TSK’nin Afrin harekatını sosyal medyada destekleyici yönde savaş çağrısı yapan Hamburg İslam Şurası Başkanı ve Dinlerarası Diyalog Konseyi’nin Başkan yardimcısı Dr. Mustafa Yoldaş yoğun kamuoyu tepkisinin ardından özür diledi ve paylaştığı “ savaş” içerikli yorumunu sosyal medya hesabından sildi.

Sosyal medyada Yoldaş'ın TSK’nın Afrin harekatını destekleyici yönde savaş çağrısı yapması Alman politikacılarını, Alman ve Türkiyeli demokratik güçlerini ve Alevileri kızdırmıştı.

İslam Şurası Sözcüsü Mehdi Aroui Alman Welt gazetesine verdiği demecinde „Sayın Yoldaş'ın kendi özel hesabından konu ile ilgili yaptığı paylaşımdan dolayi özür diliyoruz. İslam Şurası'nın temel görevi barış talepleridir. Paylaşım bir hataydı” dedi.

Yoldaş da kendi sosyal medyadaki hesap üzerinden yaptığı açıklamada daha önceki yorumlarını silerek “ Geçtiğimiz birkaç gün içinde yaptığım paylaşım ve bu konu hakkında arkadaşlarımdan ve diyalog ortaklarımdan aldığım tepki beni düşünmeye itti. Geriye dönüp baktığımda, facebook paylaşımımı keşke yapmamış olsaydım. Kendimi mutsuz hissettim ve bu konuda arkadaşlarımı ve devlet anlaşması imzaladığımız diyalog partnerlerinin çoğunu rahatsız ettiğimi fark ettim. Üzgünüm ve bunun için özür dilerim. Bu nedenle sayfamdaki paylaşımı derhal kaldırıyorum.

Hamburg”da Şura olarak sünniler, şiiler ve diğer etnik grupları ile birlikte güven ve refah ruhuyla çoğulcu bir fikri benimsediğimi  size teminat vermek isterim. Bu konuda zarar verdiğim Şura ve organları ile bu zararın  giderilmesi için önümüzdeki günlerde görüşmeler yapacağım” şeklinde açıklamada bulundu.

Almanya’da ilk kez Hamburg eyaletinde Alevi kurumları ve İslam Şurası’nın da aralarında bulunduğu Müslüman inanç temsilcileri ile 2012 yılında devlet anlaşması imzalanmıştı.

Hamburg”da eyelet hükümeti tarafından imzalanan devlet anlaşmasının taraflarından biri olan Aleviler Yoldaş'ın savaş çağrısına sert tepki göstermişlerdi. 

“ERDOĞAN ZİHNİYETİNİN BİR YANSIMASI"

Aleviler tarafindan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verilmişti: Bu düşünceler aynı zamanda Erdoğan zihniyetinin de yansıması. Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) gibi örgütler uzun süreden beri Türk devlet aygıtlarının ağzı gibi konuşmaktalar. Hamburg’da DİTİB’e ait camilerinde savaş hutbesi okunmaktadır. Anti semitizm, Hristiyan ve Alevi düşmanlığı yapan ve savaş çağrısı söylemlerini kullanan biri dinlerarası diyaloğu, toplumsal barışı ve hoşgörüyü sağlayamaz. Savaşın yüceltilmesi, ulusal birliği sağlama adına islami inanç kardeşliğini ön plana çıkaran çağrılar farklı dini kurumların ve toplulukların barış için öngörülen iradesi ile bağdaşmaz. Hamburg Senatosu ile devlet anlaşmasına imza atan bir inanç grubunun savaş çağrısı yapması asla kabul edilemez ve kabul edilmemelidir.

‘DEVLET ANLAŞMASI SAVAŞ SAVUNUCULARI TARAFINDAN SUİSTİMAL EDİLEMEZ’

Açıklamada ayrıca "Hamburg eyalet hükümetinden Aleviler olarak bu anlaşmayı iyi incelemelerini ve İslam Şurası Başkanı’nın yaptığı açıklamalara ve DİTİB’e karşı net bir tavır almasını bekliyoruz. İyi niyetle uygulamaya konan bu anlaşma ırkçı veya islamcı savaş savunucuları tarafından suistimal edilmemelidir. Dinlerarası barışa hizmet etmek üzere imzalanan bu anlaşma ile bazı taraflar  amaçlarının ne olduğunu da  kanıtlamış oldular" ifadelerine yer verildi. 

MUSTAFA YOLDAŞ NE YAZMIŞTI?

İslam Şurası Başkanı Mustafa Yoldaş sosyal medyadan şu şekilde açıklama yapmıştı: Değerli arkadaşlar beni tanıyanlar bilir ki, savaş tellallığı, ucuz kahramanlık ve kabadayılık benim mizacım değildir. Temelde barışsever bir insanım.  Hekimlik mesleğini de insan sevgisi ve hayattan yana olduğum için seçtim. Hiç bir şehit annesinin ocağına ateş düşmesini istemem. Zira ateş ancak düştüğü yeri yakar. Fakat şu Afrin harekatında kimlerin devletimizin, milletimizin, askerimizin karşısında yer aldığına ve ağızlarının salyalarıyla havlamalarına bakıyorum da, mevcut hükûmetin onca hatasına rağmen, bu harekâtın desteklenmesi gerektiği kanaatindeyim. Rabbim şanlı ordumuza zeval vermesin. Zira gün millî birlik zamanı. Kırk yıldır Türkiye’mizin baş belası olan ve dış güçler tarafından her zaman kullanılmaya müsait olan PKK ve benzeri yapılanmalara ve onlara kol kanat olan emperyalistlere direnme ve ders verme zamanı. Türk-Kürt kardeşliğinin tek teminatı İslam kardeşliğidir. Bunun haricinde bizi bir arada tutacak hiç bir manevî güç tanımıyorum. Eğer emperyalizme karşı beraber direneceksek o zaman başarı şansımız vardır, yoksa bize daha bu coğrafyada çok kan döktürecekler dış mihraklar.

Süheyla Kaplan / Hamburg