--Mehmet ATAK-  Başkonsolos Öztürk'ün selamlama  ve Ramazan ayı  hakkındaki konuşması  olumluydu, sunulan iftar yemekleri ve  tatlılar özenle hazırlanmıştı. Eski restoranına  eklemeler yaparak  çok bölümlü bir mekan haline getiren patron Doğan Öztürk, masalarda hiç bir eksik kalmaması için çırpınıyordu. Lübeck şehrindeki Timmendorf kasabası Belediye Başkanı  genç avukat Hatice Kara, davetlilerin ilgi odağı olmuştu.  Bunlar iftar proğramının güzel yanlarıydı. Fakat; iftara dakikalar kala ayağa kalkıp bir konuşma yapan Hamburg İslam Şura'sı Başkanı Dr. Mustafa Yoldaş'ın sözleri, bir anda dinleyenlerin zihinlerinde bazı soru işaretleri de yarattı.

Dr. YOLDAŞ'A GÖRE  BU GECEDE  3 DEVRİM

Hamburg Senatosu tarafından hazırlanan ''Eşit Haklar'' tasarında ŞURA Başkanı sıfatıyla  Müslüman kesimin temsilcileri arasında söz sahibi olan Dr. Mustafa Yoldaş' a göre, bu akşam 3 devrim bir arada yaşanmaktaydı.

Birinci devrim :Hamburg'da bugüne kadar ilk defa olarak T.C. Başkonsolosluğu tarafından bir iftar verilmesiydi .

İkincisi : Bu iftar yemeğinin bir ''Kürt'' restoranında  verilmiş olmasıydı.. Bu da bir devrimdi..

Üçüncüsü ise: Bu devrimlerin, ön adı Devrim olan bir Başkonsolos tarafından gerçekleştirilmesiydi..

İşte, Dr. Mustafa Yoldaş'ın Devrimleri aynen böyleydi..                       

Başta TGH Başkanı Hüseyin Yılmaz olmak Üzere,  Kuzey Almanya İslam Toplumu Başkanı Ramazan Uçar., Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı  Coşkun Coştur, DİTİB 'den Av. Murat Kayman, Atatürk Kültür Merkezi Başkanı Selçuk Han,  Urfalılar Derneği Başkanı  Mehmet Emin Süzen, Sivaslılar Birliği Başkanı Ruhi Özer, Schleswig- Holstein Türk Toplumu Başkanı Cebel Küçükkaraca, Hamburg Malatyalılar Derneği Başkanı Mevlana Çamur, Lübeck TÜRGEM başkanı Remzi Uysal, Konsolos Berati Alver, Ticaret Ataşeleri Şevket Ilgaç ve Baybers  Erdem ve Medya mensupları önünde yapılan bu ''Devrimli'' konuşma, zihinlerde bazı  soru işaretlerini de beraberinde getirdi.

Gerek iş  adamı ve sanatçı, gerekse de insani yönüyle herkesin yakından tanıyıp takdir ettiği Köz Restoran sahibi Doğan Öztürk,  Urfalı ve Kürt kökenli bir T. C. Vatandaşıdır. Urfalılar Derneği'nin de yönetimindedir. Bunlar bilinmektedir.
Kaldı ki, Hamburg'da bugün Kürt kökenli  T.C. vatandaşlarının sahibi oldukları değil yüzlerce, binlerce işyeri bulunmaktadır.  Özellikle de Restoran, Fırın, Market, Kuaför, İnşaat,  Gazino,  Lokal, Pastane gibi branşlarda doğu ve güneydoğu kökenli insanlarımızın ağırlıklı olduğu bir gerçektir. Ve insanlarımız da hiç bir ayırım yapmadan bu işletmelerden alışverişlerini yapabilmektedirler. Camiler, ibadethaneler de aynı şekilde herkese açıktır.
                
İsimleri, tabelaları olan Restoranları bile Türk, Kürt, Laz, Arap  hatta Alevi diye ayırımlara tabi tutarak ve  orada iftar vermiş olmayı da bir devrim şeklinde yorumlamak anlaşılır bir düşünce tarzı değidir. Cebinde parası olan Türk restoranına da gidebilir; devletler arasında yaşanan gerginliklere hiç bakmaksızın  Arap, Suriye, İran, Yunan restoranlarına da..

Bunun devrimle ne alakası olabilir ? Eğer buralara gitmek devrim sayılıyorsa Sayın Yoldaş'a göre, o zaman bir çoğumuz farkında olmadan her  gün bir sürü devrim yaşıyoruz .. Mesela  lezzetli İran  Lavaş ekmeğ ve kebabı,  Arap Falafel' yiyoruz, Suriye tatlıları alıyoruz, Yunan tavernalarında Sirtaki izliyor, müziklerini keyifle dinliyoruz, acılı Çin- Kore yemeklerine kaşık sallıyoruz..
Öyleyse ne mutlu bize !..

Ayrıca, Başkonsolosluğumuzun ilk defa olarak bir iftar verdiği konusuna gelince:

Evet, Başkonsolosluk olarak belki direkt olarak böyle bir davet verilmemiştir ama, Başkonsolosluğa bağlı Din Hizmetleri ataşeliği bu iftarlar taa 2009 yılına kadar sürekli olarak düzenlenmiştir. Bu tarihten sonra bu görevi DİTİB teşkilatı üstlenmiş bulunmaktadır.

Fakat  işin bir de şu  yönü var : İnanç ve köken ayırımcılığı yapmanın artık moda haline geldiği bu ortamda , sayın Yoldaş'ın bu ''Kürt'' tanımlaması, acaba kamuoyunda nasıl bir reaksiyon yaratacak ve bir de  bakalım sevgili Doğan Öztürk'e ait  Köz  Urfa'nın ticari hanesine nasıl yansıyacak ?

Mutlu Bayramlar !..