İddianemede AKP milletveki Metin Külünk ile Almanyalı Osmanlılar adlı çetenin Ren-Neckar bölgesindeki UETD başkanı ve üyeleriyle yakın temaslarına yer verilmekte.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yakın adamı olarak tanımlanan Metin Külünk'ün, Osmanien Germania (Almanyalı Osmanlılar) adlı çeteye birkaç kez  AKP'nin bir lobi örgütü olarak kabul edilen - UETD yetkilileri aracılığıyla - silah alımları için para sağladığı belirtiliyor.

Stuttgart-Stammheim’da yoğun güvenlik önlemleri altında, 26 Mart 2018’de aralarında Mehmet Bağcı (47), Selçuk Şahin (38), Levent Uzundal (35) ve Toni Wörz’ün bulunduğu, Osmania Germania adlı çetenin 8 sanığının davasında, çetenin UEDT (Avrupa Türk Demokratlar Birliği) ve AKP ile ilişkisi gündeme getirildi.


İddianamede özellikle 2 olay öne çıkıyor: 2016 Kasım ayında Bahoz grubundan birinin, çete üyeleri tarafından hastanelik edilmesi; olay yerinden geçenlerin polisi araması sayesinde saldırıya uğrayan kişi, öldürülmekten kıl payı kurtulmuş. Yerde yatan karşı grup üyesini sopa ve baltalarla yaralamaya devam eden 20 kişinin “Saldırın! Bir daha ayağa kalkamasın!” dendiği söyleniyor. 

İddianamenin ikinci boyutunu, çeteden ayrılmak isteyenlere yapılanlar oluşturuyor: Para cezasının yanında, fiziksel işkence, psikolojik şiddet ve ölüm tehdidi, ayrılanların katlanmaları gerekenlerden bazıları. İddianamedeki bu çerçevedeki bir olay, bu faşist yapının ne kadar insanlık dışı olduğunu gözler önüne seriyor: Bir Kürt’e uygulanacak şiddete katılmayacağını dile getiren bir üyelerine, 3 gün boyunca çeşitli işkenceler edilmiş. Para, değerli eşyalar ve araba gibi şeyleri vermesine rağmen, dişleri kırılmış, çeşitli işkencelere uğramış, bacağına silahla ateş edilmiş. Kurbanın kaçmayı başarmasının ardından Bağcı, polisin dinleme raporlarından anlaşıldığı üzere, olayları çarptırmak için tanıkları satın almaya çalışmış.

Tanıklardan Cem S., boks kulübü ararken, bu örgütün eline nasıl düştüklerini anlatıyor: Daha ilk günden çeteden ayrılmak isteyen birisinin, bıçakla yaralandığına, dövüldüğüne şahit olunca, kendisi ve arkadaşları derhal ayrılmaları gerektiğini anlamışlar. Ancak korktuklarından, katılma ritüelinin bir parçası olarak, kendi kendileri bıçakla yaralamak zorunda kalmışlar. Sonra katılmama kararlarını bildirince, tekrar şiddete maruz kalmışlar. Toplantının yapıldığı yere, çeteden şüphelenen polisin yerleştirdiği kameranın kayıtlarından, tanığa ve diğer iki genç arkadaşına nasıl işkence edildiği, mahkemede gösterildi. Hatta onlardan PKK bayrağına idrar yapmak ya da kusmanın yanı sıra, bir de 500 Euro dernekten ayrılma harcı şart koşulmuş. Emri veren yerel sorumlu Mustafa Kılınç’ınsa Türkiye’ye kaçtığı düşünülüyor.