Gazeteci Adil Yiğit, 8 Temmuz 2017'de Hamburg'da düzenlenen ve akredite olduğu halde 'Güvenlik endişeleri' gerekçesi ile basın merkezine alınmayan 32 medya temsilcisi arasında yer almıştı. Tepkiler üzerine Federal Kriminal Polis Bürosu (BKA) Ekim 2017'de bir açıklama yayınlayarak Gazeteci Adil Yiğit'den özür dilemiş, konunun yanlış anlaşılmadan kaynaklandığını belirtmişti. Bunun üzerine Gazeteci Yiğit, söz konusu hatanın kabul edilemez olduğunu gerekçesi ile Berlin İdare Mahkemesine dava açmıştı.

Alman Die Tageszeitung (Taz) gazetesinin bir sayfa yer ayırdığı habere göre dava devam ederken Gazeteci Yiğit ve polis mahkeme dışı bir anlaşmaya vardı. Yiğit, Hamburg polis müdürünün kendisinden şahsen ve yazılı özür dilemesi konusunda ısrar etti ve özürü aldı. Meyer, Temmuz 2020'de yaptığı açıklamada 'Kimlik kartınıza el konulması haksızdı', 'Hamburg Polisi'nin eylemlerinden sorumlu olduğum için, görevlendirilen polislerin kasıtsız olarak kötü davranışlarından dolayı özür dilerim' ifadelerini de içeren bir özür mektubu yayınladı.

Konuyla ilgili açıklama yapan Gazeteci Adil Yiğit, konunun para yada tazminat değil, gazetecilik onuru ile alakalı olduğunu beirterek, ''Son üç yıldır birçok adaletsizliğe katlanmak zorunda kaldım. Aralık 2016'da Hamburg'da düzenlenen AGİT zirvesinde de akreditasyonuyla ilgili sorunlar olmuştu ama sonunda gecikmeli de olsa içeri girebilmiştim. Şubat 2018'de ise yetkililer, 30 yıldır Almanya'da yaşamama ve dört Alman vatandaşı çocuğum olmasına rağmen beni aniden sınır dışı etmek istediler'' dedi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın birkaç ay sonra Almanya'ya yaptığı ziyarette Şansölye Angela Merkel ile düzenlenen basın toplatısına katılan Gazeteci Adil Yiğit, Türkiye'deki gazeteciler için basın özgürlüğü çağrısı yaptığı bir T-Shirt nedeniyle salondan çıkarıldı. Tüm bu yaşananların ardınan Hamburg Polisi'nin geldiği noktanın önemine işaret eden Yiğit, ''Türkiye'de hükümet yanlısı bazı medya organları beni her yerden kovulan biri olarak göstermeye çalıştı. Bu nedenle, en azından Alman yetkililerin şimdi özür dilemesi benim için çok şey ifade ediyor'' dedi.

"HAK VERİLMEZ ALINIR"

Hiçbir şeyin kendilğinden gerçekleşmeyeceğini bildiğini açıklayan Yiğit, "Haklıysan hakkını sonuna kadar arayacaksın, çünkü hak verilmez, alınır" dedi. Aldığı sonuç ile G20 zirvesi sırasında Akreditasyonu iptal edilen diğer medya temsilcilerini de aynısını yapmaya teşvik etmek istediğini belirtti 

TAZMİNATIN BİR KISMINI BİR GAZETECİ ÖRGÜTÜNE BAĞIŞLAYACAK

Öte yandan Gazeteci Adil Yiğit, yetkililerin bu konudan ders almasını ve kendisinin ve meslektaşlarının bundan sonra böyle sorunları yaşamamasını umduğunu ifade ederek, kendisine tazminat olarak ödenen 1.500 Euro'nun bir kısmını Türkiye'de basın özgürlüğünü savunan bir gazeteci örgütüne bağışlamak istediğini söyledi. Söz konusu para, Gazeteci Yiğit'in Hamburg'daki G20 zirvesinde Federal Basın Bürosu tarafından akreditasyonunun iptal edilmesi nedeniyle yaşadığı kazanç kaybını telafi etmeyi amaçlıyor.