Heckler & Koch Meksika'ya yasa dışı silah tedarik etti ve iki çalışan suçlu bulundu. Dava Perşembe günü Federal Adalet Divanı'na gidecek.

NATO orduları ve dünya genelindeki polis güçlerine MP5, UMP, MP7, G3, G36 ve keskin nişancı tüfeği PSG-1'i üreten Heckler&Koch'un  iki eski çalışanı, Stuttgart Bölge Mahkemesi tarafından Meksika’ya yasa dışı yollardan silah ihraç ettiklerinin tespit edilmesi üzerine; "çete faaliyeti" suçundan cezaya çarptırıldı. 

Savcılık sanıkların hapis cezası almasını talep ederken, bu davanın: Sadece Dış Ticaret Kanunu değil, Savaş Silahlarını Kontrol Kanunu kapsamında da görülmesi gerektiğini düşünüyor. Ancak tüm bu kanunların değişime uğraması nedeniyle, dava Perşembe günü(yarın); G36 tüfeklerinin ihracatıyla da ilgilenen Federal Adalet Divanı’na (Almanya’nın en üst mahkemesi) taşınacak.

ESKİ GENEL MÜDÜRE VERİLEN BERAAT KARARI ŞAŞKINLIKLA İZLENDİ

Die Tageszeitung (Taz) gazetesinin haberine göre Stuttgart Bölge Mahkemesi firmanın bir satış müdürünü 22 ay şartlı tahliye ve 80 bin avro para cezasına, bir katip 17 ay denetimli serbestlik ve 250 saat sosyal hizmet cezasına çarptırdı. Aralarında daha önce Rottweil semtindeki bölge mahkemesinin başkanı olan eski H & K genel müdürü Peter Beyerle'nin de bulunduğu üç sanık ise beraat etti. 

Duruşma gözlemcileri, Savcı’nın bu beraat kararını kabul etmesini şaşkınlıkla izledi. Avukat Rathbauer davayı şöyle eleştirdi: “Beyerle’nin H&K’deki bölümünde, bir çetenin suç faaliyetlerine karıştığını ancak yakın bir zamanda ikna edici bir şekilde ifade etmesine rağmen, bir savcının aniden nasıl temyizden kaçındığını kendinize sormalısınız”.

Dış Ticaret Kanunu uyarınca bu iki çalışanın hapis cezaları tecil edildi. 2019 yılındaki bir mahkeme kararında silah firmasının binlerce hücum silahını Meksika'ya illegal olarak ihraç ettiklerine dair şüphenin olmadığı ve çok sayıda tanık ve kararın da bunu netleştirdiğini belirtilmişti.

Hükümlüler verilen cezayı kabul etmezken, H&K firması da silah satışından elde edilen 3,7 milyon euro parayı devlet hazinesine ödemeye razı değil. 

Meksika Savunma Bakanlığı'nın (Sedena) bildirimlerine göre; 2006-2009 yılları arasında ülkeye Almanya'dan ihraç edilen toplam 9.652 adet G36 saldırı tüfeğinin 4.796’sı, toplam dört eyalete teslim edildi ve insan haklarını ihlal-kötüye kullanılma riski sebebiyle, alımı, ihracat yetkilileri tarafından onaylanmadı.

SİLAH  FİRMASI İHRACAT İÇİN BELGEDE SAHTECİLİK YAPTI

Bu onaylanmamışlığı gizlemek isteyen H&K çalışanları, yasak bölgelere de silah teslimi yapabilmek için, silah ihracatı için gerekli olan “son kullanma tarihi beyannamesi”ni (EVE) sahte tarihlerle değiştirdiler. Bölge Mahkemesi bu belgelerin varlığını kesinleştirmesine rağmen, belgelerin yasal bir bağlayıcılığı bulunmuyor.

Bu karar silahlanma eleştirmelerini hayli şaşırttı. Sonuçta, şimdiye kadar hükümetin elinde bulunan her belge, ihraç edilen silahların yanlış ellere geçmeyeceğinin bir garantisiydi. Müşteriden EVE talep edilmeli ve ihracat yetkilisine sunulmalıydı.

PEKİ ŞİMDİ NE OLACAK?

H & K aleyhine yürütülen bu soruşturmayı, avukat Holger Rotbauer ile birlikte 2010 yılında başlatan Barış Aktivisti Jürgen Grässlin: “Nihayet BGH (Fedral Adalet Divanı) Stuttgart Mahkemesi’ni takip ederse, Alman İhracat Kontrol Müdürlükleri’nden gelen binlerce ihracat izninin, halk için bir ‘uyuşturucu’ olduğu ortaya çıkacak” diyor.

Bu nedenle Stuttgart Mahkemesi’nin aldığı bu karar, Federal Hükümet’in bugüne dek meşrulaştırdığı hassas silah ihracatına yönelik bir uygulamayı sorguluyor.

G36 tüfekleri, polis memurları ve suçlular tarafından Eylül 2014’te Meksika’nın Iguala kentinde öğrencilere yönelik bir saldırıda kullanıldıktan sonra, o zamanki Berlin'deki koalisyon hükümetinin Ekonomi Bakanı Sigmar Gabriel (SPD), tehlikeli malların nerede depolandığı konusunda daha bağlayıcı kontroller yapma sözü bile vermişti. "Son olarak, silahların nerede olduğu konusunda, alıcıların verdiği bilgiler direk yerinde kontrol edilebilir” diyor, Jürgen Grässlin.

SORUŞTURMALARIN MEKSİKA'DA YÜRÜTÜLMESİ MÜMKÜN OLABİLİR

Federal Adalet Divanı, Stuttgart Bölge Mahkemesi’yle aynı fikirde olursa, tam tersi yönde bir hukuki adım gerçekleşebilir. Ancak bu, hukuki olarak farklı bir rotaya da girebilir. Avukat Rothbauer: "Federal Adalet Divanı, son kullanım beyannamelerinin bağlayıcı birer belge olduğunu onaylasaydı ve bunların sahte etiketlerle piyasaya sunulmasını silah ihracatı kontrolü açısından uygunsuz bir araç olarak tanımlasaydı, bu büyük bir başarı olacaktı.”

Aslında, Alman yetkililerinden hiçbiri, silahlara ne olduğunu görmek için Meksika’da bir kontrol yapmadı. Bu kontrolü yapmış olsalardı, silahların en az 38’inin yetkisiz Guerrero Eyaleti’ndeki Iguala Polis Karakolu’na teslim edildiğini belirlemek mümkün olabilirdi. Tüfekler EVE'de (son kullanım beyannamesi) görünmedi, çünkü o zaman Meksika'daki H&K temsilcisi, tanık gösterilen, bir Sedena generaliyle, müşteriyle olan ifadelerini ortak hazırlamıştı.

Sivil toplum kuruluşları yaptıkları açıklamada BGH’nin bu konuya bir kez daha ışık tutabileceğine işaret ediyor. ECCHR insan hakları merkezinden avukat Christian Schliemann-Radbruch: “İhracat için açık sorumluluk ve ilgili bakanlıklarla sürekli temas halinde olan yönetim seviyesi, sorumluluktan feragat edilmemelidir.” dedi.

Meksika’daki insanlar, Federal Adalet Divanı’nın, soruşturmanın bir ayağını da orada yürüteceğini umudediyor.

ÖĞRENCİLER BU YASA DIŞI G36’LARLA MI VURULDU?

İnsan Hakları Örgütü Centro ProDH'den Sofia de Robina: "Sedena'ya göre, yasadışı teslimatlardan sorumlu olduğu iddia edilen general hakkında herhangi bir soruşturma yapılmadı." Tam da silahlı kuvvetler ülkede giderek daha önemli bir rol oynadığı için, yüksek rütbeli ordunun hangi sorumluluğu taşıdığı açıklığa kavuşturulmalıdır.

De Robina, Iguala'daki saldırının kurbanlarının yakınlarına eşlik ediyor. Bu saldırı sırasında altı kişi ölmüş, 43 öğrenci kaçırılmış ve muhtemelen bu öğrenciler de öldürülmüştü. Bir kişi, bugüne dek komada. Bu kişi büyük olasılıkla bir G36 mermisiyle vuruldu.

Barış Aktivisti Grässlin, H&K’nın ticaret yoluyla kazanılan 3,7 milyon Avroyu devlet hazinesine ödemesi gerektiğini düşünüyor. Yargıçların ne zaman karar verecekleri ise hala belirsiz. ( Foto: Sina Schuldt/dpa)