Sosyal Demokrat Parti (SPD) Dış Politika Sözcüsü Rolf Mützenich, hükümetin Federal Parlamento’yu bilgilendirmesi gerektiğini söyledi. İçişleri bakanlığının elindeki bilgi ve belgeleri derhal parlamento ile paylaşmasını isteyen Mützenich, Frankfurter Rundschau gazetesine yaptığı açıklamada, ”Burada ölçü, eylem platformunun şiddet eylemleri için de kullanılıp kullanılmadığı. Eğer öyleyse, işbirliğini yeniden değerlendirmek gerekebilir” dedi.

Yeşiller Partisi Grup Başkanı Katrin Göring-Eckardt ise raporun sonuçlarının olması gerektiğini belirtti. Eckardt, Die Welt gazetesine yaptığı açıklamada, ”Şimdi en azından ortaya çıktı ki, Türkiye ile yapılan geri kabul anlaşması kesinlikle başarısız. Ben federal hükümet ve AB’den sığınmacı politikalarını yeni bir ayağa oturtmalarını bekliyorum” diye konuştu.

Mitteldeutschen Zeitung gazetesine konuşan Yeşillerden Konstantin von Notz da benzer açıklamalar yaptı. Notz, “Bu gerçekten federal hükümetin değerlendirmesi ise, geri kabul anlaşması ve milyarlarca yardım tartışmalı hale gelir" diye konuştu. Yeşillerden bir başka politikacı Omid Nouripour ise, Rheinischen Post gazetesine, “Böyle ciddi bir eleştiri, sadece gizli belgelerde kalmamalı ve kamuya da ifade edilmelidir” dedi.

Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) dış politika uzmanı Roderich Kiesewetter ise, Handelsblatt gazetesine verdiği demeçte, dış politika değerlendirmelerinde Dışişleri Bakanlığı’nın görüşünün alınmamasını eleştirdi.

İçişleri Bakanlığı hatayı kabul etti

Bu arada İçişleri Bakanlığı, raporun hazırlanmasında Dışişleri Bakanlığı’nın devre dışı kalmasının “büro hatası” olduğunu kabul etti. Açıklamada, “İçişleri Bakanlığı’ndan kaynaklanan bir hata sonucu, raporun nihai değerlendirmesinde Dışişleri Bakanlığının katkısı gerçekleşmedi” denildi. Raporun içeriğine ilişkin ise, raporun gizli olması nedeniyle açıklama yapılmayacağı kaydedildi.

İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Pazartesi basına sızan gizli raporda Türkiye İslamcı gruplara destek vermekle suçlanıyordu. Raporda, “Ankara’nın, özellikle 2011 yılından bu yana yavaş yavaş İslamlaşan iç ve dış politikasının bir sonucu olarak, Türkiye Ortadoğu'daki İslamcı gruplar için merkezi bir eylem platformu haline gelmiştir” değerlendirmesi bulunuyor.