Avrupa'da oy verme işlemine ve HDP'nin politikasına yönelik HDP Hamburg Bileşenleri adına hukukçu Yavuz Fersoğlu ve grafik tasarımcısı Naime Erdem Başaran ile kısa bir söyleşi yaptık

HDP'ye gönül vermiş çevrelerin dışında görülen, Diyanete bağlı DİTİB camileri ve TGH (Türk Toplumu) gibi çatı derneklerine de gitmekte sorun görmüyoruz diyen  sözcüler, HDP'nin tüm insanlık için, barış ve kardeşlik hareketi olmaya aday olduğuna yer verdiler.

Türkiye'deki seçimlerde yurt dışı oylarının tarihi bir öneme sahip olduğunu açıklayan Yavuz Fersoğlu ve  Naime Erdem Başaran, 7 Haziran seçimlerinde Kuzey Almanya'da 6 bine yakın seçmenin Halkların Demokratik Partisi'ne (HDP) oy verdiğini aktardılar. HDP Hamburg sözcülerinden Yavuz Fersoğlu'nun kürt, Naime Erdem Başaran'ın ise Türk kökenli olmaları söyleşiye ayrı bir renk kattı.

Geçen dönem Sol Parti'nin Altona bürosunu irtibat adresi olarak kamuoyuna açıklayan HDP Hamburg bileşenleri, bu kez Sternschanze semtindeki ATİK dernek adresini ( Bartelstr.) irtibat bürosu olarak tercih ettiklerini açıkladılar.

İşte o söyleşiden satır başları...

HAMBURG'DA YAŞAYAN SEÇMENİN KAYDI AFGANİSTAN DA ÇIKTI

Hedefimiz Hamburg'da birinci parti olmak diyerek söze başlayan HDP sözcüleri karamsar değildi.

7 Haziran seçimlerinden Türkiye'de üçüncü, Avrupa'da ise ikinci büyük parti olarak çıkan HDP'nin, Avrupa'da oy kullanılan seçim sandıklarında sadece "müşahit" olarak görevli kılınmasının açık bir ayrımcılık olduğunu belirten Fersoğlu ve Başaran, YSK'nin (Yüksek Seçim Kurulu) bu önemli hatayı acilen düzeltmesini istediler.

YSK, HDP KONUSUNDA AYRIMCILK YAPIYOR

Fersoğlu ve Başaran konuşmalarında, "7 Haziran seçimlerinde onlarca seçmenin sandık kaydının titizlikle yapılmadığına inanıyoruz. Hamburg ve çevresinde ikametgâh etmesine rağmen, seçim kaydı Afganistan'da, hatta Avustralya'da çıkanların olmasına bir türlü anlam veremiyoruz. Çoğu seçmen iki üç kez yüzlerce kilometre yapmak durumunda kaldı. Yine de sorun çözülmedi. Bu türden eksikliklerin yeniden yaşanmamasını istiyoruz." dediler.



7 Haziran seçimlerinde beklentiniz gerçekleşti mi şeklindeki sorumuza yönelik ise, "Seçmenlerde devlete karşı inanılmaz düzeyde bir güvensizlik var. Çoğu kişi T.C. ile ilişkisini yıllaradır kesmiş durumda. Yürüyüş ve gösterilere koşarak tereddütüz gelenleri ne yazık ki, seçim sandığına taşıyamadık. 1 Kasım seçimleri için eksikliklerimizden ders çıkaracağız. Geçen seçimlerde Hamburg'da HDP olarak hedefimiz 20-30 bin arası oy iken, 6 bin gibi az bir oy alabildik. 1 Kasım seçimlerinde iddialıyız ve Hamburg'da birinci parti olacağız" dediler.

BASINA YASAK SEÇİMLERE GÖLGE DÜŞÜRDÜ

"Seçimler süresince basın mensuplarına uygulanan yasaklar seçimlere gölge düşürdü. Basına sadece ilkgün izin verilmesi açık bir handikaptı. Süreç demokratik işlemiş olsaydı sonuç çok daha farklı olabilirdi.  Öte yandan iyi
Türkçe konuşamadığı için çoğu seçmene keyfi engel çıkarıldı. Almanca konuşulduğunda ses çıkarılmadı. Ama kürtçe konuşulunca engellendi ve ters bakıldı. Seçmenlerin giyim-kuşamları dahi sorun edildi. Neredeyse üzerlerindeki kıyafetlerini çıkarsınlar denildi. Yaşadığımız Avrupa'da bu ayıpa son verilmeli."

HDP İLE PKK AYNI DEĞİLDİR

HDP ile PKK arasındaki son dönemlerde basına yansıyan söz düellosuna yönelik sorumuza ise şu yanıt verildi:

HDP, Türkiye halklarının barış özlemidir. PKK ile metodları temelden farklıdır. PKK silahlı mücadele yürüten bir harekettir. HDP ile PKK'nin dayandıkları taban aynı olsa dahi, HDP barışçıl ve eşit yurttaşlık talebini öne çıkarmaktadır ve kesinlikle barışçıl yöntemlerden yanadır. Türkiye'de barış içinde bir seçim ortamının yaratılması için, acilen PKK ile TSK arasında bir süredir yeniden başlayan silahlı çatışmalara son verilerek karşılıklı ateşkes ilan edilmelidir.

ERDOĞAN'IN SONU GELDİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dünya kamuoyuna yansıyan yolsuzluk dosyalarından Lahey Uluslararası Mahkemesi'nde yargılanmak korkusundan, 1 Kasım 2015 seçimlerini sıkıyönetim koşullarında yapmasının bile gündeme geleceğini ileri süren HDP sözcüleri, herşeye rağmen yurt dışında verilecek her oyun özel bir anlamı olduğunu belirterek, Erdoğan'ın sonu geldi dediler.