Türkiye'de 7 Haziran'da yapılacak genel seçimler için Almanya'da 24 gün süren oy verme işlemi sona erdi. Seçmenler oylarını Berlin, Frankfurt, Hamburg, Hannover, Köln, Düsseldorf, Münih, Mainz, Nürnberg, Stuttgart, Karlsruhe, Essen ve Münster Başkonsoloslukları tarafından belirlenen noktalarda kullandı. Anadolu Ajansı'na göre 24 gün süresince 1 milyon 404 bin 987 seçmenden yaklaşık 535 bini oy kullandı.


Bu seçimlerde tıpkı geçen yılki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olduğu gibi, seçim sürecine Gurbetin Oyları adlı bağımsız inisiyatiften gönüllü gözlemciler de eşlik etti. Gurbetin Oyları inisiyatifinden Burcu Dartan-Karagözler bu seçimlerde seçmenler açısından en büyük şikâyetin, seçmenlerin oyların burada sayılmayacak olmasından duyduğu, kendilerine iletilen rahatsızlık olduğunu belirtiyor. 2. önemli şikâyetin ise daha önce seçmen kaydını kontrol etmemiş kişilerin kayıtlarının başka şehirlerde ya da Türkiye‘de çıkması vakalarına rastlanması olduğunu belirten Dartan-Karagözler bu durumda birçok seçmenin oy kullanamadığını ve boşu boşuna yol katetmiş olduğunu ifade ediyor.

"Sandık kurulu üyeleri zorlandı"

Yurtdışında sandık kurulu üyelerinin özellikle oy kullanımının yoğun olduğu haftasonu ve tatil günlerinde sandık kurulu üyeleri oy verme işlemi esnasında rutin sandık başı işlemlerini yapmanın yanı sıra oy kabinlerine dikkat etmekte zorlandığını söyleyen Dartan-Karagözler, “Oy verme kabinlerinin sandık kurulu üyelerinin arkasına kurulduğu seçim alanlarında ne yazık ki seçmenlerin kabin içinde fotoğraf çekme, kabine 2 kişi girme, birbirine müdahalede bulunma gibi mevzuata aykırı davranışlarının takibinde ve bu olaylara engel olmada büyük zorluklar çekildi” diyor.

Müşahitler sorun yaşadı

Müşahitlerin özellikle seçimin ilk günlerinde mevzuatın iyice bilinmemesinden kaynaklanan kanunen verilmiş hak ve yetkilerinin kısıtlanması sorunu ile karşılaştığını söyleyen Gurbetin Oyları'ndan Dartan-Karagözler, “Müşahitler kanuna göre bütün sandık başı işleyişlerini takip etme ve usulsüzlük durumunda itirazda bulunma, tutanak tutma ve dilekçe yazma hakkına sahiptirler. Sandık kurullarının görevlerinden bir tanesi de bu itirazları oylama ile karara bağlamak ve tutanak defterine geçirip, yazılan dilekçeleri Yurt Dışı İlçe Seçim Kurulu’na gönderilmek üzere kabul etmektir. Bu görevi yapmamanın cezası suçtur ve bir yıla kadar hapis cezası vardır. Fakat bunu bilmeyen sandık kurulu başkanları ve üyeleri çoğu zaman müşahitleri aşağılayıcı söylemlerde bulunarak onların itirazlarını kabul etmemiştir. Ayrıca bazı seçim bölgelerinde müşahitler sandık başını belirli mesafelerden izlemeye zorlanarak bütün sandık başı işlemlerini, örneğin bilgisayardaki işlemleri takip etmeleri engellenmiştir“ diye konuşuyor.

Usulsüzlük oldu mu?

Peki, Gurbetin Oyları’ndan gönüllüler seçimler süresince usulsüzlüklere tanık oldu mu? Karşılaştılarsa bunlar neler? Burcu Dartan-Karagözler en çok yaşanan usulsüzlüğün, müşahitlerin görevlerinin engellenmesi olduğunu belirtiyor. Yaptıkları şikâyetler, tuttukları tutanakların sandık kurul görevlileri tarafından kabul edilmediğini belirtiyor. Bunun yanı sıra hem seçmenin hem de sandık kurulu üyelerinin mevzuatı yeterince bilmemesinden kaynaklanan sorunlar yaşandığını belirten Dartan-Karagözler, bunları oy verme kabinine birden çok kişinin girmesi, oy verme kabinlerinde seçmenlerin birbirine müdahalede bulunması, oylarının fotoğrafını çekmesi, mührü basmaya engelinin olmamasına rağmen özellikle eşlerin birbiri için ‘o nereye basacağını bilmez, anlamaz‘ diyerek ısrarla birbirine telkinde bulunmaya çalışmaları olarak sıraladı. Dartan-Karagözler özellikle yoğunluk yaşanan yerlerde gün içinde ekstradan alınan pusula ve zarfların sayılmadığını, sayıldığı halde tutanağa işlenmediğini, akşam kalan zarf ve pusulalarla sağlamasının yapılarak bu sayıların yazılmasının en çok tanık oldukları usulsüzlükler olduğunu vurguladı.

"Cumhurbaşkanlığı seçimlerine oranla iyileşme var"

Almanya’daki Türk vatandaşlarının ilk kez geçen yıl cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy kullandığını hatırlatan Dartan-Karagözler, seçimin yurtdışında ikinci kez yapılmasının ilk seferki tecrübelerin olumlu yönde kullanıldığını gösterdiğine dikkat çekiyor. Özellikle geçen seneki seçimde görev yapan komisyon sandık kurulu başkanları ve üyelerinin işleyiş konusunda daha tecrübeli olduğunu hatırlatan Dartan-Karagözler, ”Geçen sene kendilerine verilen 202 sayılı genelgeyi okumayan ve mevzuattan hiçbir şekilde haberi olmayan bir çok sandık kurulu başkanı ile karşılaşmıştık. Bu sene sandık kurulu başkanlarının ve üyelerinin işleyiş konusunda biraz daha bilgili olduğunu gözlemledik. Fakat yine de tamamiyle kanuni işleyiş olması gerektiği gibi uygulanmadı“ diye konuşuyor.

"Vatandaşlar güvensiz"

Vatandaşların oyların Türkiye’ye güvenli bir biçimde gideceği yönünde şüpheleri olduğunu hatırlatan Dartan-Karagözler, ”En sık karşılaştığımız söylem, ‘ben oy vereceğim de ne olacak? Zaten o oylar Türkiye‘ye gidene kadar çalınacak, değiştirilecek‘ şeklinde serzenişler ve bu nedenle oy vermeye gitmemekti. Oyların Türkiye'de sayılacak olması, hem seçmenin seçim sürecine olan güvenini sarsarken, hem de seçime katılımın düşük olmasına sebep olmakta. Yurt dışından giden oylar 7 Haziran günü Ankara'da Ankara Ticaret Odası'nda sayılacak“ diyor. © Deutsche Welle Türkçe /Hülya Topçu