Süheyla Kaplan


Yeşiller Partisi'nin bu yönde bir rapor hazırlaması, hafta sonunda gerçekleştirilecek parti kurultayında özellikle göçmen İslami derneklere karşı yeni bir pozisyon almaları gerektiği konusunu tartışmaya açacak.

Almanya’da İslam din dersleri verilmesi sürecinde birçok eyalette muhatap alınan ve İçişleri Bakanlığı’nın himayesindeki İslam Konferansı’na katılan İslami derneklerin, Almanya’da Müslümanların sadece yüzde 20’sini temsil ettiği belirtilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Bu dört büyük Müslüman derneğinin oluşumları inanç merkezli değil daha çok siyasi söylemlere göre şekillenmiştir. Bu nedenle biz bunları dini dernek olarak görüyoruz ve dini cemaat olarak görmüyoruz. Eğer anayasa uygun İslami bir birlik oluşursa diğer bütün dini cemaatlere olduğu gibi İslami birliğinde dini cemaat olarak tanınma hakkı var. Bu dört büyük İslami dernek Almanya’daki Müslümanların sadece bir kısmını temsil ediyor. Bu nedenle şu an dört büyük derneğe dini ve uyum politikalarında ayrıcalık verilmemesi arzu edilmektedir."

DİTİB ANKARA’YA BAĞLI

Yeşiller Partisi tarafından yayınlanan raporda ayrıca Milli Görüş ve Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’nin (DİTİB) Türk resmi kurumları ile bağlantı içerisinde olduğu, DİTİB’in dini eksenden çok politik ve siyasi söylem bakımından Ankara tarafından söylemlerinin şekillendiği belirtildi.

Alman basınında Yeşiller Partisinin bu raporu "Yeşillerin Yeni İslam Politikası" olarak değerlendirilirken, İslam Konseyi'nin en büyük kuruluşu olan Milli Görüş teşkilatının Alman Anayasa Koruma Dairesi tarafından gözetlendiğine dikkat çekildi.