Şanghay'daki BBC muhabiri John Sudworth şimdi bir kısım Çin medyasının Uygur mülteciler arasında "suç şebekesi mensubu ve teröristler" olabileceği yolundaki ifadelerin, nasıl bir muameleye maruz kalacakları konusundaki kaygıları artırdığını söylüyor.

Birleşmiş Milletler mülteci örgütü Tayland'ın, kültürel Uygur mültecileri sınır dışı etmesini "Uluslararası hukukun açıkça çiğnenmesi" olarak nitelemiş, olay Türkiye'de de Taylan konsolosluğunun tahrip edilmesine kadar varan bazı gösterilere yol açmıştı.

Uygurlara yönelik baskıları protesto ettiklerini söyleyen topluluklar bazı turistlere ve Çin lokantalarına da saldırmışlardı. Çin'in Şincan bölgesinde yaşayan çoğunluğu Müslüman Uygur Türkleri kültürlerinin ve dini inançlarının ağır baskılarla karşı karşıya olduğunu söylüyor, Pekin yönetimi ise bölgede yakınlarda meydana gelen şiddet olaylarından, gelişen İslamcılığın etkisiyle daha da büyüyen ayrılıkçı hareketi sorumlu tutuyor.


Devlet denetimindeki Global Times gazetesinde yayınlanan bir yorum yazısında, son zamanlarda Tayland'ın geri gönderdiği 109 kişi gibi Güneydoğu Asya ülkelerine geçen ve iade edilen çok sayıda Uygur'un "Cihad'a katılmak için" Suriye ve Irak'a gitmeyi hedefledikleri öne sürülüyor.

Yazıda Çin'den Güneydoğu Asya ülkeleri üzerinden kaçan bir çok Uygur'un da, güçlü kültürel ve dini bağları olan Türkiye'ye sığınmayı umdukları kaydediliyor. Çin'in Uygur azınlıkla ilgili politikaları Türkiye ile ikili ilişkilerinde hassas konulardan biri. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın önümüzdeki günlerde Çin'e yapacağı ziyaret sırasında bu konuyu da gündeme getirmesi bekleniyor.

Erdoğan, Perşembe günü yaptığı açıklamada, Çin'in Uygur Türklerine baskı yaptığına ilişkin medyada dolaşan yalan yanlış görüntü ve haberlerin 'Uygur Türklerine hassasiyeti istismara açık hale getirdiğini' söyledi. Erdoğan, İstanbul'daki olayları da provokasyon olarak niteledi.

Çin: Bunlar mülteci değil suçlu


Dün iade edilen 109 kişinin bugün Çin'e ulaşmış olması bekleniyor. Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hua Chunying son olağan basın toplantısında "son günlerde çok sayıda etnik azınlık mensubu çok sayıda Çinlinin Tayland tarafından iade edildiğini" söyledi.

Mültecilerden "Uygur" adıyla bahsetmeyen Çin dışişleri sözcüsü Çin ve Tayland tarafından yürütülen "ortak soruşturma" sonucu bu kişilerin "yasadışı kaçakçılar" olduğunun belirlendiğini ve kaçakçılığın uluslararası düzeyde suç olarak kabul edildiğini kaydetti.

null
Şincan'ın yönetim merkezi Urumçi'de meydana gelen olaylardan bu yana gerginlik tırmanıyor.

Sözcü, "yasadışı kaçakçılar"ı "mülteci" diye adlandıran "bazı yabancı ülkeler ve dış güçler"in bu tür gerçekleri göz ardı ettiğini de söyledi. Çin dışişleri sözcüsü dış güçlerin azınlıkların dini ve kültürel hakları bahanesiyle Çin'in içişlerine karışma planlarının başarıya ulaşamayacağını da kaydetti, Türkiye'de Çinlilere yönelen saldırıları kınadı.

Tayland: Başka sınırdışı yok


Bu arada 109 Uygur mülteciyi sınır dışı etmesi nededinye yoğun uluslararası tepki ile karşılayan Tayland, Çin'den gelen yeni sınır dışı taleplerini reddettiğini açıkladı.Tayland hükümetinin bir sözcüsü Çin'in Taylanda'daki tüm Uygur asıllı Müslümanların iadesini istediğini ama bu talebin reddedildiğini söyledi.

Tayland hükümeti hassas bir konumda olduğunu kabul ediyor. Bir yandan güçlü ticaret ortağı Çin'i diğer yandan uluslararası kamuoyunu kızdırmama gayreti içinde. Önceki gün İstanbul'da saldırıya uğrayan konsolosluğunu ve Ankara'daki büyükelçiliğini geçici olarak kapatan Tayland'ın hükümet sözcüsü, şimdiye kadar Çin'in bütün isteklerini yerine getirmediklerini, geçtiğimiz ay içinde 170 Uygur mültecinin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduklarının belirlenerek, Türkiye'ye gönderildiğini, uyrukları belirlenemeyen 50 kişinin hâlâ bekletildiğini söyledi.

Türkiye çoğu Uygur mültecinin ilk tercihi.BBC