Almanya Savunma Bakanı Ursula von der Leyen dün Bild am Sonntag gazetesine, “Türkiye'nin IŞİD'e karşı kendini savunmaya ne kadar hakkı varsa, PKK'yla uzlaşma yolundan sapmaması da o kadar önemli” demişti.

Başbakan Angela Merkel'in de dün Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu ile telefon görüşmesinde IŞİD'le mücadelede dayanışma ve destek sözü vermiş, ancak tüm zorluklara rağmen Kürtlerle çözüm sürecine devam etme ve "gerekli önlemlerin alınmasında orantılılık ilkesinden uzaklaşmama" telkininde bulunmuştu.

Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ) ise, yarın Brüksel'de yapılacak NATO toplantısı öncesinde hem Alman hükümetinin, hem de AB'nin, Washington'dan farklı tavır aldığını yazdı.

“Doğrudan taraf olan ülkelerin ötesinde etkileri olan bu güç stratejik ortamda, bu görüş ayrılığı fazla büyük” diyen gazete, Batı dünyasının iki yakası arasındaki bu anlaşmazlığın fazla ileri götürülmemesi gerektiği uyarısını yaptı.

PKK'nın, “Almanya'da da yasaklanmış bir terör örgütü olduğunu” yazan FAZ, “çok cepheli bu savaşta mükemmel çözümlerin zaten var olmadığını” belirterek, Batılı politikacıları Ankara'nın PKK'ya saldırılarına karşı çıkmamaya çağırdı.

Fakat bu bakış açısıyla FAZ'ın Alman kamuoyunda yalnız kaldığı dikkat çekiyor. Ankara'nın PKK hedeflerini, Berlin'de kapalı kapılar ardında PKK yasağının kaldırılması tartışmalarının yapıldığı bir dönemde vurması, Alman kamuoyunda daha çok Türkiye'nin eleştirilmesine yol açıyor.

Örneğin Berliner Zeitung, ABD'yi Ortadoğu'da hep aynı hataları yapmakla suçlayarak, “Ankara destek olsa bile, IŞİD'in sadece hava harekâtlarıyla yenilemeyeceğini” öne sürüyor ve Suriye Kürtlerinin şu anda ABD'nin kara kuvveti görevini gördüğüne işaret ediyor.

Bu nedenle gazete, “Türkiye'yi istenen yola sokmak için, onun Suriye Kürtleri'ni ve PKK'yı vurmasına göz yummanın pek de küçük bir taviz olmadığını” savunuyor. Bugün bu eleştirilere siyasiler de katıldı.

Hem muhalefetteki Yeşiller ve Sol Parti milletvekilleri, hem de iktidar ortağı Sosyal Demokrat Parti temsilcileri yaptıkları açıklamalarda, son gelişmeleri Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 7 Haziran seçim sonuçlarını bir erken seçimle kendi lehine düzeltme amacıyla yaptığı bir manevra olarak değerlendirdiler.BBC