Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Federica Mogherini ile AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu komiseri Johannes Hahn, Türkiye'de son dönemde yargı alanında yaşanan gelişmelerle ilgili ortak bir açıklama yaptı.

Mogherini ve Hahn, Türk Tabipleri Birliği (TTB) üyelerinin Salı günü gözaltına alınmaları ve Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç'ın tahliye edilmesinin ardından tekrar gözaltına alınmasını, "Türk yargı sisteminin tarafsızlığı ve bağımsızlığı ile hukuk devleti ilkesinin altını oyan endişe verici gelişmelere son örnekler" olarak tanımladı.

AB yetkililerinin açıklamasından birkaç saat sonra, Suriye’nin kuzeyinde 20 Ocak’tan beri devam eden “Zeytin Dalı Harekâtı” ile ilgili “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” şeklinde bir açıklama yaptıktan sonra gözaltına alınan 11 TTB üyesinden üçü serbest bırakıldı.

TTB Merkez Konsey üyeleri Sinan Adıyaman, Ayfer Horasan ve Şeyhmus Gökalp adli kontrol şartıyla serbest kalırken diğer üyelerin gözaltı hâlleri devam ediyor.

TTB, üç üyenin çıkarıldıkları mahkeme tarafından serbest bırakılma anını resmi Twitter hesabından paylaştı.

Doktorların tutuklanmasına uluslararası tepkiler

TTB'nin 11 üyesinin gözaltına alınmasına yurt dışında çeşitli kurum ve kuruluşlar da tepki göstermişti.

Deutsche Welle'nin haberine göre Dünya Tabipler Birliği (WMA) doktorların gözaltına alınmasından duyulan "derin kaygıyı” ifade ederken, Alman Klinik Doktorları Sendikası “sarsıldıklarını” belirtmiş ve hekimlerin “derhal serbest bırakılmalarını” talep etmişti.

Uluslararası Af Örgütü de benzer bir şekilde doktorların serbest kalması çağrısında bulunurken, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks de gözaltı kararlarının ifade özgürlüğünü ihlal olduğunu belirtmişti.

Doktorların gözaltına alınmasına neden olan açıklama

TTB'nin hakkında soruşturma açılan açıklamasında şu ifadelere yer verilmişti:

"Biz hekimler uyarıyoruz: Savaş, doğada ve insanda tahribat yapan, toplumsal yaşamı tehdit eden, insan eliyle yaratılan bir halk sağlığı sorunudur. Her çatışma, her savaş; fiziksel, ruhsal, sosyal ve çevresel sağlık açısından onarılmaz sorunlara yol açarak büyük bir insani dramı da beraberinde getirir. Yaşatmaya ant içmiş bir mesleğin mensupları olarak, yaşamı savunmanın, barış iklimine sahip çıkmanın birincil görevimiz olduğunu aklımızdan çıkarmıyoruz. Savaşla baş etmenin yolu, adil, demokratik, eşitlikçi, özgür ve barışçıl bir yaşam kurmak ve bunu sürekli kılmaktır. Savaşa hayır, barış hemen şimdi."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TTB'nin bu açıklamasına, "Sözde Türk Tabipleri Birliği gibi bir kesim, 'savaşa hayır' diye kendine göre bir kampanya yürütmek istiyor. Bu terörist sevicilerin, bugüne kadar biz, 'barışa evet' dediklerini de pek duymadık'' sözleriyle tepki göstermişti.