BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, “Suriye’den sonra sıra Türkiye’de” diyen İran Genelkurmay Başkanı Firuzabadi’ye sert yanıt verdi. Türkiye’nin nükleer enerji konusunda İran’ın yanında hareket ettiğini hatırlatan Erdoğan, “Hesaba çekilmeden önce İran yönetiminin de kendini hesaba çekmesi lazım” dedi.

CHP’nin TBMM’nin olağanüstü toplanması çağrısına da kapıları kapatan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na da ağır sözlerle yüklendi. Erdoğan, partisinin Ankara İl Başkanlığı tarafından organize edilen iftar yemeğinde yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:

HER ŞEYE RAĞMEN YANINDA OLDUK

“Ne yazık ki İran Genelkurmay Başkanı’nın devrim muhafızlarına ait bir siteden Suriye’deki bu kanlı gelişmelerin sorumlusunun Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar olduğunu açıklaması düşündürücüdür, üzüntü vericidir. Dünyada yanında hiç kimsenin kalmadığı bir dönemde İran’ın yanında her şeye rağmen bulunan ülke Türkiye’ydi ve bunu nükleer enerji konusunda sonuna kadar savunan ülke Türkiye oldu.

HESABA ÇEKMESİ LAZIM

Ama Suriye’de tüm kardeşlerini ki, şu anda 25 bine ulaştığını zannediyorum, öldüren bir rejimi savunmanın bizim değerlerimizde, bizim inancımızda acaba yeri var mıdır, yok mudur? Bunu ben İranlılara daha önceki gidişimde sormuştum, yine soruyorum. Şu anda 250 bini aşkın, 300 bine yakın Suriyeli Müslüman eğer ülkesini terk ediyorsa, Ürdün’e kaçıyorsa, Lübnan’a kaçıyorsa, Türkiye’ye kaçıyorsa bunun hesabını sormak İran’a düşmez mi? Ve hesaba çekilmeden önce İran yönetiminin de kendini hesaba çekmesi lazım. Biz her an kendimizi hesaba çekmenin idraki içerisindeyiz.

EDEP DIŞI

‘Taraflar silah bıraksın’ demek edep dışıdır. Bizim askerimizin de polisimizin de silahı, adeta bir enstrümanıdır. Silah bırakması gereken teröristlerdir. Terör örgütünün uzantısı olan o siyasi parti o aklı gitsin onlara versin, bize değil.

KORKAK, PISIRIK

Bu son terör saldırılarının ardından, bunların siyasi uzantıları bir kez daha çıkıyor mertçe, insanca, cesaretle, terörü lanetlemek yerine, namertçe, korkakça, pısırıkça, lafı eveleyip gevelemeyi tercih ediyorlar. Zaten akan her damla kanda, işte bu korkaklığın dilini kullanan siyasetçilerin de payı var.

KARDEŞLİĞE UZANAN ZEHRİN DİLİ

Bunların kullandığı dil, bu ülkenin bu toprakların, bu milletin dili değildir. Bunların kullandığı dil cesaretin, barışın, özgürlüğün, kardeşliğin dili asla değildir. Bu dil, nifakın dilidir, fitnenin dilidir. Bu dil, kardeşliğimize uzanan zehrin dilidir. Kürt vatandaşlarım Ramazan ayını kana bulamak isteyen bu canilerle arasına artık mesafeyi koymuştur, koyacaktır. ‘Yeter artık’ diyecektir.

MEDYA NOTU DÜŞÜYORUZ

Yazılı ve görsel medya eğer şu güzel ülkemizde, şu 75 milyon vatan evladının, sorumluluğunu, mesuliyetini taşıyorsanız bölücü terör örgütünün propagandasını yapmayı bırakın. Bu konuda hassasiyeti, devamlı hatırlatıyoruz hatırlatacağız ama bilesiniz ki biz de kendi defterimizin notları arasına bunları düşüyoruz.

ESED İÇİN YOL KALMADI

Kaybettiğini anlayan, gideceğini gören Esed rejimi, şiddetin dozunu daha da artırarak arkasında kandan bir eser bırakmak için her yola başvuruyor. Açıkçası Esed rejimi için artık hiçbir çıkış yolu kalmamıştır. Düşünebiliyor musunuz, atadığı başbakanı bile o ülkeyi devrederek, terk ederek Ürdün’e sığındığı bir ülkenin artık geleceği kalır mı? Artık sona yaklaşıyoruz.”

KILIÇDAROĞLU'NA ÇAPSIZ YANITI: HİÇ AYNAYA BAKTIN MI SENİN ÇAPIN NE

 “CHP Genel Başkanı’nı ben milletimin takdirine havale ediyorum. Çıkmış ‘Ben cumhuriyet tarihinde bu kadar çapsız Dışişleri Bakanı görmedim’ diyor. Sayın Kılıçdaroğlu sen hiç aynaya baktın mı? Ya senin gramın ne? Senin çapın ne? Şunun ölçüsünü bir ver de görelim. Daha dur bakalım dün bir bugün iki. Yanına topladığın yandaşlarınla bir yere varacağını mı zannediyorsun.

BAŞBAKAN’IN RESTİNE CEVAP

KASETİN GETİRDİĞİ GENEL BAŞKAN

Bir kasetin getirdiği Genel Başkansın. Bir CD çıkmamış olsaydı şimdi meydanda yoktun. O CD’yle önce Genel Başkanın yanına gidiyorsun, ‘ben aday değilim’ diyorsun, 24 saat geçmeden adaylığını açıklıyorsun. Akşam başka sabah başkasın. Senin ağzından çıkan doğru bir ifade var mı ya.

MİLLETİ OYALAMAYIN

Çıkmış 14 Ağustos’ta meclisi toplantıya çağırıyor. Terörle alakalı son gelişmelerle alakalı olarak. Ya bu Meclis’te biz bunları çok konuştuk. Genel görüşmeleri çok yaptık. Randevu talebinde bulundun geldin. Öneri paketiyle gelmedin. Var mı önerin? ‘Önerim şuanda yok ama çalışacağız.’ Yanında 3 arkadaşın var, verelim talimatları çalışsınlar, dedim. 3 ay geçti hala ses yok. Sayın Kılıçdaroğlu bu milleti oyalamaya hakkın yok. Önerin varsa biz bunları uygunsa uygularız. Biz deneyimliyiz. Biz bu ülkede siyaset yapıyoruz. Biz şu anda terörle mücadeleyi dağ demeden taş demeden her yerde vermeye devam ediyoruz. Bizim mili birlik ve kardeşlik projemiz her yönüyle detaylıdır, yapılması gereken ne varsa mevcuttur.

BİZ GELMİYORUZ

Ayın 14’ünde toplantı daveti yapıyor. Ak Parti bölücü terör örgütünün CHP gibi kuyruğuna takılacak bir parti değildir. Buyurun Meclis orada. Oturur istediğini yaparsın. Kimle beraber olursun bilmem ama Ak Parti böyle bir genel görüşme gündemiyle parlamentoya gelmeyecektir. CHP’ye gönül vermiş kardeşlerime sesleniyorum. Bu şu anlama gelir. Terör örgütü TBMM’yi bile istediği zaman toplayacak güçtedir. Bu, bu anlama gelir. Ama Ak Parti bu oyuna gelmez. İnanıyorum ki MHP de bu oyuna gelmeyecektir. Bizler oyun kurucu olacağız. Oyun kurucuyuz biz birilerinin minderinde değil kendi minderimizde yapılması gerekeni yaparız.”