Süheyla Kaplan

Bugün 9.30'da başlayan mahkeme Koblenz Yüksek Eyalet Mahkemesindeki 1. Ceza Dairesi’nde görülüyor.

23 Aralık’a kadar devam edecek olan duruşmaya tutuklu yargılanan Muhammed Taha Gergerlioğlu ( Urfa doğumlu, 1956, İstanbul’da ikamet etmekte)  ile tutuksuz yargılanan Göksel Güler ( 1981 dogumlu, Almanya’nın Bad Dürkheim’de ikamet etmekte) ile e Ahmet Duran ( Yüksel ( 1956 Türkiye doğumlu, Wuppertal’de ikamet etmekte) avukatları ile katıldı.

Muhammed Gergerlioğlu mahkeme salonuna Alman avukatı Hannes Linke ile Almanya’nın Wiesloch kentinde Kütahya doğumlu ceza avukatı olarak görev yapan Yaşar Akbaş ile geldi.



Çok sayıda Alman ve Türk gazetecinin katıldığı duruşmaya Federal Mahkeme Başsavcısı Bernd Steudl hazırlanan 8 sayfadan oluşan iddianamenin özetini okudu. Ahmet Duran Yüksel ile Göksel Güler’in sahta para ve kalpazanlık olayını takip ederken Alman güvenlik birimleri tarafından takibi sırasında Gergerlioğlu’nun dinlemeye takıldığını ve akabinden sözkonusu bilgilere ulaşıldığı ifade edildi.

Savcı Steudl, bu dava kapsamında 1956 Şanlıurfa doğumlu olan Muhammed Taha Gergerlioğlu’nun 17 Aralık 2014 tarihinde gözaltına alındığını ve Federal Yüksek Mahkemesinin tahkikat yargıcının 11 Kasım 2014 tarihli tutuklama emriyle 18 Aralık 2014 tarihinden beri Frankenthal ( Pfalz) adlı tutukevinde tutuklu bulunduğunu söyledi.

Savcı Steudl, sehayat bürosu işleticisi Ahmet Duran Yüksel’in de bu dava kapsamında 17 Aralık 2014 tarihinde gözaltına alındığını ve Federal Yüksek Mahkemesi tahkikat yargıcının 11 Kasım 2014 tarihli tutuklama emriyle 18 Aralık 2014 tarihinden itibaren Federal Yüksek Mahkemesi tahkikat yargıcının 24 Şubat 2015 tarihli kararı ile infazı kaldırılana, 26 Şubat 2015 tarihine kadar tutuklu olduğunu bildirdi.



Almanya’nın Bad Dürkheim kentinde oturan işsiz 1981 doğumlu Göksel Güler’in de bu dava kapsamında 17 Aralık 2014 tariğhinde gözaltına alındığını bildiren Federal Savcı Steudl, ‘’ Federal Almanya’da Bad Dürkheim, Wuppertal ve başka yerlerde en geç Şubat 2013 tarihinden 17 Aralık 2014 tarihine kadar yabancı bir gücün istihbaratı için Federal Almanya Cumhuriyetine karşı vakıaların, konuların ve bilgilerin bildirilmesine ve iletilmesine yönelik nir itham ediyorum’ dedi.

Yaklaşık 40 sayfadan oluşan iddianamenin özetini Federal Başsavcı Sreudl şu şekilde özetledi.


  1. Sanık Gergerlioğlu bir Türk istihbaratının gezgin bir yönetici elemanıdır. Burada MİT sözkonusudur, bununla birlikte sanığın bu kurumun resmi olarak mensubu mu yoksa buraya istihbarat hizmeti hazırlayan ve/ veya doğrudan Türk hükümeti veya herhangi bir hükümet üyesi için faaliyet gösteren, gayri resmi hareket eden bir istihbarat grubun mensubu mu olduğu açıklık kazanmamıştır. Sanık yönetici eleman fonksiyonyla gayri resmi istihbarat çalışanlarından oluşan karmaşık bir ağı denetliyor ve yönetiyordu. Sanık Gergerlioğlu en az 2013 Şubat"ından 17 Aralık 2014 tarihinde gözaltına alınmasına kadar Almanya’da birçok kez komplocu kaynaklarla buluşmuş, bunlar üzerinden burada yaşayan kişiler hakkında bilgi toplamış ve istihbarat hizmeti görevleri verilmiştir. Ayrıca bilgi aldığı kişilerle telefon ve internet temelli iletişim hizmetleriyle de sıkı, neredeyse gönlük bağlantı içerisindeydi. Topladığı bilgileri Türk emniyet sistemindeki arkasında bunulan kişilere iletiyordu. Sanık Gergerlioğlu ayrıntılı olarak en azından sanıklar Göksel Güler ve Ahmet Duran Yüksel’i ayrıca hakkında tahkikat yürütülen, Belçika’da yaşayan Muhammed Çetin’i istihbarat hizmeti olarak yönlendiriyordu. Sanık Güler bunun haricinde sanık Gergerlioğlu’nun sıkça gerçekleştirdiği Almanya’da bulunuşları esnasında onun şoförü ve sağ kolu olara görev yapıyordu.

Sanıklar Güler ve Yüksel sanık Gergerlioğlu’nun görevlendirmesiyle Almanya’da vuku bulan Türkiye ile bağlantılı vakıalar ve özellikle Türk hükümetine muhalif olarak veya o zamanki başbakan bugünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı olarak belirledikleri kişiler hakkında bilgi topluyorlardı. Bu bilgileri bir Türk istihabaryı tarafından kullanılmaları arzusuyla sanık Gergerlioğlu’na iletiyorlardı, bununla birlikte bu bilgilerin belirtilen kişilerin dezavantajına kullanılabileceklerinien azından kabullenerek razı geliyorlardı.



  1. Burada sanıkların ayrıntılı olarak Almanya’daki istihbarat hizmeti faaliyetleri sözkonusudur.

a) Sanık Yüksel 28 Aralık 2013 günü sanık Güler’den kendisi ile sanık Gergerlioğlu arasında ivedilikle bir telefon bağlantısı oluşturmasını istemiştir, zira ona Fethullah Gülen ile ilgili bilgi vereceği önemli bilgiler varmış. Gülen’in taraftarları ( O zamanki Türk Başbakanı) hakkında çok suçlayıcı konuşuyorlarmış, yargıçlar ve savcılar onların tarafındaymış. Aynı gün yapılan bir başka telefon görüşmesinde sanık Yüksel sanık Güler’den kendisi tarafından verilen bilgilerin ‘ başkomutana’ (  o zamanki başbakan Erdoğan) derhal iletilip iletilmediklerinin teyidini almıştır. Güler bunu doğrulamıştır.

Sanık Yüksel 29 Aralık 2013 günü buna bağlanmış ve Fethullal Gülen’in geçmişte bir Kuran kursunda bir oğlan çocuğuna karşı cürümde bulunduğunu belgeleyen bir belge temin edecğini bildirmiştir. BU bir skandala dönüştürülmüş ve o Gülen’i bitirilebilinirmiş. 



  1. Sanık Güler 29 Aralık 2013 tarihinde sanık Gergerlioğlu’nun Almanya’dan Türkiye’ye nasıl bakıldığı sorusu üzerine ( aşikar hükümet partisi AKP’nin çevresinde bir rüşvet skandalını ima ederek) gerçi devlet bakanının geri çekilmesi gerektiğini, ama bir baskının yapılmadığını ve bu olayın ‘ Gezi Parkı’ gibi pek fazla medyaya taşınmadığını söylediklerini bildirmiştir. Gülen tarikatının bölünmüş olduğu ve CİA ile işbirliği içinde olduğu da dillendiriliyormuş.
  1. Sanık Yüksel 08.01. 2014 günü sanık Gergerlioğlu’na, onun OK vermesi koşuluyla Gülen taraftarlarının arasına katılmayı teklif etmiştir. Sanık Gergerlioğlu bunu ‘ elbette, elbette’ sözleriyle kabul etmiştir. 10 Ocak 2014 tarihindeki müteakip bir telefon görüşmesinde sanık Yüksel Gergerlioğlu’nun Gülen’in 20, 30 veya 40 yıl önce Balıkesir’deki havaalanında imam olarak çalışıp çalışmadığını sormuştur. Sanık Gergerlioğlu bunu mümkündür şeklinde onaylayınca, sanık Yükseş söz vermiştir: ‘ Eğer bu haber doğrulanırsa, sana bilgiler ulaştıracağım’. Sanık Gergerlioğlu bunun üzerine onu‘ üzerinde durmakla ve bize bildirmekle’görevlendirmiştir. 20 Ocak 2014 Fethullah Gülen ile ilgili bir başka telefon görüşmesinde sanık Yüksel sanık Gergerlioğlu’ndan kendisini valilik makamından terfi ettirmesini talep etmiştir. Sonra bana bu ‘ göt verenlerin ( kastedilen: Gülen taraftarları) camilerde ve okullarda başlayan başbakanı şeytan olarak tanımladıkları’ bilgisini vermiştir.
  1. 10 Ocak 2014 günü sanık Güler sanık Gergerlioğlu’nu telefonla aramıştır ve ona Kürt eylemcilerim önceki gün Mannheim’da Paris’te üç PKK eylemcisinin öldürülmesinin yıl dönümü vesilesiyle gerçekleştirdikleri bir gösteri ile ilgili bilgiler iletmiştir. Bu gösteriden çekilen resimleri sanık Gergerlioğlu’na göndereceğini bildirmiştir. Emniyet altına alınan el konulan delillerin değerlendirilmesi sanık Güler’in 9 Ocak 2014 tarihinde Mannheim’da yapılan Bir Kürt gösterisinin resimlerini çektiğini belgelemektedir. Bu gösteri için Alman emniyetinden izin alınmıştır.
  1. 09.04. 2014 günü Aziz Ateş ( cami hocası)  isimli bir bağlantı kişisi sanık Gergerlioğlu’na Bielefeld’deki bir gösterinin resimlerini iletmiştir. Aynı gün gerçekleştirilen yazışmalı bir whatsapp-chatinde bu kişi bu konuda muhtemel başka bilgiler de dikkat çekmiştir. ‘ Bugün Ezidiler ( not: yezidiler anlamında kullanılan bir başla tanımlama) PKK’nın desteği ile Almanya Bielefeld’de yaklaşık 10 bin kişinin katılımıyla bir gösteri düzenlediler. Bu gösteride Kuzey Irak’taki gelişmeler ve Herford’da bir Yezidi ile bir Çeçen arasında bir olay sözkonusuydu. Gösteri PKK tarafından yönetiliyordu ve Türklere ve başbakanımıza karşı olan hakaret dolu sloganlar vardı. İlginç  olan Alman emniyetinin gösterdiği sabırdı. ‘ Bielefeld’deki bu gösteri için yetkili Alman emniyetinden izin almıştı.
  1. 28.04.2014 günü sanık Yüksel sanık Gergerlioğlu’na Almanya’da olan ve tatil için Türkiye’ye gidecek olan bu kişinin ‘ Büyük Şef hakkında ağır küfürler ettiğini’ ( kast edilen o zamanki Başbakan Erdoğan)  bildirmiştir. Sanık Gergerlioğlu bu kişinin ‘ işinin derhal bitirilebileceği’ karşılığını vermiştir. Bunun üzerine sanık Yüksel bu kişinin kimlik bilgilerini derhal ileteceğinin sözünü vermiştir.
  1. 17.05. 2014 tarihinde sanık Yüksel sanık Gergerlioğlu’na o zamanki Başbakan Erdoğan’ın yakında yapacağı Almanya ziyaretinde karşılaşabileceği tehlikeler hakkında bilgi vermiştir. Kimliği bugüne kadar tespit edilmeyen bir muhbiri olan ‘ Oktay’ın sözlerine dayanıyordu ve ‘ Şefin’ 20 Mayıs tarihinde Köln’e geleceği uyarısında bunulunuyordu. Aleviler on otobüsle oraya gideceklermiş, o ( Erdoğan) dikkat etmeliymiş. Bu bilgi o zamanki Başbakan Erdoğan’ın gerçekten de 24 Mayıs 2014 tarihinde Köln’de vuku bulan seçim kampanyası için podyuma çıkmasına dayanıyordu.
  1. Sanık Yüksel ile sanık Gergerlioğlu arasında 22 Mayıs 2014 tarihinde geçen bir başka telefon görğşmesinde Yğksel belirtilmiş olan, o zamanki Başbakan Erdoğan’ın Köln’e yapacağı ziyaret itibariyle SPD’nin her tarafa ‘ istenmeyenkişi’, Arap Baharı Türkiye’de başlayacak’ vs. gibi sloganlar içeren plaketler astığını bildirmiştir. Sanık Gergerlioğlu ona derhal bunların resimlerini çekmekle ve göndermekle görevlendirmiştir. Yüksel ayrıca Köln’deki durum hakkında bilgi vermiştir ve sekiz on otobüsle gelecek olan Alevilerle ilgili bilgiyi yinelemiştir.
  1. 08. 06.2014 tarihli sanık Yüksel Almanya’da yerleşik olan bu kişinin adını sanık Gergerlioğlu’na iletmiştir, bu kişi Pazartesi veya Salı günü İstanbul’dan yola çıkacakmış, onu ‘ si......’ gerekmiş. Gerherlioğlu bilgilerin çabucak iletilmesinde israr etmiştir. Bundan birkaç dakika sonra Yüksel Gergerlioğlu’na aşağıdaki içerikte bir SMS göndermiştir. ‘ Orhan Çınar, Iğdır kökenli. Bu kişinin başbakanımıza küfretmekten başka yaptığı bir şey yok. Bu kişi biraz topallıyor.

Suç, bütün sanıklar itibariyle Ceza Kanunu ( StGB) madde 99 fıkra 1 sayı 1 gereğince cezaya tabi.

Federal Başsavcı Bernd Steudl iddianameyi okuduktan sonra sanık Gergerlioğlu’nun avukatları Linke ve Yaşar Akbaş Gergerlioğlu’nun suçsuz olduğunu ve bugünkü duruşmada herhangi bir açıklama yapmak istemediklerini ifade etti.

Sanık Güler ise avukatları aracılığıyla herhangi bir açıklama bulunmayacaklarını ifade etti.