Dünya çapında terör saldırılarını yoğunlaştıran IŞİD neyin peşinde? Irak ve Suriye'de gerileyen İslamcı terör örgütü IŞİD'in strateji değişikliğini ve yeni stratejinin yol açabileceği tehlikeleri Almanya'nın önde gelen Ortadoğu uzmanı ve İslam bilimcilerinden Udo Steinbach Deutsche Welle'ye değerlendirdi.


DW:
 Geçen hafta İstanbul, Bağdat ve Dakka'da düzenlenen terör saldırılarında yüzlerce kişi öldü. Saldırılardan IŞİD mi sorumlu idi?

Udo Steinbach: Saldırılar en azından IŞİD'e bağlılığını duyuran gruplar tarafından düzenlendi. Terör eylemlerinin Suriye'deki sözde hilafetin merkezinde planlandığını sanmıyorum. IŞİD'in İslam dünyasının birçok yerinde sempatizanları bulunuyor. Nijerya, Mali ve Yemen örneklerinde olduğu gibi.

DW: Son saldırılar üç ayrı kıtada yapıldı. Terörist gruplar arasındaki koordinasyondan söz edilebilir mi?

Udo Steinbach: Bu gruplar eylemlerine siyasi çerçeve kazandırmak için IŞİD'e bağlılık duyduklarını duyuruyorlar. Yoksa merkezi Rakka'da bulunan IŞİD'e bağlı oldukları söylenemez. Mali, Yemen ya da Afganistan'daki münferit gruplardan daha güçlü oldukları propagandasını yapıyorlar. Dünyaya ‘biz bütünüz, tek devletiz' mesajını vermeye çalışıyorlar.

Udo Steinbach

Udo Steinbach

DW: Yeni bir El Kaide yapılanmasından söz edilebilir mi? IŞİD bölgesel güç olmaktan çıkıp, uluslararası terör şebekesine mi dönüşüyor?

Udo Steinbach: Öyle görünüyor. IŞİD'in ideolojisi tek bir İslam toplumu, hilafet devleti kurmaktı. İslam dünyasında vücut bulup, IŞİD'in Ortadoğu'daki devletlere alternatif oluşturduğuna ikna etmeye çalışıyordu. Önce ‘yakındaki düşmana, kendi toplumundaki karşıtlarına' odaklandı. Artık stratejisini değiştirmeye ve İslam dünyası dışındaki Avrupalı ve Amerikalı düşmanlarını hedef almaya başladığını görüyoruz.

DW: Strateji değiştirmesinin sebebi ne olabilir?

Udo Steinbach: İslamcı terör örgütleri aralarında, ‘önce kendi toplumlarımızla savaşıp İslam devleti mi kuralım, yoksa EL Kaide'nin 11 Eylül 2001'de yaptığı gibi Amerikalılarla, Batıyla, yani ‘kâfirlerle' mi savaşalım' tartışması yapıyorlar. IŞİD El Kaide'ye sırt çevirerek kendi stratejisini hazırladı. Bu da iki terör örgütü arasında bölünmeye yol açtı. IŞİD Suriye ve Irak'ta zor duruma düşüp hilafet projesi tehlikeye girince ‘uzaktaki düşmana' yöneldi ve dolayısıyla yeniden El Kaide'ye yaklaşmaya başladı.

DW: Stratejisini değiştirmesi, IŞİD'in sempatizanları üzerindeki inandırıcılığını kaybetmesine yol açmaz mı?

Udo Steinbach: Sayısız İslamcı grubun ideolojik konularda son derece esnek davranabildiğini görüyoruz. İdeolojik strateji tartışmasını, pragmacılıktan ve savaş yöntemlerinden ayırıyorlar. En kolay ve en büyük yankı toplayabilecekleri yerlerde saldırıya geçiyorlar.

DW: Suriye ve Irak'taki eski etkisini kaybeden İslamcı terör örgütü IŞİD'in bölgedeki gücünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Udo Steinbach: IŞİD ayakta kalabilmeye çalışıyor. Irak'taki topraklarının büyük bölümünü kaybetti. Irak hükümeti Musul'u da almak için yoğun hazırlık yapıyor. ABD'nin desteğindeki Kürt grupları IŞİD'in Suriye'deki stratejik noktalarını geri almayı başardı. IŞİD'in ve örgüt adına dünyanın çeşitli yerlerinde terör saldırısı düzenleyenlerin sonun yaklaşmakta olduğunu anladıklarını tahmin ediyorum. IŞİD'in Irak ve Suriye'deki fiziki sonu yaklaştıkça örgüt dışındaki teröristlerin dünyayı kana bulama kararlılığı artacaktır. Kısacası, IŞİD'in ortadan kalkması İslamcı terörün sonunu getirmeyecektir.

DW: Terör tehdidi altındaki devletler IŞİD'in yeni stratejisine nasıl tepki göstermeli?

Udo Steinbach: Örneğin Almanya Kürtlerin IŞİD ile mücadelesini destekliyor. Örgütle verilen savaşın desteklenmesi doğrudur ve son derece etkili olmuştur. Ayrıca IŞİD'in terör şebekelerinin son derece yakından izlenmesi gerekir. Kendi toplumlarımızın içinden ‘İslam Devleti'ne katılmak isteyenlerin emellerinden vazgeçirtilmesi de bir o kadar önem arz etmektedir. DW/Nina Niebergall