Hilal Köylü

AB ülkeleri, sığınmacı akını ile nasıl mücadele edeceğinin yollarını ararken Ankara, aynı günde konuyla ilgili iki önemli konuğu ağırladı. Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn ile Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier, Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu ile görüşerek sığınmacı krizini nasıl yönetecekleri üzerinde durdular.


Asselborn; AB’nin sınırlarını kapatarak sığınmacıları Türkiye’de tutmak gibi bir amacının bulunmadığını belirtirken, sığınmacıların AB ülkelerine dağılımını iyi bir şekilde yapmayı planladıklarına dikkat çekti. AB’nin Türkiye’ye maddi yardım konusu üzerinde de ağırlıklı olarak durduğunu belirten Asselborn, "Biz Türkiye’ye para vererek sığınmacıların AB yolunu kesmeye çalışmıyoruz. Bunu satın almaya çalışmıyoruz. Ama sınırlardan geçtikleri zaman yaşanan anarşi durumun önüne geçmeliyiz" diye konuştu.

Asselborn, AB ülkelerinin kapılarını sığınmacılara kapatıp kapatmayacağı sorusuna, "Öyle bir niyetimiz yoktur. Bu zaten AB ilkelerine aykırıdır. Kapılarımızı bu drama kapatamayız" yanıtını verdi.

"Sorunun köküne inelim"

Asselborn’un bu açıklamasıyla Ankara’da "AB Türkiye’ye maddi yardım yapıp, sığınmacıların daha çok Türkiye’de kalmasını istiyor" değerlendirmeleri daha da öne çıktı. Ancak Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier, Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu ile düzenlediği basın toplantısında Almanya’nın mülteci krizine "daha akılcı bir çözüm" bulmaya ve bu konuda tüm AB’yi ikna etmeye kararlı olduğuna dikkat çekti.

Steinmeier, ünlü Alman filozof Kant’a gönderme yaparak "Kant’ın ifade ettiği gibi pratik bir akıldan daha fazla bir şeye ihtiyaç duymuyoruz diye düşünüyoruz. Türkiye’ye yardım yapılması şart. Tüm dünya ülkelerine yardım çağrısı önemli ama şu anda sığınmacıların adil bir şekilde, sayıca dağıtılması önemli değil. Bunun da ötesine geçmemiz, konunun köklerine inmemiz gerekiyor" dedi.

Steinmeier, Türkiye’nin de içinde olacağı aktif bir 'mülteci diyalog hattı'ndan sözederken, AB içişleri, dışişleri ve kalkınma bakanlarının bu hatta sürekli aktif olması ve operasyonel hareket etmesi gerektiğini vurguladı. Steinmeier, AB’nin sığınmacılara maddi yardım konusunu da kısa sürede netleştireceğine dikkat çekti ve "İki milyon Suriyeli'yi barındıran Türkiye’nin en büyük yardımı alması gerekir" dedi.

"Duvar örmeyin"

Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu da; Türkiye’nin mültecilere "takdir edilmek" için yardım yapmadığının altını çizerken, AB’nin son dönemdeki uygulamalarına sert çıktı. Sinirlioğlu, "Biz, çalışmalarımızı insanlık için yapıyoruz. Duvar örmek, çitler inşa etmek, barikatlar kurmak suretiyle kriz aşılamaz. Almanya ile tam bir mutabakat halinde olmamız, birlikte hareket etmemiz krizi daha kısa sürede çözmemizi sağlayacak" dedi.

"Avrupa rüyasını kirletmeyin"

İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi Başkanı Metin Çorabatır da deniz ve kara yoluyla Avrupa’ya ulaşmaya çalışan sığınmacılara, Türkiye ile Avrupa’nın nasıl yaklaşmaları gerektiğini Deutsche Welle’ye değerlendirdi. Çorabatır, Almanya’nın 'aktif diyalog hattı' kurma girişiminin çok yerinde olduğuna dikkat çekti ve "Öyle bir zaman geldi ki; samimi bir şekilde Türkiye, Avrupa ülkeleri ve Birleşmiş Milletler acil bir strateji belirlemeli ve samimi bir çözüme ulaşılmalı" dedi. Sığınmacı krizinin Avrupa ile Türkiye arasındaki buzları da eriteceğine inandığını belirten Çorabatır, "Bu insanların hiçbir yerde umudu kalmadığı için Avrupa’ya ulaşmaya çalışıyorlar. Onların bir Avrupa rüyası var ve bu rüyanın kirletilmemesi gerekiyor. Türkiye’ye entegre olamayanın Türkiye’de zorla tutulması da yanlış olur. Maddi kaynaklar, mültecilerin beklentileri doğrultusunda değerlendirilmeli. Eğer akılcı değerlendirmeler yapılmazsa tarihin en büyük insanlık suçu da işlenmiş olacak ki, bu hepimizi derinden yaralayacak" yorumunu yaptı.

AB’nin sığınmacılara yardım için Türkiye’ye mali destek arayışı sürüyor. Avrupalı yetkililer, aktarılabilecek kaynağın 1 milyar Euro hacminde olduğunu belirtiyor. Türkiye, misafir ettiği yaklaşık 2 milyon 200 bin Suriyeli için bugüne kadar 7 milyar 600 milyon dolar harcama yaptı. (DW)