Bilim ve politika Vakfı'ndan araştırmacı Dr.Yaşar Aydın'ın moderatörlüğünü yaptığı, konuşmacıların geldikleri kurumlar hakında bilgiler vererek başladıkları tartışma toplantısında, dinleyenlerde sorularını sorarak, konular ile ilgili görüşlerini belirttiler. Toplantıya, Michael Gwosdz, ''Leiter Zentrale Anlaufstelle Anerkennung'', Birte Steller, ''Leiterin Hamburg Welcome Center'' Birte Weiß, ''Projektleiterin Antidiskriminierungsberatung basis & woge e.V.'' Rüdiger Winter, ''Projektleiter Beratungsstelle Arbeitnehmerfreizügigkeit bei Arbeit und Leben e.V.'' katıldılar. Konuşmacılar, kurumlarını temsilen katıldıkları toplantıda, göçmenlikten kaynaklı bir çok konuda çalışmalarını anlatmalarının yanı sıra sorunlarıda dile getirerek bu alanda halen yaşanan sorunlara dikkat çektiler.


Hamburg sürekli haraket halinden olan gelişen ve bir liman şehir olması ile birlikte, her yıl binlerce insan çalışmak için Hamburg'a geliyor. Bazı mesleki alanlarda diğer şehirlere nazaran daha fazla iş şansı olması, iş arayan insanların tercih ettikleri şehirlerin başında geliyor. Ayrıca daha iyi bir yaşam umuduyla, eşit ve insani temelde yaşamını yeniden idame etmek için de insanlar kimi zamanda tanıdıklarının yanına gelerek yeni bir başlangıç yapmak için Hamburg'da kalmayı tercih edebiliyorlar. Bu konularda Hamburg hangi imkanları sunuyor, yeni bir başlangıç için gelen insanların ne gibi şansları var, konut, iş konularında, ırkçılık, dıştalanma gibi hangi sorunlarla karşılaşılıyor ve bunların çözümü konundan kurumlar, politika ve toplum olumlu veya olumsuz katkıları nelerdir gibi sorulara cevaplar arandı ve görüşler belirtildi. Toplantıda, Hoş geldin kültürünün başarı olabilmesi için sadece politakacıların değil, tüm kurum kuruluş ve bireylerinde bu konuda bir caba içinde olması ile mümkün olabileceği ifade edildi. Ayrıca kurumlar hizmet sundukları alanlarda örnekler verilerek, sorular cevaplandırılarak toplantı bitirildi.


Panel ve panelde  işlenen konular ile ilgili olarak  Filiz Demirel şu görüşleri ifade etti ''Hamburg'a her yıl binlerce insan geliyor . Bazıları kalifiye eleman olarak davet edilirken, bazıları da üniversite okumak veya Hamburgda şansını aramak, yeni bir hayata başlamak üzere geliyor. Bir çok  beklenti ve umutla yeni bir başlangıç yapmak isteyenlere Hamburg neler sunuyor? Sadece bir iş mi yoksa aynı zamanda yaşanacak bir vatan mi? Genel anlamda Almanya politikasına baktığımızda, işgücü yıllarca  sadece çalışan bir makina olarak görülmüş. İşgücünün de bir insan olduğu, sosyal ve katılımcı bir yaşam için ihtiyacları olduğu gözardı edilmiş. Bugün gelinen noktada, Hamburg'un çeşitliliğini ve metropol olarak ekonomik ve sosyal yaşam tarzına baktığımızda, aslında bir sorun olmaması gerekir diye düşünebiliriz. Ama yakından incelendiğinde, göçmen kökenli kalifiye veya kalifiye olmayan işgücünün toplumsal konumuna baktığımızda, daha yolun ne kadar başında olduğumuzu görüyoruz. Bu yüzden düzenlediğimiz panelde amacımız, özellikle bu dört kurumu aynı masaya oturtup sorunların kaynaklarını araştırmak ve ileriye yönelik çözümler bulmaktı. Hamburgda çalışan veya yıllardır yaşayan göçmen kökenlilerin iş piyasasında, sosyal yaşamda karşılaştıkları sorunlar nelerdir, ayrımcılık veya ırkçılık nerelerde yaşanıyor. Politikadan beklentiler nelerdir ve birlikte herkesi kuçaklayan bir şehir politikası için kurumların politikacılara önerileri nelerdir? Hamburg dışarıdan gelen işgücüne neler sunuyor? Politik destekler neler olabilir? Bunları tartışırken özellikle gözden kaçırılmaması gereken diğer bir konu da, sadece kalifiye işgücüne yönelik değil, aynı zamanda sosyal yardımla geçinen uzun süreli işsizlere yönelik teşvik programlarında hangi değişikliklerin yapılması gerektiği konuları programımızın bir parçası.  Bu anlamda üç yıldır hükümette olan SPD bugüne kadar işgücü piyasası ile ilgili bir konsept hazırlamasına rağmen, pratikte kayda değer hiç bir adım atmamakla kalmayıp, bizim  verdiğimiz önerileri de  sürekli reddetmekteler. İhtiyacımız olan şey, sembol politikası değil, samimi çözümlerdir.''