Almanya Başbakanı Merkel, 8’i Türkiye kökenli 10 kişiyi öldüren Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terörünü Almanya tarihinde “çok kara bir leke” olarak tanımladı,“bu dosya kapanmadı” dedi.

Her yıl geleneksel olarak yaz tatili öncesinde düzenlediği basın toplantısında iç ve dış politika gündemine ilişkin soruları yanıtlayan Merkel, NSU yargı sürecinin tamamlanmasını, mağdur ailelerin eleştirilerini değerlendirdi. 

NSU mağdurlarının Münih'te açıklanan karar sonrasında duydukları hayal kırıklığını anlayabildiğini söyleyen Merkel, "Ağır ve kanımca hukuken haklı cezalarla sonuçlanan, uzun ve yoğun bir dava süreci, mağdurların yaşadıkları acıyı tek başına hafifletemez” diye konuştu.

Merkel, Federal Meclis'teki NSU soruşturma komisyonlarının hayata geçirilmesini istediği 47 önerinin büyük ölçüde hayata geçirildiğini, eyaletlerde çalışmaların sürdürüldüğünü, gerekli görüldüğünde ve yeni bulgular ortaya çıktığında da harekete geçileceğini ifade ederken NSU dosyasının kapanmadığını vurguladı. 

"Yetkili makamların zamanında farketmedikleri, çoktan aydınlatmış olmaları gereken bu korkunç ve çetrefil eylemler nasıl gerçekleşebildi?” sorusunun halen gündemde olduğunu vurgulayan Merkel, "Şüphesiz ki bu Almanya Federal Cumhuriyeti tarihinde çok kara bir leke. Bu nedenle bu dosyanın kapatılması mümkün değil” diye konuştu.

Almanya Başbakanı, kurban yakınlarının "en meşru talebidir” dediği, toplumsal yüzleşme ve aydınlatma çabalarının da devam etmesinin önemine vurgu yaptı. 

"Siz NSU cinayetlerinin eksiksiz aydınlatılacağı sözünü vermiştiniz, ancak bu başarılamadı. Sizin için bu dosya kapandı mı?” sorusuna ise Merkel şu yanıtı verdi: "Benim için kapanmadığını ifade ediyorum. Benim görevim farklı bir boyutta, olayların bütün boyutlarıyla aydınlatılmasını kapsıyor, güvenlik güçlerinin daha iyi işbirliği yapmasını temin etmeyi, böyle olayların gerçekten de yeniden yaşanmayacağından emin olmamızı sağlamayı kapsıyor. İşte bu doğrultuda çalışmaya devam edilmesi gerekmekte.”

"Ders çıkardık”

Merkel, Almanya toplumunun daha uzun süre bu konuyla meşgul olmak zorunda olduğunu ifade etti. "Pek çok suç niteliği taşıyan eyleme karşın tek bir polis, istihbarat teşkilatı çalışanı ya da yargı mensubu hakkında soruşturma yürütülmemiş olunması sizin açısından kabul edilebilir bir durum mu?” sorusunu ise Başbakan Merkel şu sözlerle yanıtladı: 

"Pek çok alanda ilgili makamların çalışma tarzlarında önemli değişikliğe gittik. Ben federal düzeydeki güvenlik makamlarından sorumluyum ama gayet tabii ki eyaletlerdeki güvenlik makamlarıyla da konuştuk. Ben yaşadığımız bu korkunç olaylardan çok ders çıkardığımızı düşünüyorum ama süreç sona ermedi, süreç devam edecek.”

120 yıllık gizlilik kararı 

Bir gazeteci Merkel'e, NSU'yu kapsamlı bir şekilde aydınlatma sözünü hatırlatarak, "Bu bağlamda Hessen eyaletinde NSU dosyasına, büyük bir ihtimalle örtbas etmek için getirilen 120 yıllık gizlilik kararını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bilgi kaynaklarının korunması, aydınlatma çabalarından daha mı önemli?” sorusunu sordu. 

Merkel bu soruya, "Bilgi kaynaklarının korunması hukuk devletinin bir parçası… Ancak orantılılık önemli. Ben federal düzeyden sorumluyum ama gayet tabii ki konu eyaletlerle ele alınabilir. Şunu yinelemek istiyorum: Bu dosya kapatılmadı” yanıtını verdi.

Koalisyon ortağına sitem 

Basın toplantısına damga vuran bir diğer konu, Merkel ile koalisyon ortağı Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) arasında geçen haftalarda krize yol açan mülteci politikaları hakkındaki görüş ayrılıkları oldu. 

Merkel, CSU’nun lideri ve İçişleri Bakanı Horst Seehofer ile gerilimin tırmandığı süreçte, tartışmalara “çok kaba bir dilin” hakim olduğunu söyledi, tartışmalarda kullanılan söylemin, aşırı sağcı popülist jargona kaymaması gerektiğini vurguladı, bu konuda tüm siyasetçilerin çok dikkatli olmasını istedi. 

“Hükümet krizi çıktıktan sonra  istifa etmeyi düşündünüz mü?” sorusuna, “hayır” yanıtını veren Merkel, bir diğer gazetecinin “CSU’nun, sığınmacılar konusundaki çıkışını, sizi devirmek için bir darbe girişimi olarak gördünüz mü ?”sorusuna ise şu karşılığı verdi: “Tartıştığımız konu esasa ilişkin bir konuydu… Ve bu mevzu ile ilgili daha fazla bir yorum yapmak istemiyorum.”

ABD ile ilişkilerin geleceği 

Başkent gazetecilerinin basın toplantısında Merkel’e en çok soru sordukları bir diğer konu, ABD Başkanı Trump’ın Almanya’ya yönelik suçlamaları, transatlantik ilişkilerin geleceği oldu. 

Trump’ın Avrupa Birliği’ni “hasım” olarak gördüğünü söylediğinin hatırlatılması üzerine Merkel, Avrupalıların her konuda aynı fikirde olmasalar da, “ABD’yi önemli bir partner” olarak gördüklerini, kendisinin ilişkilerin geliştirilmesi için de çaba göstermeye devam edeceğini kaydetti.

“Trump sizce eleştirileriyle neden doğrudan Almanya’yı hedef alıyor?” sorusuna karşılık Merkel, Trump’ın bunu yapmasına yol açan motivasyonunu araştırmadığını söyledi, ancak bunun Almanya’nın ekonomik gücüyle ilintili olabileceğini ifade etti. 

“AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker’in gelecek hafta ABD’ye yapacağı ziyaret, bir ticaret savaşının önlenmesinde etkili olur mu?” sorusunu ise Merkel, “Çok ciddi bir süreç yaşıyoruz bunu çok net olarak ifade etmek isterim” diyerek yanıtladı. Tüm Avrupalı liderlerin  Juncker’ın arkasında olduğuna vurgu yapan Merkel, ABD’nin ticaret alanında Avrupa Birliği’ne karşı attığı adımlara karşılık vermek için hazırlıklı olduklarını söyledi, ancak böyle bir gelişmenin “en kötü çözüm” olacağı uyarısında bulundu. 

Merkel, Trump ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasındaki temas trafiğini de değerlendirdi. ABD ve Rusya’nın iki büyük askeri güç olduğunu hatırlatan Merkel, “Diyalog iyidir, özellikle de bu iki ülke arasında iletişim olması olumludur. 2005 yılından bu yana bir Rus devlet başkanının ABD’yi ziyaret etmemiş olması normal bir durum olmamalıdır” ifadelerini kullandı.

İsrail sorusunu yanıtladı

Uluslararası gündemin ağırlıklı olduğu basın toplantısında, Merkel’e sorulan bir diğer soru Ortadoğu Barış Süreci ve İsrail’de yaşanan son siyasi gelişmeler oldu. 

İsrail’i "Yahudi ulus devleti" olarak tanımlayan yasa tasarısının İsrail parlamentosunda kabul edilmesiyle ilgili soru karşısında Merkel yorum yapmaktan kaçındı. “İsrail’in içişlerine karışmak istemem” diyen Merkel, bununla birlikte Ortadoğu’da iki devletli çözüm politikasına desteğini yineledi. Varlığını sürdürebilecek bir Filistin devleti ile birlikte, demokratik bir Yahudi devletinin varlık hakkına inandığını vurgulayan Merkel, son günlerde İsrail’de yaşanan tartışmaları yakından takip ettiğini söyledi. Merkel, “Demokrasinin bir parçası olarak azınlığın korunması hakkı büyük öneme sahiptir” görüşünü vurguladı. (Deutsche Welle)