor ve sosyal derneklerimiz, yöre derneklerimiz, konsolosluk mensupları, öğretmenlerimiz; bu toplantının, bu protesto yürüyüşünün konusu ve amacı sizleri hiç mi ilgilendirmiyor ?

Hafta sonu seyahatine mi yoksa Cumartesi alışverişine mi çıktınız ? Orta yerde öldürülen insanlar var ve üstelik de bunlardan 2’si Türk vatandaşı iken, bu vurdum duymazlığınızın sebebi ne ?

NOT:  Öğreniyoruz ki, yukarıda eleştirdiğimiz bazı kesime mensup insanlar, bu protesto etkinliklerinin müzikli-şamatalı  bölümlerine katılmışlar.. Yasak savma cinsinden !

Ne diyelim, buna da şükür !..