Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Martin Schulz, "Almanya Anayasa Mahkemesi'nin yüzde 3’lük barajı kaldırmasıyla Adolf Hitler'in ideolojisini savunanların Brandenburg Kapısı'nın yanındaki Avrupa Parlamentosu temsilciliğinde nefretlerini yayma tehlikesi bulunuyor" dedi.

Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Sosyalistler ve Demokratların (S&D) adayı olan Schulz, Almanya Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Başkanı Sigmar Gabriel ile Berlin’deki Federal Basın Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, Ukrayna krizindeki çabalarından dolayı Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier'e teşekkür etti.

AB Komisyonu Başkanlığı için aday olduğunu yineleyen Schulz, halkta Avrupa Komisyonu ile ulusal hükümetler ile parlamentolara azalan güvenin yeniden kazanılması için bu göreve aday olduğunu ifade etti.

Halkın Avrupa'nın çok fazla demokratik olmadığı hissini taşıdığını ve haklı olduklarını belirten Schulz, 25 Mayıs'ta yapılacak AP seçimlerinin daha önce yapılan seçimlerden farklı olduğuna işaret etti.

Bu seçimlerde seçmenlerin gelecek AB Komisyon Başkanı'nın kimin olacağına da karar vereceğini ifade eden Schulz, "Almanya Anayasa Mahkemesi'nin yüzde 3’lük barajı kaldırmasıyla Adolf Hitler'in ideolojisini savunanların Brandenburg Kapısı'nın yanındaki Avrupa Parlamentosu temsilciliğinde nefretlerini yayma tehlikesi bulunuyor" dedi.

Bunun önüne geçilmesi gerektiğini ve bu kişilerin Almanya'nın isminin AP'de karalamalarını istemediğini vurgulayan Schulz, aşırı sağcıların AP girmelerinin engellenmesinin seçimlere yüksek bir katılımla gerçekleştirilebileceğini belirtti.

AB'de işsizlikle mücadele

AB Komisyon Başkanı olduğunda işsizlikle mücadeleyi merkezi bir konu yapacağını ifade eden Schulz, bunun için yatırımın artırılması gerektiğini kaydetti.

Avrupa'daki mali krizde özellikle güney ülkelerde orta ölçekli şirketlerin kredi alamamalarının ekonominin büyümesinin gerçekleşmemesinin sebebi olduğunu ifade eden Schulz, bankaların Avrupa Merkez Bankası'nın yüzde 0,25 faiz oranıyla para alabilmelerine rağmen bunun reel ekonomiye yatırım olarak dönmemesinin düşünülmesi gereken bir konu olduğunu belirtti.

Gençlerin iş bulmasının sağlanması gerektiğinin altını çizen Schulz, bu bağlamda kadın ve erkeklere aynı iş için eşit ücret ödenmemesinin en büyük skandallardan biri olarak niteleyerek, bunun aşılmasının AB'nin önemli bir görevi olduğunu kaydetti.

Schulz'dan TTIP'ye destek

Avrupa Birliği ile ABD arasında serbest ticaret alanında oluşturulması istenen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) konusunda çaba sarf edeceğini ifade eden Schulz, buradaki müzakerelerin saydam olması için ekonomi, sendika, kültür, çevre ve tüketici koruma organizasyonlarının temsilcilerinin yer aldığı bir kurul kuracağını belirtti.

Schulz, söz konusu serbest ticaret anlaşmasıyla Avrupa'daki tüketici koruma, sosyal ve bilgilerin korunması standartlarının düşürülmeyeceğini kaydetti.

Şirketlerin özellikle siber risklerin olduğu dönemde bilgilerin korunmasına önem vereceklerini savunan Schulz, şirketler için bilgilerin korunduğu bölgelerin ilgi çekici olacağını belirtti.

AB'de vergilendirme

AB Komisyon Başkanı olması durumunda vergi adaleti sağlamak istediğini belirten Schulz, ''Spekülatörler milyarlarca para kazandıklarında vergi ödemiyorlar, milyarlar kaybettiklerinde ise vergiyi verenler bunu ödüyor'' dedi.

Avrupa halkının bunu adil bulmadığını ifade eden Schulz, Avrupa Komisyonu Başkanı olarak paranın kazanıldığı ülkede vergilerin ödenmesinin sağlamak istediğini kaydetti.

AB ülkelerine aday uyarısı

SPD Genel Başkanı Gabriel de Avrupa Parlamento seçimlerinin önemine dikkati çekerek, Avrupa'daki demokrasi eksikliğinden dolayı Avrupa karşıtı aşırı sağ ve sol popülistlerin ilerleme sağladıklarını belirtti. Gabriel, halkın aynı zamanda bu seçimlerde partilerin liste başı adayıyla ilk kez AB Komisyon Başkanı'nı seçeceklerine işaret etti.

AB'ye ülkelerini, Avrupa Parlamentosu seçimlerinden sonra AB Komisyon Başkanı adayı olarak liste başı adaylardan başka birini belirlememesi konusunda uyaran Gabriel, böyle biri girişimin Avrupa'daki demokrasiye zarar vereceğini kaydetti.

Seçimlerde partilerin ilk kez liste başı adayı gösterdikten sonra seçmenin isteğinin devre dışı bırakılamayacağını ifade eden Gabriel, aksi durumunda Avrupa halkının kandırılmış olacağını ifade etti.

Seçilirse 50 yıl sonra ilk olacak

Almanya SPD'nin liste başı adayı da olan Martin Schulz ile 50 yıl sonra ilk kez bir Alman'ın AB Komisyonu'nun başında yer alma fırsatı bulduğuna dikkati çeken Gabriel, bunun Almanya için de büyük bir fırsat olduğunu kaydetti.

Schulz'un AB Komisyonu Başkanı olmasının hem Avrupa'nın hem de Almanya’nın avantajına olacağını ifade eden Gabriel, AB'in ortak dış, güvenlik ve savunma politikasının oluşmasından çok uzak olduğunu, Martin Schulz'un bunun Avrupa'nın önemli hedeflerinden biri olduğunu bildiğini vurguladı.

''Almanya'nın sürekli BM Güvenlik Konseyi'ne üye olması için yarışması yerine Avrupa Güvenlik Konseyi’nde bir sandalye için mücadele etmesi daha iyi olur'' diyen Gabriel, Avrupa'da 28 tane hava ve deniz kuvvetine ihtiyaç duyulmadığını, ortak güvenlik ve savunma politikasıyla tasarruf edilebileceğini kaydetti.

Seçimler sonunda, AB Komisyonu Başkanlığına kimin getireceği konusunda AB’ye üye 28 ülkenin devlet ve hükümet başkanı karar verecek.