Haber Merkezi

Demokratik çevrelerin yoğun ilgisiyle takip edilen 'sol içi şiddet' ve buna nasıl karşı çıkılmalı adlı söyleşi dizimizde söz, yakın bir zamandır Almanya'da ilticacı statüsüyle yaşayan, Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP) Sözcüsü Necati Abay'da.

İŞTE SORULARIMIZ VE YANITLARI 


1)Demokratik ve anti-faşist çevrelerin yoğun olarak yaşadıkları  İstanbul Nurtepe, Okmeydanı ve Gazi mahallesinde yaşanan üzücü olaylara karşı Alevi örgütleri ortak bir açıklamayla „ ilk taşı kimin attığı artık önemini yitirmiştir, çatışmaları durdurun“ içerikli çağrı yaparken, örgütlü sol çevrelerden benzeri bir yaklaşımın yeterince gelmemesini nasıl değerlendiriyorsunuz?


Necati Abay-
Öncelikle belirtmek gerekir ki, bazı Alevi örgütlerinin çatışmaların durdurulması yönlü çağrısı şüphesiz anlamlı ve değerlidir. Kendi çapında da olsa şiddet hareketlerini önlemede bir katkı sağlayacağına inanıyorum. Özgürlük ve demokrasi mücadelesine zarar veren saldırıların, çatışmaların, durdurulması için iğne deliği kadar küçük girişimlere bile ihtiyaç var. Bunu kaydettikten sonra, “ilk taşı kimin attığı artık önemini yitirmiştir” gibi yaklaşımların, belki tansiyonu düşürücü etkisi olur ama sorunu sorun olmaktan çıkarmaz. Hatırlatmak gerekirse, kamuoyunun da yakından bildiği gibi, Nurtepe’de  Özgür Demokratik Aleviler Derneği (ÖDAD)’ın Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın tanıtımı için açtığı standa Halk Cephesi’nin sevk ve idare ettiği insanların saldırmasıyla, Demirtaş posterlerinin yakılmasıyla başladı. Başkaca semtlerde de benzer saldırganlıklar yaşandı. Bu tam bir provokasyondu. Nitekim sonraki süreçte, Kürt yurtsever gençlerin tepki göstermesiyle karşılıklı çatışmaların boyutu arttı.

SOL İÇİ ÇATIŞMALARDA İLK TAŞLAR ÖNEMSİZ GÖSTERİLEMEZ

İlk taşın atılmasıyla tırmandırılan şiddet ortamında suçsuz günahsız 16 yaşındaki tekstil işçisi İbrahim Öksüz kurşunlanarak katledildi. Ardından suçsuz günahsız 17 yaşındaki ESP üyesi Mustafa Ceylan, 70 santimlik mesafeden Halk Cephesi mensuplarınca kafasına sıkılan iki kurşunla ağır yaralandı. Mustafa Ceylan halen yoğun bakımda ölüm kalım mücadelesi veriyor. ESP’nin ilk günden bu yana çatışmaların içinde yer almamasına ve çatışmaların durması için yoğun çaba sarf etmesine rağmen çok sayıda ESP’linin saldırıya uğraması, şiddet sarmalına ESP’yi de çekme amaçlı olduğu anlaşılıyor.

Bütün bunlar, atılan o uğursuz “ilk taşlar” nedeniyle yaşandı.

“İlk taş atma” saldırısı hafifsenemez, önemsiz gösterilemez, yokmuş gibi davranılamaz. Öldürmeye yönelik saldırılar yokmuş gibi davranılamaz. Bu bağlamda “ilk taşı kimin attığı artık önemini yitirmiştir” denilemez.

“İlk taş atmanın” mutlaka inandırıcı bir özeleştirisi verilmelidir. Aksi halde daha çok acılar yaşarız...

ÇATIŞMALI ORTAM ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ MÜCADELESİNE ÖNEMLİ ZARARLAR VERDİ

Sorunuz bağlamında, ESP, HDP, Partizan ve Alınteri’ni dışta tutarsak, genel olarak “örgütlü sol çevreler”, özgürlük ve demokrasi mücadelesinin bileşeni örgütler, acilen çatışmalara müdahale etmesi gerekirken seyirci durumunda kaldı ve bu durum halen devam ediyor. Bu tutum da eleştirilmelidir. Çok açık ki, içine girilen çatışmalı ortam, özgürlük ve demokrasi mücadelesine önemli zararlar verdi, veriyor. Dolayısıyla asgarisinden özgürlük ve demokrasi mücadelesinin bileşeni antifaşist devrimci örgütler, amaç ve hedefleri bakımından da soruna kayıtsız kalamaz, kalmamalı. Sol içi şiddet, özgürlük ve demokrasi mücadelesine dolaylı olarak değil doğrudan zarar veriyor. Devrimci örgütlerin örgütlü bir tarzda çatışmalı sürece müdahale etmeleri bir zorunluluktur. Sorunu çözücü yaklaşım ve pratikler umarız fazla zaman geçmeden devreye girer.

2)Günden güne diktatörleşen  AKP hükümetine karşı Gezi direnişiyle birlikte toplumun farklı kesimlerini  bir araya getiren,  olumlu ve hassas süreç önemli oranda darbe yedi. Bunun da dikkate alınarak, kamuoyunda  ve demokratik çevrelerde saygınlığı olan bir "akil insanlar komisyonu"nun kurulması,  son olaylar özelinde ‚sol içi şiddete karşı çıkmak için bir başlangıç olamaz mı?

SİYASET YASAKÇILIĞI TARZI SONLANDIRILMALI VE ÖZELEŞTİRİ VERİLMELİDİR

Necati Abay- Elbette “Akil insanlar komisyonu”nun kurulması, sorunun çözümüne katkı sağlar. Yukarıda da belirttiğim gibi iğne deliği kadar katkılara bile ihtiyaç var. Ama ben sorunun esasen “Akil İnsanlar heyetiyle” köklü biçimde çözüleceğine inanmıyorum. Sorunun köklü çözümü Daha çok Halk Cephesi’nde ifadesini bulan siyaset yasakçılığı tarzının sonlandırılması ve inandırıcı özeleştirinin verilmesinden geçiyor. Eğer siyaset yasakçılığı tarzı sonlandırılamazsa bundan önceki süreçte olduğu gibi bundan sonra da “ilk taş atmanın” ardından silahların patlaması kaçınılmazdır. Siyaset yasakçılığı tarzı, özgürlük ve demokrasi mücadelesinin özüne de, ruhuna da, amacına da aykırı bir tarzdır. Mutlaka bu siyaset tarzının emekçi sol hareketine verdiği, vereceği zararlar bilince çıkarılmalı, gerekli önleyici tedbirler alınmalı. Bu önleyici tedbirlerden biri, eğer konunun muhatapları özeleştiri vermezse eylem birliği platformlarına almama gibi yaptırımları da olabilmelidir.

3)12 Eylül darbesi  öncesi  ve sonrası Türkiye’de, Filistin ve Avrupa‘da sol, yurtsever, devrimci örgüt  ve Parti olarak bilinen güçler içinde ve  arasında ağır kayıplara yol açmış ‚”sol içi şiddet”in kökenleri sizce nereden kaynaklanmaktadır.?

Necati Abay- Sol içi şiddet, esasen, egemen sınıfların, burjuvazinin işçi ve emekçilere, ezilenlere yönelik şiddetinin, zorbalığının, siyaset yasakçılığının, despotizminin, küçük burjuva parti ve örgütlere şu veya bu düzeyde sirayet etmesinden kaynaklandığını düşünüyorum.

Özgürlük ve demokrasi mücadelesi kültüründen, sosyalizmin kültüründen yeterince nasiplenememelerinden kaynaklanıyor.

Öz güçlerine, kendilerine güvensizlikten kaynaklanıyor. Birazcık hakim olduğu alanda efelenme, horozlanma, “bu dağları ben yarattım havasına” girme, ötekileri yok sayma gibi hastalıkların bünyeye sirayet etmesinden kaynaklanıyor.

4) Sol içi şiddeti, solun gündeminden ve mücadele alanlarından kalıcı olarak söküp atmak için sizce ne yapılmalı, somut bir öneriniz var mı?

BİRBİRİNİN KAFASINI DEĞİL, FAŞİZMİN KAFASINI PATLATMAK İÇİN YAN YANA OLUNMALI

Necati Abay- Sol içi şiddeti, emekçi sol hareketinin gündeminden ve mücadele alanlarından kalıcı olarak söküp atmak için, Emekçi sol hareketinin her bileşeni öncelikli olarak, emekçi sol hareketinin diğer bileşeni devrimci güçleri, en genelde özgürlük ve demokrasi güçlerini, teşhir edilmesi gereken bir güç olarak değil, rakip bir güç olarak değil, siyaset sahnesinden silinmesi gereken bir güç olarak değil, kökünün kazınması gereken bir güç olarak değil, asgarisinden özgürlük ve demokrasi mücadelesinin yoldaşları, omuzdaşları olarak görmeli, kabullenmeli, birlikte faşizme karşı mücadeleyi büyütmenin yol ve yöntemleri konusunda kafa patlatmalı. Birbirinin kafasını değil, faşizmin kafasını patlatmak için yan yana olmalı.

Bu siyaset tarzı, bu kültür geliştiği ölçüde sol içi şiddet ortadan kalkar, tam olarak ortadan kalkmasa bile bu yönelim içerisinde olanlar, emekçi sol hareketinden tecrit edilirler. Pratik yaşamda etkisiz eleman pozisyonuna sürüklenirler...

 7 Ağustos 2014

Not : 'Sol içi şiddet' konusundaki söyleşi dizimizle ilgili olarak cevap hakkını kullanmak isteyen çevre ve isimlere, yayın çizgimiz dahilinde yer verilecektir.