Anıt heykel 2001 yılından NSU (Der Nationalsozialistische Untergrund) terör örgütünün 3. kurbanı olan Süleyman Taşköprü'nün öldürüldüğü ve kendisine ait manav dükkanının önüne dikilirken, anıt heykel için düzenlenen törene ailenin isteği üzerine medyaya haber verilmedi. Heykel Taşköprü ailesi ve Hamburg İçişleri Bakanı Michael Neumann katıldığı dar bir çerçevede açıldı.

Hamburg'da, Almanya'nın 7 kentinde NSU terörüne kurban giden 8'i Türkiye kökenli 10 kişi için anıt heykel dikildi. Anıt heykel, Süleyman Taşköprü'nün NSU terör örgütü tarafından 27 Haziran 2001'de Hamburg'un Altona semtinde Shützen str 39 numarada bulunan ve öldürüldüğü kendisine ait manav dükkanının önünde yerini aldı. 70 santimetre yüksekliğinde iki granitin yan yana gelmesiyle oluşturulan heykelin bir tarafında Süleyman Taşköprü'nün yanı sıra Halit Yozgat -Kassel, Enver Şimşek, İsmail Yaşar ve Abdurrahim Özüdoğru -Nürnberg, Habil Kılıç ve Theodoros Boulgarides- Münih, Mehmet Turgut - Rostock ve Mehmet Kubaşık - Dortmund ile Alman polis memuru Michèle Kiesewetter isimleri de yer alıyor. Heykelin diğer tarafında ise "Neonaziler 2000- 2007 yılları arasında Almanya'nın 7 kentinde cinayet işledi. Almanya'yı ailesiyle birlikte vatan olarak kabul eden 9 kişi ve birlikte bir polis memuru. İnsan düşmanlığından kaynaklanan bir cinayetler dizisi olduğunun yıllarca anlaşılmamasından utanç duyuyoruz. Bunun bir daha yaşanmamasını diliyoruz" şeklinde bir metne yer verildi.

Hamburg İçişleri Bakanı Michael Neumann ile Süleyman Taşköprü'nün ailesinin katıldığı anıt heykelin açılışı sade bir törenle yapılırken, açılış töreni Taşköprü'nün ailesinin isteği üzerine medyaya dahi haber verilmeden yapıldı.

Süleyman Taşköprü NSU terör örgütü tarafından katledilen üçüncü kurban. 27 Haziran 2001 yılında manav dükkanında babası tarafından ölü olarak bulunan Taşköprü'nün öldürülmesindeki sır perdesi tam olarak netlik kazanmış değil. Nitekim olay günü cinayetten kısa bir süre önce devriye gezen bir polis memuru Taşköprü'ye ait manav dükkanında babasıyla birlikte kahve içmiş ve daha sonra ikisi de dükkandan ayrılmıştı. Baba 11.15 sıralarında tekrar geri geldiğinde acı gerçekle oğlunun cesediyle karşılaşıyor. Konuyla ilgili basında yer alan bazı haberlerde polis ve Anayasayı Koruma Dairesi'nin diğer NSU terör örgütü kurbanlarında olduğu gibi Süleyman Taşköprü olayında da uyuşturucu ticareti ve Türkler arasında bir çatışma gibi yanlış bilgi ve araştırmalardan dolayı ihmali bulunduğu bilgisine yer veriliyor.

Bu arada Hamburg'da geçtiğimiz hafta da 1985 yılında neonaziler tarafından öldürülen Ramazan Avcı'nın öldürüldüğü meydana ismi verilmişti.