Af Örgütü Türkiye Şubesi Kampanya ve Aktivizm Koordinatörü Begüm Baştaş, insan hakları ihlallerine yönelik tehdidin dünya çapında arttığı uyarısı yaparken, özellikle Ortadoğu ve Afrika’da sivil ve sivil altyapılara yönelik görülmemiş oranda saldırılar olduğu tespitine değindi.

Baştaş, sığınmacı krizi bağlamında, 60 milyondan fazla insanın yerinden edildiği, geri gönderilme ve geri püskürtülmeler sürerken sığınmacı krizinin önlenmesinin zorlaştığına işaret etti.

Uluslararası Af Örgütü'nün 2015 Yıllık Raporu'nda, en az 113 ülkede ifade ve basın özgürlüğüne keyfi kısıtlamaların yapıldığı açıklandı.

Türkiye açısından, Haziran'daki genel seçimlerin ardından Temmuz’da alevlenen çatışmalara işaret edilen raporda, Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) ülkede gerçekleştirdiği ayrı ayrı saldırılarda 139 kişinin öldüğü belirtildi.
 
"Polisin aşırı güç kullanımı ve gözaltında kötü muamele"

Af Örgütü’nün raporuna göre, "Türkiye'de çevrimiçi ve çevrimdışı ifade özgürlüğü ciddi anlamda zarar görürken, barışçıl toplanma özgürlüğü hakkı ihlal edildi ve polisin aşırı güç kullanımı ile gözaltında kötü muamele vakaları artış gösterdi."

Yargı bağımsızlığına yönelik ihlallerin 2014’ten 2015’e daha da arttığına dikkat çekilen raporda, “Hakim ve savcıların siyasi amaçlı atamaları ve yer değişiklikleri, zaten bağımsız ve tarafsız olmayan yargıya daha da zarar vererek tüm yıl boyunca devam etti” denildi.

Uluslararası Af Örgütü Şubesi Kampanya ve Savunuculuk Direktörü Ruhat Sena Akşener de, Türkiye’de ifade özgürlüğünün özel başlıklar arasında olduğunu belirtti. Raporda, “basının hükümet tarafından uygulanan eşi benzeri görülmemiş bir baskıyla karşı karşıya kaldığı” vurgulandı.

“Eleştiriye tahammülsüzlük, hükümetin hedef aldığı medya şirketleri"

TCK 299 ve 125. maddeleri, terörle mücadele kanunu ve hakaret gibi muğlak suçlamalarla tutuklama ve gözaltılar olduğu, sosyal medya paylaşımlarının da bunu kapsadığı bildirildi.

Raporda, “Eleştiriye tahammülsüzlük, hükümetin hedef aldığı medya şirketleri ve dijital dağıtım ağlarına yönelik baskılar, kimliği belirlenemeyen saldırganlar tarafından saldırıya uğrayan gazete ve gazeteciler üzerinden basın üzerinde baskı kurulduğu" uyarısı yapıldı.

Raporda ayrıca, "Birçok haber sitesinin belirsiz sebeplerle engellendiği ve Güneydoğu’da görev yapan gazetecilerin polisler tarafından rahatsız edildiği ve saldırıya uğradığı” tespitlerine de yer verildi.

"Can Dündar, Erdem Gül, Canan Coşkun, Frederike Geerdink"

Cukhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaretten 105 cezai kovuşturma açılmasına izin verildiğine ve sekiz kişinin yargılanmak üzere tutuklandığına da dikkat çekilen raporda, Cumhuriyet gazetesi yazı işleri müdürü Can Dündar ve gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül, Cumhuriyet gazetesi muhabiri Canan Coşkun ve Diyarbakır’da bulunan Hollandalı gazeteci Frederike Geerdink’e yönelik basın özgürlüğü ihlalleri vurgulandı.

Raporda, Bugün ve Kanaltürk, ayrıca Millet ve Bugün gazetelerinin "yayım ve basımının zorla engellendiği ve kayyum atanarak, azimle muhalefet yapan bu haber kaynaklarının sadık birer hükümet yanlısı olarak tekrar açıldığı” ileri sürüldü.

"Elçi'nin öldürülmesinde faili meçhul endişesi"

İnsan hakları savunucusu Tahir Elçi’nin Diyarbakır’da öldürülmesine ilişkin “faili meçhul endişesi” de Af Örgütü temsilcileri tarafından dile getirildi.

Örgütün 2015 raporunda, "Türkiye özelinde ve dünyada cezasızlık sorununa" da dikkat çekilerek, "Kamu görevlilerince gerçekleştirilen insan hakları ihlallerine ilişkin kovuşturmaların, kritik delillerin saklanması ve savcılığın pasifliği gibi nedenlerle engellendiği" de savunuldu.

"Gezi protestoları, Ali İsmail korkmaz, Berkin Elvan"

Gezi protestolarında öldürülen Ali İsmail Korkmaz davasına ilişkin kovuşturmaların sonuçlanması ise “ufak olumlu gelişmeler” arasında gösterilen raporda, yine Gezi soruşturmaları kapsamında Berkin Elvan dosyasının tıkandığına ise vurgu yapıldı.

"Silahlı grupların ihlalleri" başlığı altında, terörist örgütlere ilişkin olarak da, IŞİD’in Diyarbakır, Suruç ve Ankara’daki üç ayrı saldırı gerçekleştirdiği, Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın DHKP-C tarafından rehin alındıktan sonra öldürüldüğü, PKK'nın da "Diyarbakır'da arabasının vurulmasıyla hayatını kaybeden Doktor Abdullah Biroğul da dahil olmak üzere birçok sivilin ölümüne sebep olduğu" belirtildi.

“Sığınmacılar gizlice gözaltına alındı”

Uluslararası Af Örgütü, sığınmacı krizini daha çok küresel düzeyde yer alan sorunlardan gördüklerinin altını çizdi. Af Örgütü’nden Akşener, “çatışmaların sürmesinin, krizinin sürmesi anlamına gelir” yorumunu yaptı.

Raporda, “Çoğu Suriyeli mülteci başkalarıyla görüşmelerine izin verilmeden ya da Türkiye’nin çeşitli yerlerinde gizlice gözaltında tutuldu” denildi:

“Tahmini 2.5 milyon mülteci ve sığınmacı Türkiye’de barındırılıyordu, ancak hükümet AB ile bir göç anlaşması üzerine görüşmeler yaparken bireyler giderek daha fazla keyfi gözaltılar ve sınır dışı edilmelerle karşı karşıya kaldı.”

"Silahlı çatışmalar, özellikle bölge sakinlerinin hayatlarına zarar verdi”

Raporda, “PKK’nin gençlik kolu (YDG-H) ile polis ve ordu arasındaki silahlı çatışmalar, özellikle bölge sakinlerinin hayatlarına zarar verdi” diye vurgulandı. Ayrıca, "İçişleri Bakanlığı’nın rakamlarıyla milliyetçi çete" saldırılarda iki kişinin öldüğü, 51 kişinin yaralandığı, 69 parti binası ile 30 ev ve işyerinin zarar gördüğü açıklandı. HDP ise, 126’sı kendi bürolarına yönelik olmak üzere 400’den fazla saldırı yapıldığını bildirdi.

Sokağa çıkma yasakları sebebiyle temel haklara ulaşımın engellendiği uyarısı yapılırken, Af Örgütü temsilcileri Güneydoğu’daki ihlalleri izlemek için bölgeye gitmenin mümkün olmaması sebebiyle, bölgedeki tanıklıklardan yararlanmak zorunda kaldıklarını söyledi. Bu açıdan, tarafsız bir heyetin bölgeye giderek ihlalleri tespit etmesi çağrısını yineledi.

"Tarafsız temsilciler ve barolar bölgeye gidemiyor"

Uluslararası Af Örgütü’ne göre, "bölgede kovuşturma başlaması, tarafsız temsilcilerin ve baroların bölgeye gidememesi nedeniyle mümkün olmuyor."

Toplanma özgürlüğüne yönelik ihlaller, muhalefetin bastırılması, işkence ve kötü muamele, Af Örgütü’nün 2015 yılı raporunda yer alan diğer başlıklar arasında yer aldı.

Bu ihlallere rağmen, kriz karşısında “anlamlı bir düzeyde tepki veren ülkelerin sayıca yetersizliği”, yaptırımları engelleyen boşluklar ve devletlerin “cezasızlık zaafiyeti”, rapora göre kilit sorunlar arasında.