Britanya’nın The Guardian gazetesi “Erdoğan AB için güvenilmez bir müttefik...” derken, Almanya’nın Neue Osnabrücker gazetesi Merkel’in tutumunda direterek AB’de bir çatlak açtığını ve tek başına kaldığını savundu. Gazete, “AB’de bir çatlak açıldı. Çatlağın bir tarafında Almanya, diğer tarafında geri kalan herkes var” yorumunu yaptı.

Liderlerin duruşu ise şöyle:

ANGELA MERKEL / ALMANYA BAŞBAKANI

Merkel’in kapıları açmasıyla 1 milyondan fazla Suriyelinin gelmesini Alman toplumu kaldıramadı. Siyasi darbe komplolarıyla karşı karşıya kalan Merkel, sığınmacı akınının kesilmesi için Türkiye ile ne pahasına olursa olsun anlaşmakta kararlı. Alman basınına göre, Davutoğlu’nun sunduğu Türkiye’ye geri gönderilecek her göçmen için AB’nin Türkiye’den bir Suriyeli sığınmacı alması önerisi, Merkel’i cezbetti. Merkel’e göre bu düzenli göçün yolunu açarak insan kaçakçılığını sonlandıracak. Merkel, bunun kararlı uygulanması halinde sığınmacıların Türkiye’de kalacağı, Yunanistan’a geçmeye kalkmayacağı hesabını yapıyor.

FRANÇOIS HOLLANDE / FRANSA CUMHURBAŞKANI

Merkel’in Türkiye ile anlaşmaya can atmasının, Almanya- Fransa eksenini çatlatıp çatlatmayacağı merak konusu. Merkel “Türkiye’nin AB üyeliği gündem değil” derken, "haziran'da vize muafiyetine yeşil ışık yaktı. Ankara’nın Suriye politikasındaki müttefiği Hollande Türkiye’nin üyelik müzakerelerinin ilerlemesi ve vize muafiyetine kavuşmasına mesafeli duruyor. Hollande “Müzakerelerin tamamlanması çok uzun sürecek. Haziranda vize muafiyeti 72 kriter yerine geririlirse olur” dedi. “AB’nin işbirliği Türkiye’deki kısıtlamaların kabul edildiği anlamına gelmez. Basın, Türkiye dahil, her yerde özgür olmalı” çıkışını da yaptı.

DAVID CAMERON /  BRİTANYA BAŞBAKANI

AB içinde Türkiye’yi destekleyen, Schengen üyesi olmayan, dolayısıyla vize istemeye devam edecek olan Britanya’nın lideri “Göçmenlerin Türkiye’ye gönderilmesini öngören bir dönüm noktasındayız” dedi. Ama sığınmacıların kota zoruyla ülkesine yerleştirilmesine ve Türkiye’ye yardımın finansmanına ortak olmaya direniyor.

MATTEO RENZI / İTALYA BAŞBAKANI

Akdeniz’den sığınmacı akınıyla boğuşan İtalya’nın lideri, AB içinde bir anlaşmaya ihtiyacı olmasına rağmen, zirvede Türkiye’deki ifade ve basın özgürlüğü sorununu gündeme getirmenin başını çekti. Anlaşma metninde “AB liderleri, Davutoğlu ile Türkiye’deki medyanın durumunu da tartıştı” ifadesinin girmesini sağladı. Hollande ve Belçika Başbakanı da eşlik etti.

ALEKSIS ÇİPRAS / YUNANİSTAN BAŞBAKANI

Ekonomik krizle boğuşurken ülkesinin göçmen deposu haline gelmesinden kurtulmakta kararlı. Türkiye’nin işbirliğine şiddetle ihtiyaç duyan Çipras, Davutoğlu’nun önerisini “Gerçek şu ki Türkiye zirveye çekici tekliflerle geldi ve bu birçokları için sürpriz oldu” diye karşıladı.

VIKTOR ORBAN / MACARİSTAN BAŞBAKANI

AB içinde ırkçı, faşist rüzgârlar estiren Orban, anlaşmayı veto etmekle tehdit ediyor. Hiçbir şekilde sığınmacı istemeyen ve AB içinde serbest dolaşan Türkiye vatandaşlarına sıcak bakması da beklenmeyen Orban’ı Polonya, Slovakya ve Çek Cumhuriyeti destekliyor.

AB-Türkiye zirvesinde liderler basın özgürlüğünü unutmadı

Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki yeni mülteci pazarlığı 18 Mart tarihli ikinci bir randevuya ertelenirken, AB basın ve ifade özgürlüğüne yönelik Türkiye’deki adımları bu defa görmezden gelemedi. Medyanın içine düştüğü durum ilk defa bir AB bildirisine yansıdı. Zirve sonunda yapılan açıklamada “AB liderleri Davutoğlu ile Türkiye’de medyanın hallerini de tartışmıştır” dedi. AB, yeni fasılların açılmasında da, vize serbestisinde de AB kriterlerini esnetmeye yönelik pazarlık yapılmayacağını kayıtlara geçirdi.

72 kriter şart

Brüksel’de yapılan zirveye Türkiye’nin Suriyeli olmayan mültecileri alma karşılığında getirdiği talepleri yansıdı. AB, bunları tartışmak için süre isterken liderler Davutoğlu’nun da katılacağı toplantı için 18 Mart’ta buluşmakta anlaştı. Bu mutabakatın ardından kameralar karşısına çıkan AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker sığınmacı pazarlığının yanı sıra basın özgürlüğüne de değindi. “Bizler şu an Türkiye’de olanlara sessiz kalamayız” dedi. Daha sonra söz alan Tusk ise “Basın ve ifade özgürlüğü AB’ye katılım sürecinde kilit konumdaki bir koşuldur ve bunda bir değişiklik olmamıştır” dedi.

Davutoğlu anlaşma kapsamında AB’nin Türkiye’ye haziran ayı sonunda vize serbestisi sağlayacağından emin olduğunu belirtti. Ancak Tusk, Türkiye’nin karşılaması beklenen 72 kriterin pazarlığa açık olmadığının altını çizdi. Juncker de vize serbestini hızlandırılmasında anlaşıldığını ancak şartların değişmeyeceğini söyledi. Komisyon kaynakları da müzakere sürecinin hızlandırılması konusunda güvence verilemeyeceğini ifade etti.