Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ülkede yayınlanan bir dergiye verdiği röportajda, NATO hakkında açıklamalarsa bulundu.

Almanya: Scholz ve Baerbock Tahran’ı kınadı Almanya: Scholz ve Baerbock Tahran’ı kınadı

Maas, zaman zaman NATO'daki kararların Washington'da alındığını ve Brüksel'in neredeyse hiç söz hakkı bulunmadığını belirterek, askerleri bir yere göndermeden önce daha fazla siyasi tartışma yapılması gerektiğini vurguladı.

Bu süre zarfında istifa etmeyi düşünüp düşünmediği sorusuna “İster inanın ister inanmayın, son birkaç gündür tek bir şey düşündüm, o da hepimizin yaptığı hatalardan sonuçlar çıkarmak ve mümkün olduğunca çok insanın Afganistan’dan çıkarılmasını sağlamak” diye cevap veren Maas, üzerinde çalışılması gereken konular olduğunu söyledi. Maas, yapılan hataların ardından çaresiz insanların daha zor durumda kalmamasını sağlamak istediklerini belirterek, Afganistan'dan kaçmak isteyen sivillerin haklı olarak onlarla ilgilenmelerini ve onları oradan çıkarmalarını beklediklerini ifade etti.

“NATO’NUN SİYASİ MİSYONU YENİDEN TANIMLANMALI”

Afganistan'da yaşanan sürecin önemli siyasal soruları da beraberinde getirdiğine değinen Maas, NATO'nun uluslararası görev ve misyonunun yeniden tanımlanması gerektiğine vurgu yaptı. Maas, gelecekte uluslararası sorumluluğun nasıl üstlenilmesi gerektiğinin ve NATO’nun salt bir savunma ittifakı olup olmadığı veya bu örgütün bu tür operasyonları yürütmek için de uygun olup olmadığının sorgulanması gerektiğini söyledi.

NATO'nun asıl misyonunun dışında kalan operasyonları kastettiğini vurgulayan Heiko Maas, “Afganistan misyonunun nedeni 11 Eylül 2001 saldırılarıydı. NATO misyonunun Afgan topraklarında daha fazla terörist saldırı yapılmamasını sağlaması gerekiyordu. Ancak bu başarıldığında, misyon yine de devam etti ve birden Afganistan’ın geleceği misyonuna dönüştü: Barışı sağlamak bizim işimiz mi? İnsan haklarının gözetilmesi işimiz mi? Aynı zamanda devlet biçimimizi ihraç etmek görevimizin bir parçası mı? Bu kesinlikle Afganistan’da başarısız oldu. Yine de, bu tür misyonların gelecekte NATO liderliğinde mümkün olup olmayacağı sorusu devam ediyor” dedi.

“NATO KARARLARI ABD’DE ALINIYOR, AVRUPA UYGULUYOR”

NATO kararlarının aslında ABD'de alındığını ve Avrupa'nın sadece uyguladığını vurgulayan Maas, Brüksel'in neredeyse hiç söz hakkı olmadığını belirtti. Askerlerini herhangi bir yere göndermeden önce siyasi olarak çok daha fazla tartışmaları gerektiğine değinen Maas, “Aksi takdirde, ABD'de kim başkan olursa olsun, yalnızca Washington’un kararlarını uygulamamız gibi bir risk söz konusu olur” ifadesini kullandı.

“NATO’NUN AVRUPA KANADINI GÜÇLENDİRMELİYİZ”

Almanya ve Avrupa’nın, ABD’ye olan askeri bağımlılıklarının nasıl kırabileceği sorusuna Maas, “NATO içerisinde Avrupa kanadının güçlendirilmesini düşünmeliyiz. Gerçek şu ki ABD birçok şeye karar veriyor ve biz de uyguluyoruz. Çünkü ABD’siz zorlu uluslararası misyonları yürütecek durumda değiliz. Afganistan’daki başarısızlık, dış politika ve güvenlik politikası açısından dünyadaki sorumluluğumuzu tamamen reddetmemize yol açmamalıdır ama Afganistan'da yaşananlar da tekrarlanmamalı” şeklinde cevap verdi.

“GELİŞMELERDEN TRUMP YÖNETİMİ SORUMLU”

Eski ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin Afgan hükümetini her türlü siyasi görüşmelerden dışladığını söyleyen Maas, “Afgan hükümeti sadece Taliban ile değil, aynı zamanda uluslararası müttefiklerle de görüşmelerden dışlandı. Bunun sonucunda ABD’nin ve diğer tüm yabancı birliklerin bu yılın Mayıs ayının başında Afganistan’ı terk etmesi gerektiği konusunda bir anlaşma oldu” dedi.

Beyaz Saray’daki değişiklikten sonra, yeni Başkan Joe Biden yönetimine bu kararın ne olacağını sormak için İngiltere, Fransa ve diğer NATO müttefikleriyle birlikte çalıştıklarına değinen Maas, aslında tüm ortakların, çekilmeyi bir programa değil, koşullara bağlamaktan yana olduğunun altını çizdi.

Yabancı birliklerin Mayıs’tan sonra Afganistan’da kalması durumunda, Taliban ile bir savaş olabileceği gerekçesiyle zaman tanımlı bir geri çekilmenin tercih edildiğini söyleyen Maas, “ABD birliklerinin geri çekilmesini farklı şekilde hayal ederdik ancak gelişmenin suçu Biden’ın selefine (Trump) ait” dedi.