Sol Parti'den Federal Milletvekili seçilen Helin Evrim Sommer Almanya'da kurumsal anlamda ırkçılık olduğunu ve ırkçılık ile mücadele edilmeden göçmenlerin uyum sorununun çözülemeyeceğine inandığını belirtiyor.

Helin Evrim Sommer, Alman Federal Meclis'inde gündeme ilişkin sorularımızı yanıtladı.

-Federal Almanya genel seçimlerinden önce Berlin'in Lichtenberg İlçe Belediye Başkan adayı seçildiniz, ancak Alman basınında hakkınızda çıkan bazı olumsuz haberlerden sonra kesin gözüyle bakılan başkanlık fırsatını son anda kaçırdınız. Nedir olayın perde arkası?

Helin Evrim Sommer:  17 yıl Berlin eyalet milletvekilliği yaptım. Partimin Lichtenberg ilçe teşkilatı başkanlığı görevini yürüttüm. Yine partimden bana belediye başkanı adayı olur musun? diye teklif gelmişti. Bu benim için olumlu bir öneriydi. Düşündükten sonra ben de kararımı bu doğrultuda verdim. Berlin'in Lichtenberg ilçesinde daha önce Sol Parti olarak belediye başkanlığını kaybetmiştik. Sosyal demokratlar kazanmıştı. Ben de bu ilçede iki dönem doğrudan milletvekili seçilmiştim. Ona dayanarak belediye başkanlığını geri alabiliriz diye partim bana öneride bulunmuştu. Ama parti ilçe teşkilatındaki küçük bir encümen azınlığınca birtakım ayak oyunlarıyla komplovari bir şekilde bertaraf edilmek istendim.  Almanya'nın batısından geldiğim, doğulu olmadığım, kadın olduğum biçiminde bölgeci hatta ırkçı bir yaklaşımla propaganda yapıldı. Rakiplerim bu yönlü açıklamalarını basın yoluyla açık bir şekilde yaptılar. Üniversiteyi bitirmediğim öne sürüldü. Seçim arefesinde böyle bir fakenews/yalan haber RBB kanalında ve sanal medyada dolaşıma sokuldu. Hem Humboldt Üniversitesi, hem Berlin savcılığı, daha sonra da bizzat haberi veren RBB kanalı internet sayfasında haberi yalanladı. Bu olayda DIE LINKE'nin ( Sol Parti) Lichtenberg Belediye encümenleri, CDU ve AfD beraber hareket ettiler ve beni seçtirmediler. Oysa ki bu konuda mahkeme kararı var. Ben Berlin eyalet parlamentosunda milletvekiliyken, üniversiteye kayıtlıydım. Milletvekilliğimin yanısıra üniversiteyi bu süreçte tamamlamıştım. Sorunu buna yükleyip AfD ile birlikte belediye başkanlığıma karşı oy kullanıldı ve iki oy ile kaybettim. Lichtenberg ilçesine yenilik getirecektim, oradaki siyaseti değiştirecektim. Değişikliğe karşı çıkan kesim parti içinde bana karşı oy kullandı. Bu konularda hiçbir yanlışım olmadı diye düşünüyorum. Son olarak bildiğiniz gibi Berlin'de 5. sıradan milletvekili seçildim. Burada hiç oy kaybetmedik, aksine burdan güçlü çıktık. Nihayetinde Berlin eyaletinden federal meclise altı milletvekili gönderdik.

Parti içindeki iç çekişme diyebilir miyiz buna?

'BANA KARŞI STALİNVARİ YÖNTEMLER KULLANILDI’

Helin Evrim Sommer: Lichtenberg ilçesindeki 10-15 kişilik bir ekip bana karşıt bir faaliyetin içinde oldular.  Eski DDR'den kalma  Stalinvari yöntemler kulllanan şahıslar bunlar. Bir siyasetçiyi nasıl yıpratırız, o yöntemi kullandılar bana karşı. Psikolojik baskı uyguladılar. Ben bunları önemsemeden seçim kampanyasını yürüttüm ve federal seçimler sonucunda milletvekili oldum. Nihayetinde 17 yıllık partiliyim, bu süreç içerisinde bayağı deneyim kazandım. Bu nedenlerden ötürü de partim bana destek çıktı ve aday gösterildim.

-Partinizin Meclis Grubunda hangi hangi komisyonda yer almak istersiniz?

Helin Evrim Sommer: Eyalet parlamentosunda içişleri komisyonundaydIm. Thüringen eyaletinde Irkçılık ve Ayrımcılık Komisyonu'nda siyasi danışman olarak çalıştım. Orada edindiğim deneyimleri federal düzeye taşımak isterim, ancak buna tabii ki parti meclis grubu karar verir. Ayrıca Uluslararası ve Sosyal Gelişme Politikası Komisyonu'nda yer almak isterim. Daha önce de yine eyalet parlamentosunda ekonomi, iş, kadın ve uyum komisyonunda da yer almıştım.

Sol Parti'de mülteci politikası konusunda görüş farklılıkları var. Sol Parti'de mülteci politikası konusunda nasıl bir politika izlenmeli? Federal seçimler sonucunda parti bir muhakeme yaptı mı, yapıyor mu?

Helin Evrim Sommer: Her parti içinde farklı kanatlar, çizgiler var. Hükümete girelim diyen kanat var, hükümette olmayalım diyen var. Bu da çoğulculuğun bir gereği. Bütün partilerde olağan olan bir durum. Bunu negatif  görmüyorum. Almanya zor bir dönem geçiriyor. İlk kez İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ırkçı parti AfD'nin yüzde 12 ile parlamentoya girmesi diğer partilerde olduğu gibi bizde de şok etkisi yarattı. Özellikle Almanya'nın doğusunda güçlü olmamız gerekirken oyları AfD'ye kaptırdık. Oradaki sorunlara yönelik siyasetimizi değerlendiriyoruz tabii ki nerde yanlış yaptık diye. Savaş bölgesinden gelen insanlara kapıları açmalıyız. Bu bizim seçim ve parti proğramımızda var. Doğu'daki insanlar kendilerini hala ikinci sınıf olarak görüyorlar. İki Almanya'nin birleşiminden sonra işsizlik ve yoksulluk sayısı batıya nazaren çok yüksek. Mültecilerin akın ettiği bir dönemde, insanlar zor durumdaysa elbette hem Almanya hem de Avrupa bu insanlara sahip çıkmalı. Biz de ailece 1980'li yıllarda  siyasi nedenlerden dolayı Türkiye'yi terk etmek zorunda kalıp Almanya'ya gelmiştik. Bu çerçeveden bakıldığında, mülteci politikası konusunda, bu olayları yaşamış biri olarak partinin görüşüne yakın bir görüşüm var.

-Irkçı, sağ popülist parti AfD ile Sol Parti olarak nasıl mücadele etmek istiyorsunuz?

Helin Evrim Sommer: Onların oy potansiyeli büyük bir çoğunlukla Doğu Almanya'dır. Oradaki sorunlara da yönelmemiz lazım. İşsizlik oranı orada daha fazla. Kültürel farklılıklar var. Kimliksel farklılıklar var. Günah keçisi olarak ta biz yabancıları görüyorlar. AfD'nin toplumsal değişikliğe ilişkin hiçbir konseptleri yok, sadece ırkçılık üzerine odaklanmış bir propaganda yürütüyorlar. Elbette onları zorlayacak bir politika geliştirmemiz gerekecek.

-AfD  zaman içerisinde erir mi?

Helin Evrim Sommer: Sosyal Demokrat Parti'den Sarrazin'in yabancılara yönelik ırkçılık tezleri vardı. Bu gibi düşünceler ırkçılığın gelişmesine zemin oluşturdu. AfD birdenbire oy potansiyellerini artırmadı. Alman sağ eliti; yazarları, siyasetçileri ırkçı partinin gelişmesinin zeminini hazırladılar. Roland Koch, Jürgen Rüttgers gibi politikacılar, Alman kültürü öncü kültürdür şeklinde yıllardır politika yaptılar. Bu tür görüşler Doğu'da da taban buldu. Büyük koalisyonunun yanlış politikaları ve güvensizlik sonucu oylar AfD'ye gitti.

 -Jamaika koalisyon modeli kurulabilir mi?

Helin Evrim Sommer: Jamaika modeli gibi üç partili bir sistem olarak zor tabi. CDU, Liberaller ve Yeşiller. Berlin ve Thüringen'de üçlü parti koalisyonu var. Sosyal Demokratlar, Sol Parti ve Yeşiller. Eyaletlerde üçlü koalisyon var, fakat federal düzeyde ilk olacak. Liberaller, CDU, CSU  ve Yeşiller göçmenler konusunda nasıl anlaşacaklar merak ediyorum.

Koalisyon kurulamazsa erken seçim olur mu?

Helin Evrim Sommer: Büyük  partiler temkinli bu konuda. Erken seçimin olması durumunda AfD  daha da güçlenerek gelir. Her ne kadar Alman Sosyal Demokrat Parti ( SPD) muhalefette yer alırız dese de, büyük koalisyondan oluşan bir hükümette kurulabilinir. Erken seçimi hiç bir parti istemiyor. Afd'den hariç tabi.

Üçlü koalisyonun kurulması durumunda bu hükümet uzun ömürlü olabilir mi?

Helin Evrim Sommer: Her koalisyonun bozulma riski var tabii. 2001'de Berlin Eyalet Parlamentosunda anlaşan CDU-SPD büyük koalisyon hükümeti banka skandalında dolayı  dağıldı ve erken seçime gidilmişti. İlk olarak bu erken seçimler sonucunda PDS olarak yüzde 23'e yakın seçim sonucuyla Berlin'de ilk defa PDS ve SPD olarak bir hükümet kuruldu.  

-Alman hükümetinin AKP iktidarına yeterince yaptırım uyguladığına inanıyor musunuz? Ve nasıl bir harita çizilmeli Türkiye politikası konusunda?

Helin Evrim Sommer: Almanya'nın Türkiye'ye yönelik yeni bir politikası yok. Her iki ülke de NATO partneri. Türkiye'nin jeopolitik konumu Avrupa için de ABD için de önemli. Her ne kadar Alman Dişişleri Bakanı seçim arifesinde Türkiye politikası konusunda yeni bir yol alacağız şeklinde bir açıklaması olsa da, ortada net bir değişiklik yok. Almanya sadece bir baskı unsuru oluşturmaya çalışıyor.

Türkiye'nin AB üyelik müzakereleri durdurulmalı mı?

‘AB İLE MÜZAKERELERİNİN DURDURULMASINI YANLIŞ BULUYORUM’

Helin Evrim Sommer: AB üyeliği için müzakerelerin tamamıyla durdurulmasını yanlış buluyorum. Türkiye'deki muhalefeti güçlendirmemiz gerekiyor. Muhalefetin beklentisi de bu yönde. Açık kapı bırakılmalı. Kapıları tamamen kapatmak demek, oradaki halkı tamamıyla Erdoğan'a teslim etmek demektir ki ben bunu doğru bulmuyorum.

Silah ticareti?

Helin Evrim Sommer: Seçimde Alman Dişişleri Bakanı silah ticaretinin durdurulması gerektiğini savundu. Hiçbir ülkeye, özellikle savaş bölgelerinde kendi halkına karşı bu silahları kullanan  ülkelere kesinlikle silah satışı yapılmamalı. Barışı savunan, antimilitarist bir parti olduğumuz için parti olarak ta buna karşıyız.

-15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye'den çok sayıda cemaat üyesi, yüksek düzeyde bürokrat ve savci Almanya'ya iltica başvurusunda bulundu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Helin Evrim Sommer: Almanya'nın demokratik bir anayasası ve siyaseti var. Gülenciler mi gelmiş, radikal islamcılar mı gelmiş diye bir siyaseti yok. Kendi ülkelerinde zor durumda kalan insanların burada iltica etme hakları var. Demokratik bir ülke olarak kimsenin iltica hakkını engelleyemeyiz. Üstelik, bu konuda ne kısıtlamalara gidilir ne de taviz verilir. Herkesin yaşamsal, siyasal anlamda iltica hakkı vardır. Bu haklar anayasa ile de güvence altına alınmıştır.

-Diyanet İşleri Türk İslam Birligi'ne ( DİTİB) bağlı olarak görev yapan bazı imamlar hakkında Almanya'da casusluk iddiasıyla soruşturmalar açıldı. Almanya bu konuda ne yapmalı? DİTİB'e ayrılan bütçenin tamamen kesilmesi gerektiği konusunda bazı görüşler var. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

Helin Evrim Sommer: Eğer bir kurum görevini kötüye kullanıyorsa doğal olarak kim olursa olsun ayrılan bütçenin kesilmesi gerekiyor. Alman İçişleri Bakanı da bu konuda Türkiye'ye yönelik açıklamalarda bulundu. Berlin'de Humboldt Üniversitesi'nde İslam bölümü açıldı. Almanya'da dördüncü kuşak ile karşı karşıyayız. Dolayısıyla imamlar burada eğitim almalı ve Almanca konuşabilmeleri gerekiyor. Alman üniversitelerinde böyle bir imkan varken bu değerlendirilmeli.  

Türkiye'ye gidiyor musunuz? En son ne zaman gittiniz?

Helin Evrim Sommer: En son 2006 yılında gitmiştim. 2006'dan beri de gitmiyorum. 2010'lu yıllarda bana yönelik tehditler arttı. Gelen tehditleri Alman güvenlik birimleri de araştırdı. Bunların arasında Türkiye'den bir iş adamı da vardı. Politik duruşum ve Türkiye'ye yönelik açıklamalarımdan dolayı sosyal medyada hakaretler ve tehditler halen devam etmekte. Kürt ve Alevi olduğum için, haksızlıklara karşı sesimi yükselttiğim için bu tür tehditleri aldığımı düşünüyorum. Türkiye'deki durumlara ilişkin değerlendirmelerimi Neues Deutschland isimli gazetede periyodik olarak makaleler şeklinde dile getiriyorum..  

''ALMANYA'DA KURUMSAL ANLAMDA IRKÇILIK VAR''

-Göçmenlerin uyumu konusunda ne yapılmalı?

Helin Evrim Sommer: Sürekli olarak göçmenlerin uyum sorunundan bahsediliyor. Muhafazakar partilerin ana düşüncesi Alman kültürünün öncü kültür olduğu yönündeydi. Göçmenler hep misafir olarak görüldü. Almanya'da kurumsal anlamda ırkçılık var. Bunu yaşamın her alanında görmek mümkün. İş ararken, ev ararken vs. Irkçılığa karşı Thüringen eyaletinde araştırma komisyonu kuruldu. Bu komisyon federal düzeyde de olmalı. Kurumsal anlamda ırkçılık ile mücadele edilmeden uyum sorununun çözülemeyeceğine inanıyorum. 

HELİN EVRİM SOMMER KİM?

1971 Muş Varto doğumlu. 1980 yılında politik sebeplerden ötürü ailesiyle birlikte Almanya'ya, Berlin'e mülteci olarak geldi. Evli ve bir kız çocuğu var. Berlin Humboldt Üniversitesi Tarih ve Cinsiyet Bilimi Bölümü mezunu. 1999 ile 2016 yılları arasında Berlin eyalet milletvekilliği yaptı. 2017'de Thüringen eyaletinde Die Linke Grubu'nun Irkçılık ve Ayrımcılık Komisyonu'nda siyasi danışmanlık yaptı. 24 Eylül 2017 seçimlerinde, Die Linke Partisi'nden Federal Meclis Milletvekilli seçildi

Süheyla Kaplan / Almanya

Avrupa Postası