Makale, "Erdoğan OHAL'i 90 gün daha uzattı ve Türk Lirası değer kaybetti. Sanırım 'normalleşme süreci' dedikleri şey bu" ifadesiyle başlıyor.

İstanbul'da gezerken, inşaat alanlarının dışını kaplayan "Teröre boyun eğmeyeceğiz" pankartları ve 'normalleşme süreci' söylemi bombardımanı altında kaldığını belirten Fisk, bunu Sovyetler Birliği döneminin söylemlerine ve Stalin'in yapmış olduğu "temizliğe" benzetiyor.

Fisk bir kıyaslama yaparak Türkiye'de darbe girişimi sırasında hayatını kaybeden insan sayısının, Halep'te normal bir günde ölenlerden daha fazla olduğu hatırlatıyor ve ardından şöyle devam ediyor:

"Bir ekonomi dergisi ABD'li iş adamlarının Türkiye'deki yatırımlarını tutacaklarını çünkü Türkiye'deki 'çirkin darbe girişiminin cesaretlerini kırmadığını' yazıyor. Amerikalıların, olaydan tam olarak böyle söz ettikleri hakkında şüphelerim var.

"Sonra Habertürk gazetesini açıyorum. Gazete ekonomik ilerleme ile ilgili haberlerle dolu. Bu bir ilüzyon. 5. sayfada ise bitik haldeki 14 adamın fotoğrafı var. Bir tanıdığım bana bu adamların general olduklarını ve dövüldüklerini söylüyor."

İstanbul Boğazı'nda inşaatı süren Avrasya Tüneli'nin yapan ATAŞ şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı Başar Arıoğlu ile konuşan Fisk, Arıoğlu'nun darbe girişimiyle ilgili olarak "Tarihimizdeki karanlık bir gündü. Artık ileriye bakmalıyız" dediğini belirtiyor ve sonra şunları yazıyor:

"Yani ağızlarımızı kapamalı, yaşananları unutmalı ve -tabii ki Erdoğan yönetiminde- geleceğe mi bakmalıyız? Yoksa gazetedeki gözü yaşlı generallere bakıp, Erdoğan'ın idam cezasını geri getirme ile ilgili sözlerini hatırlayıp, biraz titremeli miyiz? Türk bir arkadaşımın dediği gibi 'Her şey olabilir, her şey mümkün'."

'Atatürk portrelerinin sayısı azalmış'

Ülkede yaşananları konuşmak için iki Türk arkadaşıyla buluştuğunu belirten Fisk, "Türkiye'de artık bu tarz görüşmelerde, Erdoğan'a övgüler yağdırılmıyorsa, isimlerin gizlenmesi bir kural haline geldi" diyor.

Fisk'in konuştuğu kişiler, Batı'nın 15 Temmuz'da yaşananları "tiyatro" olarak görmesini eleştiriyor ve şöyle devam ediyorlar:

"Bu gerçek bir darbe girişimiydi. Gülenciler, Erdoğan'a karşı yaptı. Girişimin arkasındaki adam muhtemelen Kemalistlerin sokağa çıkıp kendilerine destek vereceğini umdu."

Kemalistlerin, Erdoğan'ın laik sistemi yıkmasından korktuğunu belirten Fisk, Türkiye'ye son gidişinde dikkatini çeken bir diğer noktanın da kamusal alanlardaki Atatürk portrelerindeki azalma olduğunu yazdı.

'Ruslar Erdoğan'a haber vermiş olabilir'

Basında daha önce de yer alan Rusların, darbe girişiminden saatler önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı arayarak darbe olabileceği uyarısında bulunduğu iddialarına Fisk de değiniyor:

"İstanbul'da birçok kişi, Rusların Erdoğan'ı uyardığını doğruladı. Bu neredeyse doğru kabul edilebilecek bir bilgi."

Fisk, darbe girişiminin ardından görevden uzaklaştırılan binlerce kişinin nasıl ayıklandığını sorduğunda, arkadaşının şu cevabı verdiğini yazıyor:

"Basit. 2 yıl öncesine kadar Gülencilerle Erdoğan müttefikti. Herkes kimlerin Gülen, kimlerin AKP tarafından atandığını biliyor. Her yerde muhbirler de var".

Tek açıklamanın bu olduğuna inanmadığını belirten Fisk, kanıtların da Türkiye'den kaçanlarla birlikte gittiğine ve kapatılan Today's Zaman gazetesinin arşivinin de polisler tarafından yok edildiğine dikkat çekiyor. (BBC)