Tatort Syrien
DGB-Haus Besenbinderhof'ta düzenlenen Tatort Syrien - Verteilungskampf im Nahen Osten (Olay yeri Suriye - Ortadoğu'da paylaşım savaşı) paneline katılan konuşmacılar Die Linke (Sol Parti) Alman Federal Meclis Üyesi Sevim Dağdelen, Die Linke Hamburg Eyalet Milletvekili Mehmet Yıldız, Profesör ve İnsan Hakları Savunucusu Norman Paech ve Die Linke Hamburg Eyalet Milletvekili adayı Linda Moulhem Arous, Suriye'de yaşanan savaş ile ilgili önemli bilgiler verdi.



Tatil yaparken
Die Linke Alman Federal Meclis Üyesi Zaklin Nasdic'in moderatörlüğünü üstlendiği panelde konuşan Dağdelen, insanların Suriye'de yaşananları anlamakta güçlük çektiğini ve bu durumun birçok insana karmaşık geldiğini söyledi. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın birlikte tatil yapacak kadar samimi olduğu Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'la birden düşman olduğunu hatırlatan Dağdelen, Erdoğan'ın o günden itibaren Esad'ın düşmanı olduğunu söyledi.



Exxon Mobil'in değil
Rusya'nın Suriye üzerinden Akdeniz'e inmeye çalışması ve İran, Irak, Suriye ve Lübnan köprüsünün yıkılarak petrolün ABD tarafından kontrol altına alınmak istenmesinin savaşı başlatan asıl neden olduğunu söyleyen Dağdelen, Suriye petrollerinin ABD'li petrol şirketi Exxon Mobil'e değil Suriye'lilere ait olduğunu söyledi.



Kaçan İŞİD'liler
Almanya'nın Türkiye'ye sattığı Leopard-2 tanklarının Suriye'nin kuzeyinde kullanıldığına dikkat çeken ve Türkiye'nin, Suriye'nin kuzeyine gerçekleştirdiği askeri harekatta bombalanan cezaevinden kaçan IŞİD'li teröristlerin çoğunun Avrupa'ya ulaşmaya çalıştığını söyleyen Dağdelen, diplomatik temsilciliği olmadığı için Almanya'nın bu konu ile ilgili birşey yapamadığını, Almanya'nın Suriye ile diplomatik ilişkileri biran evvel başlatması gerektiğini belirtti.


Eğer ulaşırlarsa
Söz konusu IŞİD'lilerin Almanya'ya ulaşması durumunda gerçekten suçlu olup olmadıklarının araştırılması gerektiğini de söyleyen Dağdelen, suçlu olduklarına dair haklarında delil bulunamayanların serbest bırakılması gerektiğini çünkü Almanya'nın bir insan hakları ülkesi olduğunu belirtti.



Kürtçe konuşamıyorlar
Yıldız ise geçen yıl Türkiye'ye gittiğini ve Kayseri'de bir dolmuşta seyehat ederken Kürt bir anne ile çocuğu arasındaki diyaloğa şahit olduğunu söyledi. Annenin çocuğundan toplum içinde kendisi ile Kürtçe konuşmamasını istediğini söyleyen Yıldız, bunun sebebini sorduğu Kürt kadının, Türklerle sorun yaşamaktan korktuğu için Kürtçe konuşmak istemediğini söylediğini aktardı. Yıldız ayrıca Suriye’de Afrin ve Rojava'da sürdürülen savaşın Türkiye’de ırkçılığı körüklediğini de dile getirdi.



Suriye'li Esad'dan memnun
Arous ise babası ile birlikte gittiği ve kendisinin de memleketi olan Suriye'de pek çok insanla konuşma fırsatı bulduğuna dikkati çekerek, insanların tek isteğinin savaşın sona ermesi olduğunu ve ilginç bir şekilde Esad yönetimi altında kendilerini güvende hissettiklerini söylediğini aktardı. Gerçekleştirdiği bir hastane ziyareti sırasında yerde yatan küçük bir çocuk gördüğünü ve kanser olduğunu öğrendiğini söyleyen Arous, insanların Suriye'de sadece silahlarla can vermediğini, tıbbi tedavi yetersizlikleri ve ilaç yokluğu nedeniyle de binlerce insanın öldüğünü söyledi.



Türkiye'nin operasyonları
2018 yılında Afrin'e gittiğini, Türkiye'nin kendi güvenliği için Suriye'nin kuzeyinde gerçekleştirdiği operasyonları saçma bulduğunu söyleyen Norman Paech ise, Avrupa Birliği ve NATO'nun Türkiye'ye yeterli tepki veremediğini söyledi. Konuşmaların ardından panel soru-cevap kısmıyla sona erdi.

Haber: Hakan ARSLAN

Foto: Ali MALEK