Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle yayınladığı mesajda, "Gazetecilik sadece haber aktarmak değil aynı zamanda yorum yapmaktır; fakat maalesef fikir özgürlüğü konusundaki hassasiyetimizi istismar eden bazıları, dezenformasyon yaparak manipülatif haberlerle milletimizin kardeşliğini, devletimizin bütünlüğünü bozmaya çalışıyor. Geçmişte Türkiye vesayet odaklarından, onların medya aracılığıyla demokrasiyi, hukuku, seçilmiş hükümetleri baskı altına alma çabalarından çok çekmiştir" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle yayınladığı mesaj şu şekilde: “Toplumun, kamuoyunun hızlı, doğru, tarafsız haber alma hakkını temin etmek demokratik ülkelerin en belirgin göstergesidir. Medya kuruluşlarının herhangi bir kısıtlamaya maruz kalmadan, ülkemizin her bir köşesinde, dünyanın dört bir tarafında olup biteni insanımıza ulaştırmasını sağlamak demokrasinin de gereğidir. Dünyaya açık, ülkesinin ve insanlığın meselelerini takip edebilen, söz söyleyebilen, katılımcı, gerçeklerden kaçmayan bir toplum ancak özgür, şeffaf, hakkaniyetli medya organlarıyla mümkündür.

Bugün Türkiye basın özgürlüğü, en yeni iletişim teknolojileri, sosyal medya, internet gazeteciliği konularında dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer almaktadır. Siyasi hayatım boyunca şahsım da zaman zaman medyadan zarar görmeme rağmen farklı seslerin, farklı kültürlerin kendini ifade edebilmesi, fikirlerini rahatlıkla söyleyebilmesi için mücadeleler verdim, vermeye devam ediyorum. Gazetecilik sadece haber aktarmak değil aynı zamanda yorum yapmaktır; fakat maalesef fikir özgürlüğü konusundaki hassasiyetimizi istismar eden bazıları, dezenformasyon yaparak manipülatif haberlerle milletimizin kardeşliğini, devletimizin bütünlüğünü bozmaya çalışıyor. Geçmişte Türkiye vesayet odaklarından, onların medya aracılığıyla demokrasiyi, hukuku, seçilmiş hükümetleri baskı altına alma çabalarından çok çekmiştir.

İnanıyorum ki amacı gerçekten habercilik olanlar ile haberciliği araçsallaştıranlar tefrik edildikçe medya kuruluşlarımız gelişmiş ülkelerde olduğu gibi asli fonksiyonlarını icra edecek; ülkemizin demokrasi standartlarının artmasına, kalkınmasına, güçlenmesine katkı sağlayacaktır. Çalışan gazetecilerimizin rahat çalışma koşullarına sahip, emeğinin hakkını alabildiği, kendini geliştirebildiği bir basın ortamına kavuşmaları en büyük dileğimdir. Bu düşüncelerle, medya mensuplarımızın Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyor, kendilerine başarılar diliyorum.”

2017 yılında haftada bir gazeteci tutuklandı

Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın (TGS)  ÖGİ, ‘2017 Yılı Basın Hak İhlali Raporu’nda OHAL KHK'leriyle basın kuruluşlarının kapatılarak mal varlıklarına el konulduğu belirtilerek KHK’larla çok sayıda gazetecinin de işini kaybettiği kaydedildi.

Raporda, “Gazeteciler yıl boyunca adliye koridorlarını aşındırdı. Yıl içinde yargılanan gazetecilerin bir kısmı hapis cezası, bir kısmı ise para cezası aldı” dendi.

Raporda gazetecilere baskılar madde madde sıralandı:

* Türkiye’de şu an 165 gazeteci tutuklu bulunuyor.

* 189 gazeteci hakkında dava açıldı.

* 187 gazeteci gözaltına alındı, 58 gazeteci tutuklandı, 15 gazeteci serbest bırakıldı.

* Gazetecilerin çoğu ya haber takibi sırasında ya da ihbar üzerine evine yapılan baskınla gözaltına alındı.

* 81 gazeteciye para ve hapis cezası verildi. Cezaların toplamı 183 yıl dört ay 18 gün hapis ve toplam 333 bin 120 lira.

* 373 gazeteci hakim karşısına çıktı.

* Bir gazeteci öldürüldü, bir gazeteci ölümle, bir gazeteci de silahla tehdit edildi. 18 gazeteci haber yaparken saldırıya uğradı.

* KHK’larla 35 basın kuruluşu kapatıldı. Önceki yıl kapatılan basın yayın kuruluşların mal varlıkları TMSF tarafından satışa çıkarıldı.

* Üç kanal TÜRKSAT’tan çıkarıldı, beş kanalın lisansı iptal edildi, 37 basın yayın kuruluşunun internet siteleri erişime engellendi. (Bu rapor açıklanırken dört site daha sansürlendi.)

* Beş gazeteci sınırdışı edildi, 25’i işten atıldı, 100 gazetecinin basın kartı iptal edildi.

(Kaynak: Cumhuriyet)