Federal Sol Parti Meclis Grubu Milletvekillerinden Ulla Jelpke, Andre Hahn, Gökay Akbulut, Heike Haensel, Andrej Hanko, Niema Movassat, Martina Renner, Kersten Steinke ve Friedrich Straemanns federal hükümete ''Gülen hareketine karşı Alman hükümetinin tutumu' başlığıyla on beş maddeden oluşan bir soru önergesi verdi. 

Alman hükümetinin yanıtlanması istemiyle verilen soru önergesinde Almanya'da cami, kilise ve sinagogu aynı çatı altında barındıracak olan ve Gülen yapılanmasına yakın "Forum Dialog" adlı kuruluşun da dâhil olduğu "House of One" (Bir Ev) projesine yönelik hükümetin hangi ölçüde destek verdiği ve cemaate yakın kuruluşlar, enstitüler, vakıflar ve dernekler ile ilişkisi olup olmadığı soruldu. 
Federal hükümet, Sol Parti'nin 'Alman hükümetinin Gülen cemaati ile kontağı olup olmadığı' yönündeki sorusuna 'istihbarat servislerinin işlevselliğini ve gizlilik çıkarlarını etkileyecek olmasından dolayı' yanıtsız bıraktı. Hükümet bu yöndeki soruyu 'gizlilik çıkarının korunması' olarak değerlendirdi. 

ALMAN HÜKÜMETİ GÜLEN CEMAATİNDEN VAZGEÇMEK İSTEMİYOR

Federal hükümetin bu yöndeki değerlendirmesini sert bir şekilde eleştiren Jelpke '2013 yılına kadar Erdoğan ile Gülen cemaati arasındaki flört ilişkisinin bitimine kadar- federal hükümet ile Gülen cemaatine yakın dernekler arasında resmi düzeyde yakın temaslar vardı. Federal hükümet o dönemlerde Gülen cemaati ile ilişkisini Türkiye'deki ekonomik ve politik süreci gerekçe göstererek izah ediyordu. 2016 yılına kadar federal hükümet Gülen cemaatinin Almanya'daki sözcüsü Ercan Karakoyun ile federal bakanlar düzeyinde görüşmeler gerçekleştirdi. Görünüşe göre hala bu temaslar gizli servislerin ( BND, Anayasayı Koruma Dairesi) seviyesiyle sınırlı tutuluyor. Bu hiç de şaşırtıcı değil. Alman hükümeti Erdoğan hükümetini karşısına almamak için Gülen cemaatine yakın kişi, kurum ve enstitüler ile ilişkisini kamuoyuna taşımak istemiyor. Alman hükümeti AKP hükümetinin İslamcı örgütler ile ilişkileri konusuda derin ve gizli belgeleri ellerinde tutan Gülen cemaatinden tamamıyle vazgeçmek istemiyor. Gülen cemaati Erdoğan üzerinde Erdoğan'a karşı rezerve olarak tutulmakta ve Erdoğan'dan sonra Türkiye'nin geleceği için etki aracı olarak yedekte tutulmaktadır. Bu yüzden Gülen yanlıları Almanya'da iltica ve korunma hakları özel bir çerveçevede tutulmakta ve 'dinler arası diyalog kapsamında 'House of One' projesinde olduğu gibi siyasi ve ekonomik olarak desteklenmektedir' dedi. 

Federal hükümet, Sol Parti tarafından hazırlanan soru önergesinin beşinci maddesinde 'Gülen cemaatinin Almanya'daki Müslüman cemaati içindeki konumu hakkında ne gibi bir bilgiye sahip' yönündeki soruyu şöyle değerlendirdi: 

' Gülen hareketi, Anayasayı Koruma Dairesi'nin bir gözlem nesnesi değildir, bu yüzden federal hükümet sadece bilimsel çalışmalar, medya raporları ve konferanslar gibi halka açık kaynaklardan bilgi sahibi olmaktadır. Özellikle 2016'daki Türkiye'deki darbe girişiminden sonra, Almanya'daki Gülen hareketinin durumu da değişti, çünkü Türkiye'deki mevcut çatışmalar Almanya'daki Türk doğumlu nüfusu da etkiliyor. Bu aynı zamanda cami topluluklarının şemsiye örgütleriyle olan ilişkiler için de geçerlidir. 2016 basın açıklamalarına göre, Gülen hareketinin bir temsilcisi kendi camilerini kurmayı düşünüyordu. Gülen cemaatine yakın kişi ya da kurumlar Alman İslam Konferansında temsil edilmemektedir.'

Jelpke, hükümetin cevabını ise şu yönde eleştirdi: 'Gülen cemaati Almanya'daki diğer Müslüman cemaatlerden kendisini izole etmesi nedeniyle dinlerarası diyaloğun sağlanması ve İslam'ın temsili bakımından uygun bir partner değildir. Alman hükümeti bunları bilmesine rağmen konu ile ilgili aydınlatıcı bilgi vermekten kaçınmaktadır ya da bilgi sahibi olmak istememektedir' dedi. 

Federal hükümetin cevabında ayrıca Gülen cemaatinin de içinde bulunduğu 'House of One' adlı proje için 2019 yılında federal bütçeden 10 milyon euro ve ayrıca dinlerarası diyaloğun teşvik edilmesi amacıyla da ek olarak 116 bin euro değerinde maddi destek sunulduğu kaydedildi. 

Jelpke,  federal hükümet ile Gülen cemaati arasında bir  ilişkinin olup olmadığı yönündeki soruya verilen yanıtta  eğer ' istihbarat servislerinin  gizlilik çıkarlarının korunması  amaçlandığından'... gibi bir ibaret geçiyorsa, işte burada benim için alarm zili çalıyor demektir. Hükümetin cevabından onların  Gülen cemaati ile ilişkilerini  son derece gizli yürüttükleri anlaşılmaktadır. Federal hükümet, Erdoğan sonrası Türkiye'de Gülen cemaati ile arasını sıcak tutmak istemektedir. Alman gizli servisleri cemaatin  Türk devletine onlarca yıl sızma ve korkunç yasadışı gizlice dinlemeyle elde ettikleri derin bilgilerden  faydalanmak istiyor' dedi. 

GÜLEN HAREKETİ KAYBOLAN İMAJINI TAZELEMEK İSTİYOR 
Jelpke açıklamasını şöyle sürdürdü: “Dinlerarası diyalog her zaman memnuniyetle karşılanmalıdır. Bununla birlikte Almanya'da Gülen cemaati birçok Müslüman arasında izole olmuştur ve birçoğu sözkonusu bu ortak  projede yer almak istememiştir. Gülen hareketi Berlin'de dinlerarası diyaloğu amaçlayan bu projede yer almakla (House of One) demokratik bir yapıya sahip olmayan dünya görüşlerini başka yöne çevirmek istemekte  ve aynı zamanda kaybolan imajlarını  cilalamayı amaçlamaktadırlar. Bütün bu nedenlerden dolayı federal hükümetin  bu projeye   siyasi ve mali desteğini rahatsız edici buluyorum. "

GÜLENCİLERE ÖZEL BİR SİYASİ DESTEK VERİLMESİ İÇİN HİÇBİR NEDEN GÖREMİYORUM 

Jelpke açıklamasını şöyle tamamladı: 'Sözde ve gerçek Gülen taraftarları, Türkiye'de yasal bir süreç işlemediği için siyasi zulümle karşı karşıya. Bu nedenle, Türkiye'den siyasi olarak zulüm gören Gülen yanlıları  kaçmayı başaran diğer muhalif kesimler gibi  Almanya'da hukuki anlamda siyasi sığınma hakkına sahiptir. Ancak Türkiye'de yıllardan beri Gülen cemaatinin de içinde bulunduğu  kriminal suçlar göz önüne alındığında, cemaat yanlılarına özel siyasi destek vermek için hiçbir neden göremiyorum'. 

SÜHEYLA KAPLAN