Fransa’da Çarşamba gecesinden itibaren yayın grubu TV5Monde'un 11 televizyon kanalı, internet sitesi ve sosyal medya hesapları, radikal İslamcı IŞİD yanlısı hackerlerin siber saldırısına uğradı. Saatler boyu etkili olan ve “Siber Cihat” olarak nitelendirilen saldırı Alman basınında geniş yankı uyandırdı.Hannoversche Allgemeine Zeitung konuyla ilgili şu yorumu sunuyor okurlarına:

„Tehlike her yerde ve her zaman mevcut, hem somut hem de sanal olarak. IŞİD teröristleri düzenledikleri siber saldırı ile bu mesajı vermek istiyorlarsa, hedeflerine ulaştıklarını söylemek lazım. Savaşlarının metodları ilkellikten modernliğe kadar tüm yelpazeyi kapsıyor. Büyük teknolojik bilgi gerektiren ve ciddi hasara yol açan saldırının bize öğrettiği bir ders de bu. Karşımızda profesyoneller var, bu da birçok kişiyi silkeledi.


Nürnberger Nachrichten
 
gazetesi de saldırıya ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Bu son siber saldırı, aslında çoktan uyanmış olması gereken Batı için bir alarm. En geç Kuzey Kore lideri Kim Jong Un'a yönelik bir suikastin işlendiği komedi filmi nedeniyle bilgisayar korsanlarının terör tehdidinin ardından uyanılmalıydı. Askeri anlamda Batı’ya karşı bir şansları olmayan Kuzey Kore gibi küçük devletler ya da IŞİD gibi terör örgütleri için, günümüz hackerları dünün gerilla savaşçılarının yerini almış durumda ve asimetrik savaş yöntemleriyle güçlü düşmanın yavaş yavaş yıpratılması hedefleniyor.”

Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras’ın Moskova’ya giderek Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmesi Alman gazetelerinin yorum sütunlarında ele alınmaya devam ediyor. Stuttgarter Zeitung adlı gazetede şu değerlendirmeyi okuyoruz:

“Kuru gürültü… Yunan Başbakanın Moskova ziyareti nedeniyle çıkan tartışmaları kısaca böyle özetlemek mümkün aslında. Gerçi Tsipras Rusya'ya uygulanan yaptırımları yine “etkisiz” olarak nitelendirdi, ancak Avrupa Birliği içinde bu görüşe sahip olan tek lider de değil. Tsipras Kremlin'de Atina'nın çok boyutlu dış politika yapma hakkı olduğunu dile getirdi, ülkesinin bağımsızlığının altını çizdi ve Yunanistan'ın bir “borç sömürgesi” olarak görülmesine karşı çıktı. Avrupa Birliği tüm bunlarla yaşayabilir ve yaşamayı da bilmek zorunda.”

9,5 yıldır Almanya Başbakanı olan Angela Merkel, Hristiyan Demokrat Birlik liderliğinde de 15. yılını doldurdu. Koblenz kentinde çıkan Rhein-Zeitung adlı gazetede konuyla ilgili şu yorum yer alıyor:

“Angela Merkel muhafazakâr halk partisini modernleştirdi ama son yıllarda partiyi de giderek daha artan ölçüde kendi yönetim şekline uydurdu. Ancak Merkel bu arada Hristiyan Demokrat Birlik'i tartışma kültüründen ve farklı düşünenlerden yoksun, verimli bir ‘iktidarı güvenceye alma cihazına' indirgedi. Bu uzun vadede hiçbir partiye iyi gelmez.”