AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Artık 19 Mayıs törenleri üzerinden hiç kimse mürebbiye gibi parmağını sallayarak bizi tehdit etmeye, bizi tedip etmeye kalkmasın, kalkışmasın. Çünkü biz onlar gibi 19 Mayıs’ın istismarının değil, 19 Mayıs’ın özünün takipçisiyiz” dedi.
Erdoğan, AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları 3. Olağan Kongresi’ne katılarak bir konuşma yaptı. Erdoğan, şunları söyledi:
“Burada bu salondaki gençlik 19 Mayıs’ı bilen, 19 Mayıs ruhunu, misyonunu taşıyan bir gençliktir. Hiç kimse bize, bu gençliğe 23 Nisan, 19 Mayıs, 29 Ekim dersi vermeye kalkışmasın. Tam tersine 23 Nisan ruhunu, 19 Mayıs’ın, 29 Ekim’in ruhunu anlamak isteyen varsa buyursun bu gençlik onlara öğretsin. Hiç kimse kendisini Türkiye’nin yegane sahibi gibi görmesin.”


 
Devlet eliyle olmaz
Erdoğan, gelişmiş ülkelerin hemen hemen tamamında devlet eliyle tiyatroculuk olmadığını belirterek, ”Ben Kadir Bey’i tebrik ediyorum ve aynı şeyi şu anda Bakanlar Kurulu’na getireceğim. Özel bir yönetim değil, tiyatroları özelleştirmeye götürüyorum. Bunu teklif edeceğim. Özelleştirmek suretiyle buyurun istediğiniz gibi tiyatrolarınızı oynayın. Destek gerekirse, gerektiği zaman bizler de hükümet olarak istediğimiz oyunlara sponsor olur desteğimizi veririz” dedi.
Erdoğan, kongrede, İstanbul Şehir Tiyatroları’nda yapılan yönetmelik değişikliğine değindi. Erdoğan, şunları söyledi:
 
Melih bey hazırlan!
“İstanbul’da Şehir Tiyatroları meselesinde o despot anlayış, o kibirli tavır bir kez daha tezahür etti. Şehir Tiyatroları’nda yapılan bir yönetmelik değişikliği üzerinden hem bizi hem bütün muhafazakarları aşağılamaya ve küçümsemeye başladılar. Allah aşkına soruyorum. Siz kimsiniz? Siz her konuda söz söyleme, her konuda otorite olduğunuzu iddia etme ehliyetini nereden alıyorsunuz? Bu ülkede tiyatro sizin tekelinizde mi? Bu ülkede sanat sizin tekelinizde mi? Sanat konusunda söz söyleme ehliyetine sahip olan sadece sizler misiniz? Geçti o günler... Artık despot aydın tavrıyla parmağınızı sallayarak bu milleti küçümseme, azarlama dönemi geride kalmıştır. Bu ülkede pırıl pırıl bir nesil yetişti. Bu ülkede kendi tarihini bilen, mazisini iyi tanıyan, bu toprakların birikimini hıfzetmiş, Batı’yı diğer medeniyetleri tanıyan, bilen, öğrenen bir gençlik var.
Melih Bey, sen de ona göre hazırlığını bir an önce yap. İşte buyurun özgürlük, istediğiniz oyunları istediğiniz gibi oynayın istediğiniz yerde oynayın kimse engel olmaz. Ama kusura bakma geleceksin Şehir Tiyatrosu’ndan hem belediyeden maaşını alacaksın ondan sonra istediğin gibi yönetime de verip veriştireceksin, böyle saçmalık olmaz.”
 
Tutuklu milletvekilleri
Erdoğan, tutuklu vekiller konusunda da şunları söyledi: ”CHPMHP ve BDP son derece haksız, insafsız ve mesnetsiz biçimde tutuklu milletvekilleri konusunda AK Parti’yi hedef almış durumdalar. AK Parti’nin değil, yargının bir tasarrufu olduğunu hatırlatmak isterim. İkincisi tutuklu milletvekilleri konusu AK Parti’nin değil, tamamen ve tamamen bu partilerin kendi eseridir. Meclis Başkanı, 3 partinin grup başkanvekilleriyle görüşerek bu konuda bir çalışma yapıyor. Biz partimizin yetkili organlarında bu konuyu görüşüp değerlendiririz.”
Erdoğan, 30 Mart’ta yasalaşan kademeli eğitimin, ”bir hakkın teslim edilmesi” olduğunu belirterek, ”30 Mart, eğitimde baskının, ideolojinin sona erdiği gündür, elitler hiçbir zaman anlamadı. Despot aydınlar, toplum mühendisleri, bunu hiçbir zaman anlamadı ve anlamayacak” dedi.
Türkiye’de darbeler döneminin geri gelmemek üzere kapandığını söyleyen Erdoğan, ”Müdahaleler, hukuksuzluk, çeteler ve cunta karşısında dik durduk” dedi.
Erdoğan, 10 yıllar boyunca kendilerine bu ülkede yabancı muamelesi, ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapıldığını belirterek, şunları kaydetti:
“On yıllar boyunca biz dizeleriyle üstat Necip Fazıl’ın dizeleriyle teselli olduk. Ne diyor üstat, ’Vicdan azabına eş kayna kayna Sakarya / Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!’ Yıllar hep böyle geçti ama yüz üstü çok sürünen Sakarya artık şahlanmıştır. Artık biz ülkemizde garip değiliz, artık bu ülkede biz parya değiliz. 
Biz kimsenin dinine, inancına, etnik kökenine, diline, mezhebine göre muamele etmeyiz. ’Yaratılanı severiz, yaratandan ötürü’. Mesele bu.”
 
Dindar gençlik savunması
“Dindar gençlik” konusuna açıklık getirmek istediğini söyleyen Erdoğan, partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında, ”dindar bir nesil yetiştirmek istediğini” ifade ettiğini hatırlattı. Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu ifadeleri, bu sözleri statüko anlamadı. Statükonun dizinin dibinde yetişmiş aydınlar da anlamak istemedi. 
O malum medya benim ne dediğimi, ne demek istediğimi anlamadı. Biz milli, manevi değerlerine bağlı bir dindar nesilden bahsediyoruz ve biz şu anda ahlak değerleri yüksek bir nesilden bahsediyoruz. Dindar bir nesil yetiştirmek, müspet ilimlerden uzak, müspet ilimlerle yarışamayan bir gençlik anlamına gelmez.
Az önce Arif Nihat Asya’nın şiirini okudu gençlik kolları başkanım, işte orada o özellikler sayılıyor. Aynı şekilde Asım’ın neslini Akif merhum tanımlarken orada da yine bu özelikler sayılıyordu.”


Selamün aleyküm diyenler  

Erdoğan, şöyle dedi: “Bu topraklar üzerinde farklılığa, farklı olana tahammül edilmedi. Dini, manevi değerler ayaklar altına alındı, çiğnendi. Binlerce kitap, dini eser olduğu gerekçesiyle Osmanlı harfleriyle yazılmış bu gerekçeyle ya da farklı düşünceler ihtiva ettiği gerekçesiyle toplatıldı, yasaklandı ve yakıldı. Sadece Kur’an-ı Kerim’ler, ilmihal, mevlit kitapları değil, elif ba cüzleri, Hz. Ali cenkleri, sağcı, solcu gazete ve dergiler, sağcı, solcu yazarların kitapları çok ağır zulme uğradı. Bu ülkenin camileri, altını çizerek ifade ediyorum: Belgeler elimde açıkladım, iktisadi gerekçelerle, askeri gerekçelerle değil, tamamen keyfi gerekçelerle ibadet edilmesin, insanlarorada toplu namaz kılmasın diye kapatıldı, satıldı ve ahıra dönüştürüldü. Bu milletin çocuklarına Kur’an-ı Kerim öğretilmesi yasaklandı. Gazeteler, dergiler, televizyonlar yoluyla maneviyatsızlığı aşıladılar. Edep ve ahlakımızı, aile yapımızı hedef aldılar.”
 
Uygarlığa katkı eleştirisi
Bu ülkede ”selamün aleyküm” diyenlerin aşağılandığını, ”elhamdülillah, inşallah” diyenlerin küçümsendiğini, hor görüldüğünü söyleyen Erdoğan, bu ülkede namaz kılanların ”mürteci” diye yaftalandığını, yıllarca Müslümanların, inançlıların kaba saba yobazlar olarak karikatürize edildiğini, resmedildiğini ifade etti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ”Enver Ziya Karal’dan ‘Tarih boyunca Türklerin dünya uygarlığına yaptığı tek özgün kaynak köy enstitüleridir” dediğini hatırlatan Erdoğan, “Anamuhalefet partisinin genel başkanı, Türklerin uygarlığa yaptığı tek katkının köy enstitüleri olduğunu söylüyor. Kusura bakmasınlar belki biraz ağır tonajlı olacak, ama bu ifade o zavallılara acıyoruz” dedi.