Alman dış istihbaratı BND'den kampanya: Ajan arıyoruz Alman dış istihbaratı BND'den kampanya: Ajan arıyoruz

İşte o basın toplantısında AB Konseyi Başkanı Charles Michel'in açıklamalarından satır başları:

* Erdoğan'la AB-Türkiye ilişkilerinin geleceği hakkında dürüst ve samimi bir görüşme yaptık.

* AB'nin stratejik çıkarı, Doğu Akdeniz'de güvenlik ve istikrar ile Türkiye'yle karşılıklı yarar ve pozitif ilişkilerdedir.

* Türkiye-Yunanistan istikşafi görüşmelerini ve Yunan Dışişleri Bakanı'nın Türkiye'yi ziyaret edecek olmasını memnuniyetle karşılıyoruz.

* BM gözetiminde Kıbrıs çözüm müzakerelerinin yeniden başlamasını destekliyoruz ve gelecek haftalarda yapılacak toplantıyı dört gözle bekliyoruz.

* Doğu Akdeniz'de gerginliğin azaltılması olumlu bir adım oldu, bunun sürdürülmesi ve güçlendirilmesi gerekmektedir.

*  Görüşmede, Ankara-Brüksel temaslarının gelecek dönemde ağırlıklı olarak üç ana başlık altında sürdürülmesi üzerinde mutabakata vardık. AB, (Türkiye ile) ekonomik işbirliği, göç ve halklar arasında temas ile hareketliliği artırmak için somut gündem sunmaya hazır. Komisyon sığınmacılar için yeni öneri sunacak.

* Hukukun üstünlüğü ve temel haklara saygı AB'nin temel değerleridir. Türkiye'de bu konudaki son gelişmeler, özellikle ifade ve basın özgürlüğü, siyasi partiler ve medyanın hedef alınmasıyla ilgili endişelerimizi paylaştık.

* Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesi ciddi endişe uyandırmaktadır.

* İki gün önce ziyaret ettiğim Libya'daki tüm yabancı terörist ve savaşçıların derhal çekilmelerine yönelik çağrılarımızı yineledik.

* AB, işbirliğine ve karşılıklı çıkar ilişkilerine dayanan bir ilişki kurmaya hazır, aynı zamanda Birliğin ve Birliğe üye ülkelerin çıkarları ile AB değerlerini de korumaya devam edecek.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen:

* Türkiye yapıcı bir şekilde tekrar ilişki kurmak istediğini gösterdi; biz de Türkiye'yle ilişkilerimize ivme katmak için geldik; iki tarafa da fayda sağlayacak işbirliği alanlarını görüştük. 

* Gelecekte daha iyi ilişkiler inşa etmek istiyoruz, ancak yolun başındayız. Gelecek haftalar ve aylar bu yolda birlikte ne kadar ilerleme kaydedebileceğimizi gösterecek.

* Türkiye, Gümrük Birliği içinde hayati öneme sahip değerli bir ortak. Ticareti daha da artırabilmek için Türkiye'yle Gümrük Birliği'nin uygulanmasına ilişkin mevcut zorlukları ele alarak güncelleme için çalışacağız.

* Türkiye ile yapılan Gümrük Birliği Anlaşması, benzersiz bir çalışmadır. Sadece Gümrük Birliğini güncellemek değil, kamu-özel sektör işbirliğini daha güçlendirmenin yollarını da arayacağız. Bunu yaparken de odak noktamız yeşil ve dijital dönüşüm olacak.

* Türkiye ile AB arasında 2016’da imzalanan 18 Mart Mutabakatı hala geçerlili ve olumlu sonuçlar vermeye devam ediyor. Türkiye’nin bu çerçevede yükümlülüklerini yerine getirmesini bekliyoruz. Türkiye'nin sığınmacı anlaşmasına uyması büyük bir iyi niyet gösterisi olacaktır. Komisyon, Türkiye'deki sığınmacılara destek olunması ve Türkiye'nin düzensiz geçişleri önlemesi ilkeleri uyarınca önerilerini kısa süre içinde sunacak. Türkiye'ye sığınmacılar için fon akışının devam etmesine bağlıyız. 

* Temel haklar ve hukukun üstünlüğü AB için elzemdir.

* Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmiş olması karşısında derinden endişeliyiz. İstanbul Sözleşmesi konusunda Türkiye'yi ikna edemedik ancak kesinlikle geri dönülmesi çağrısı yapıyoruz. Kadın ve çocuklara karşı şiddetle küresel mücadelede müttefiklere ihtiyacımız var.

* (Taraflar arasındaki gerilimin azaltılmasına yönelik Türkiye'nin bir taahhüt verip vermediği sorusu üzerine) Bu aslında bir sürecin başlangıcı. Daha yolun başındayız. Bu yolun bizi nereye götüreceği tabii ki sadece müzakerelerin içeriğine bağlı değil, aynı zamanda Türkiye'nin bu olumlu ivmeyi devam ettirme isteği ve taahhüdüne de bağlı. Dolayısıyla son haftalarda gördüğümüz ivmenin sürdürülebilirliği kanıtlanmalı. Bu bağlamda aslında bizim için önemli olan bir nokta da insan haklarına saygı, hukukun üstünlüğüne saygı ve bu yönde ilerlemek. İnsan hakları ve hukukun üstünlüğüne saygı gösterildiği kanıtlanmalı. İstanbul Sözleşmesi üzerine uzun bir konuşma yaptık. Ayrılmak doğru bir sinyal vermedi.

* (HDP'nin kapatılması soruşturması, hapisteki Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş'ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kararına rağmen serbest bırakılmaması durumu hatırlatılarak 'Doğu Akdeniz insan haklarından daha mı önemli' sorusu üzerine) İnsan hakları müzakere edilebilir değildir. Kesinlikle öncelik bundadır. Örneğin AİHM'nin Kavala ve Demirtaş'la ilgili kararlarının çok net olduğunu gündeme getirdik. Avrupa Konseyi'nin kurucu üyesi Türkiye'nin AİHM kararlarına uyması önemlidir. (AİHM 3 yıldan uzun süredir hapisteki Kavala ve 4 yıldan uzun süredir hapisteki Demirtaş'ın serhal serbest bırakılması yönünde karar vermişti.) 

* AB, olumsuz gelişmelere dikkat çekmekten hiçbir zaman imtina etmeyecektir. Bu durum Yunanistan ve Kıbrıs gibi AB üyesi ülkelere yönelik tek taraflı eylemler için de geçerli.

Von der Leyen, aynı zamanda Twitter hesabından açıklama yaparak, Michel ile birlikte görüşmelerde temel haklar ve hukukun üstünlüğüne saygının AB için elzem olduğunun altını çizdiklerini, bunun ilişkilerin olmazsa olmaz parçası olması gerektiğini duyurdu.

Komisyon Başkanı, Türkiye ile işbirliğinin güçlendirilebileceği olası alanlar olarak Erdoğan'la görüşmede daha güçlü ekonomik ilişkilerin, Gümrük Birliği'nin güncellenmesinin ve AB-Türkiye anlaşması temelinde göç yönetiminde daha iyi işbirliğinin ele alındığını belirterek ekledi: "Fakat bunun gerçekleşmesi için Türkiye bağlı olduğu uluslararası insan hakları kurallarına ve standartlarına saygı göstermek zorunda." (Kaynak: Sputnik)