Anne karnındaki sekiz aylık bebek, üç aylık Miray İnce, 80 yaşındaki Ramazan İnce de hayatını kaybedenler arasında.

Miray bebeğin ölümü hakkındaki medyada çelişkili bilgiler yer aldı.

Anadolu Ajansı "Sur Mahallesi'ndeki evlerinin balkonunda halasının kucağında bulunan 3 aylık Miray İnce isimli bebek, teröristlerce açılan ateş sonucu başından yaralandı" şeklinde duyururken, Doğan Haber Ajansı bebek ve dedesinin iki ateş arasında kaldığını söyledi.

Dicle Haber Ajansı da bebeğin ve onu ambulansa beyaz bayraklar eşliğinde götüren ailenin polis tarafından vurulduğunu" bildirdi.

BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Miray bebeğin amcası Abdurrahman İnce, yeğeni ve babasının hastane civarında konumlanan zırhlı araçlardan açılan ateş sonucu hayatlarını kaybettiklerini söyledi.

"Medyada çıkan haber gerçeği yansıtmıyor. Olay Cuma akşamı 21.30 civarında meydana geldi. Babam ve annem, Miray'ın büyük babası olan kardeşim Abdülkerim ile yaşıyor. Evleri iki katlı ve üste katta kalıyorlar. Çatışmalar şiddetlenince, hem bombaların hem de keskin nişancıların korkusundan alta geçmek istediler. Olay bu sırada gerçekleşti. Alt kata geçtikleri sırada üzerlerine ateş açıldı."

"Miray, halasının kucağında ve merdivenlerdeyken kurşunun biri yanağına isabet etti. Öldü sandık ama kan gelmedi. Beş dakika sonra ağlamaya başladı. Kardeşim Abdülkerim, ambulansı arayıp yardım istedi. Telefondakiler, bir kadın ve iki erkeğin beyaz bayrak taşıyarak bebeği belirli yere getirmelerini istedi. Bunun üzerine babam Ramazan, annem Rukiye ve kardeşim Abdülkerim bebeği alıp evden çıktılar. Bebeğin annesi Soulin ve babası Burhan evde kaldı. Çok geçmeden silah sesleri geldi. Daha ambulans gelmeden babamlara ateş edilmiş."

'Nereye kadar devam edecek?'

Abdurrahman İnce, Miray bebeğin aldığı ikinci kurşun darbesiyle olay yerinde hayatını kaybettiğini, Ramazan ve Rukiye İnce'nin ağır yaralandığını, bebeğin büyükbabası Abdülkerim'in yara almadan kurtulduğunu söyleyerek şöyle devam etti:

"Orda bir saat boyunca yerde kalıyorlar. Kardeşim, bulundukları yere yakın bir tanıdığı arayıp yardım istiyor. Tanıdıklar HDP milletvekili Faysal Sarıyıldız'dan yardım istiyor. Bunun üzerine bulundukları yere ambulans geliyor."

Miray bebeğin cenazesi Şırnak Devlet hastanesine götürülürken, ağır yaralanan Ramazan ve eşi Rukiye İnce, Adana'da bir hastaneye sevk edildi.

Ancak Ramazan İnce sabaha karşı hayatını kaybetti. Cenazesi İdil Devlet Hastanesine getirildi. Bebeğin büyük ninesi Rukiye ise halen Adana'da tedavi ediliyor.

Abdurrahman İnce, devlet yetkililerinden bu sorunun çözülmesi için bir an önce adım atmasını talep ediyor.

"Yeter artık, bir evde 3 aylık yeğenim, 80 yaşındaki babamı kaybettim. Bu olaylar büyümeden, başka bebekler ve insanlar ölmeden bu savaşı durdurun. Barış olsun artık, bu olaylar daha nereye kadar devam edecek?" diye soruyor.

Annesinin cesedi yedi gün sokakta kalan Mehmet: Her saniyesi bizim için ölümdü

20 Aralık'ta Silopi'de vurulan ve cesedi bir hafta boyunca sokakta kalan 11 çocuk annesi 55 yaşındaki Taybet İnan'ın oğlu Mehmet, 'bölgede bir vahşet yaşandığını, hem Türkiye'nin hem de dünyanın buna gözünü kapattığını' söylüyor.

Aynı olayda amcası Yusuf'u da kaybeden Mehmet, annesinin komşudan eve dönerken vurulduğunu anlatıyor.

"Amcam annemin yardımına koşarken evimizin avlusunda vuruldu. 20 saat boyunca ambulansın gelmesini bekledi ve kan kaybından yaşamını yitirdi. Babam Halit İnan da annemi almaya çalışırken yaralandı. Allahtan onun yarası ağır değil."

Güvenlik güçlerinin hiçbir şekilde cenazeyi almalarına izin vermediğini söyleyen İnan, "Savcı ve 155 ile görüştük. Bize beyaz bayrakla çıkıp cenazenizi alabilirsiniz dediler ama o halde bile üzerimize ateş açıldı. Yedinci günde dayım ölsem de gidip cenazeyi alacam dedi. Dün onu alabildik. Cenazesi şimdi Şırnak Devlet Hastanesi'nde" dedi.

Mehmet'in en küçük kardeşi 16 yaşında. Annelerini o halde görmenin her saniyesinin kardeşler için ölüm olduğunu söylüyor:

"Sokağın ortasında kanlar içinde yatan annemizi görmek ve yedi gün boyunca cesedini izlemek zorunda bırakıldık. Bir evlada dünyada verilebilecek en büyük ceza bu olmalı. Her saniyesi bizim için ölümdü. Kahrolduk. Aklımızı oynatacaktık. Hepimizin psikolojisi bozuldu. Söyler misiniz, bu vahşet hangi insanlığa, hangi dine, hangi kitaba sığar? Hayatımız boyunca bunu nasıl unuturuz?"

Yasağın ilk gününden itibaren Cizre'de 20, Silopi'de 15 sivil ve iki asker hayatını kaybetti.

HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, yaşanan sivil ölümlerle ile ilgili başta Avrupa Birliği Üyesi ülkeler olmak üzere parlamenterlerine hitaben bir mektup gönderdi.

Temmuz ayından itibaren Cizre'de toplam 51 kişinin güvenlik görevlileri tarafından vurulduğunu söyleyen Sarıyıldız, mektupta Kürt illerinde özyönetim ilan edilmesiyle birlikte, 7 kentin 18 ilçesinde onlarca mahalleyi kapsayacak şekilde toplamda 54 kez sokağa çıkma yasağı uygulandığını ve yasakların toplamda 231 günü bulduğunu belirtti.

Yasaklar boyunca 124 yurttaşın güvenlik güçleri tarafından vurulduğunu söyleyen Sarıyıldız, "AB üyelik sürecinde olan Türkiye'de, Kürt yurttaşların yaşam haklarının tehdit altında olduğu" belirterek AB ülkelerinin bu duruma kayıtsız kalmamasını istedi. (BBC Türkçe)